Doğan Grubu’nun POAŞ’taki vergi kaçağını artık bütün Türkiye biliyor,
2006’nın son günlerinde Sabah’ın ortaya çıkardığı Cumhuriyet tarihinin bu “En büyük” vergi kaçakçılığındaki toplam maliye alacağı, ceza ve gecikme faizleriyle birlikte 3 milyar YTL, ya da 2 milyar doları buluyordu,
Ancak TMSF’nin el koymasından sonra gerçekleşen yönetim değişikliği ile Sabah Gazetesi bu haberini unuttu ve gazetecilikte çok önemli bir unsur olan fikri takibi yapmadı,
Doğan Grubu Maliye ile masaya oturdu,
Pazarlıklar sonucu vergi kaçağı uzlaşmayla cezası ve faizleriyle birlikte 275 milyon YTL’ye indirildi,
Maliye bırakın ceza ve gecikme faizlerini borcun aslını bile düşürdü,
Sabah Gazetesi borcun düşürüldüğünü sanki Doğan Grubu’na ait bir gazeteymiş gibi gördü,
Kendi haberini inkar etti,
Sabah’ın bu tavrı, Sabah’ın yönetimine el koyan TMSF’nin yöneticilerini bile şaşırttı,
Kamu adına Sabah’ta görev alan ve gazeteci kökenli olmayan yöneticiler “Bu haberi en azından 1, sayfadan görmeliydik” dediler,
Ama Sabah’ı yönetmekte olan gazeteciler bu haberi geçmişte çok ağır yazılar yazdıkları Doğan Grubu ile uzlaşma ve Doğan’da bir kapı aralama fırsatı olarak gördükleri için bu rezaleti haber yapmaktan çekindiler,
Sadece Hıncal Uluç bana bir çağrı yaparak bu konuda köşesini bana açtı ve ben de orada bu kaçakçılıkla ilgili görüşlerimi aktardım,
Sonrasında yine ilginç gelişmeler oldu,
Benim yazımın Hıncal Uluç’un köşesinde çıkmasının üzerinden 24 saat geçmeden, Sabah’da Doğan Grubu’nun yanıtı yer aldı, Bu basın tarihinin en hızlı cevap hakkıydı,
Belli ki, Sabah’tan birileri daha gazete basılmadan Doğan Grubu’na benim yazımı okumuş yanıtını almışlardı, Utanmasalar benim yazı ve Doğan’ın yanıtını aynı gün basacaklardı,
Aydın Doğan adına avukatının gönderdiği yanıt ise tam bir komediydi,
“Bir vergi kaçağı yoktur, Çünkü kaçakçılık suçlarında uzlaşma olmaz” deniliyor ve benim hakkımda dava açılacağı söyleniyordu,
Bu utanmadan yapılmış bir laf ebeliği, bir kandırmacaydı,
“Uzlaşma” yapılması için bir vergi kaçağı olması gerekiyordu,
Uzlaşmaya tabi olmayan “Kaçakçılık” ise gümrük kaçakçılığı gibi kaçakçılıklardır,
Doğan’ın avukatları bunu çarpıtıp, sanki ortada bir kaçakçılık yokmuş havası vermeye çalışıyorlar,
Ortada Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçakçılığı vardır,
Ve ben Doğan’ın beni mahkemeye vermesini heyecanla bekliyor, istiyor, arzuluyorum,
Maliye kayıtlarından sonra, Adliye kayıtlarında da “Vergi Kaçakçısı” olarak tescillenmeleri için,
Son 1 ay
Seçim kararı alınınca tanıdıklar sordu, “Ne olur” diye,
“Son 1 ayı bekleyin” dedim,
Nedenini de anlattım,
“Türkiye’de siyasi tablo son 1 ayda tam olarak şekillenir”
Size de anlatayım,
Cumhuriyet mitingleri Türkiye’de ilginç bir hava estirmiş, siyasi tansiyonu yükseltmişti,
Ama çabuk unutan bir halk olduğumuz için son 1 ayda en az bir kaç Cumhuriyet Mitingi daha yapılacaktır, Kuşkum yok,
MHP yılların suskunluğundan sonra son 1 ayda meydanlara çıkacak, güçlerini harekete geçirecektir,
Yaz aylarında PKK yine azıtacak, Hükümet ABD korkusuyla “Irak’a girin” emrini veremeyecek, Hükümet emir vermeden asker Irak’a girmeyecektir,
Bu arada kim bilir belki Genelkurmay’ın bir “Çıkışı” daha olacaktır,
Birleşmeler, birleşememeler netleşecektir,
Siyasette son 1 ay çok önemlidir,
Şeyh’in seçimi
İETT arazisini alan Dubai Şeyhi Maktum, seçime kadar parayı ödememe kararı almış,
Belediyeden sure uzatımı istemiş,
Anladığım kadarıyla belediye süreyi uzatmış,
Belli ki, Şeyh seçimi bekliyor,
Ve belli ki, Şeyh AKP’nin kazanacağından emin değil,
“Ya CHP veya MHP kazanırsa” diyor,
CHP kazanırsa verilen sözlerin geçersiz olacağını, inşaatı dilediği gibi yapamayacağını ve belki de başka sözlerin hiç gündeme bile gelmeyeceğini düşünüyor,
Parayı yatırıp sonrasında yıllarca sürecek bir mücadeleye girmektense “AKP kazanamazsa teminatı yakarım” diye düşünüyor olmalı,
Bu tavır Türkiye’ye hukuk değil, aşiret devleti muamelesi yapmaktır,
Ama siyasete bakınca Şeyh’in haksız olduğunu söylemek de mümkün değildir,
Rejimle sorunu çözmek için
Alkollü içki üreticileri yıllardır Maliye Bakanı’nın ve hatta Başbakan’ın kapısını aşındırıp vergi indirimi istediler,
Ciddiye bile alınmadılar,
Ancak seçimlere günler kala Maliye Bakanı Unakıtan “Alkollü içkilerde KDV indirimini ele alıyoruz” demeye başladı,
Bunu alkollü içki üreticilerinin sorunlarını çözmek için yapmadığı aşikar,
Rejimle sorunlarını çözmek için yapıyor,
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hiç Değilse başkalarını utandıracak kadar utanç verici işler yapmadığımız zaman,