Bükemediğin eli

Aydın Doğan’ı eleştiriyoruz, kızıyoruz, kınıyoruz,

Her gün bana ulaşan bir kaç yüzü aşkın yorumun neredeyse yüzde doksanında Aydın Doğan’a yönelik bir öfke var,

Bu öfke nedensiz değil elbet,

Doğan’ın fırsatçılığı, vermeden almayı seven tavrı, Türkiye’de hiç bir üretim yapmadan sadece para kazanmakla ilgilenmesi bu “Öfkeyi” körüklüyor,

Cebinden beş kuruş vermeden, İş Bankası’nın sağladığı kaynakla İş Bankası’ndan aldığı Dışbank’ı 1 milyar Avroya satması, devletten aldığı POAŞ’ın bedelini devlete ödemesi gereken vergiyle ödemesi, bu durum ortaya çıkınca gelen vergi borcunu kuşa çevirmesi, elindeki medyanın siyasi gelişmelere göre fırıldak gibi dönmesi, oportünist tavrı Aydın Doğan’ı antipatik hale getiriyor,

Ancak Aydın Doğan’ın payını da vermek lazım,

Doğan müthiş bir adam,

Herkesi titretiyor,

İşte medyadaki durum,

Sabah’ı ve ATV’yi bir hortumcuyu kullanarak da olsa yıkmayı başardı,

Şu an her ikisi de suskun, Satılacaklarmış,

Ne fark edecek? Aydın Doğan kendi veya paravanlarından biri almazsa bile satın alan kişi Aydın Doğan’la çatışabilecek mi zannediyorsunuz?

Elbette ki böyle bir şey olmayacak,

İş dünyasında durum farklı mı?

Bir gün ziyaretime gelen çok anlı şanlı bir işadamı uzun uzun Aydın Doğan’dan yakındı,

Gireceği bir ihale ile ilgili Aydın Doğan’dan üstü kapalı  ve nazikçe tehditler aldığını anlattı ve “Emin olun iş Dünyasının Çakıcısı oldu, Racon kesiyor” dedi,

Ben de kendisine “Bir röportaj yapalım bunları anlatın” dedim,

“Bunu yapmak için delirmiş olmam lazım, Deliye benziyor muyum Fatih Bey” dedi,

Siyasette durum farklı mı?

Pijama ile Başbakan karşılaması ünlüydü Doğan’ın, Bu karşılama Mesut Yılmaz’ın siyasi hayatının sonu oldu,

Eski yeni pek çok siyasetçi şimdi Aydın Doğan’ın yanında “Saray soytarısı” gibi gezmeye devam ediyor, Sihirli elini değdirirse yeniden parlayacaklarını düşünüyorlar,

Birleşmelerine destek verdiği partilerin listelerine hemşerilerini, köylülerini ve memurlarını aday diye yazdıran yine Aydın Doğan,

Doğan yakın zamana kadar bir Tayyip Erdoğan’ın bileğini bükememişti,

Sonunda onu da başardı,

Önce vergi borcunu indirdi, ardından bir türlü alamadığı rafineri iznini aldı, Yakında Hilton arazisi için imar iznini de çıkarırsa kimse şaşırmasın,

Başbakan Erdoğan herhalde bir atasözünü hatırlamış olmalı ki, “Bükemediği eli öptü”

Berhudar olur inşallah!

 

Her Sayın Sayın Mıdır?

Başbakan Erdoğan’ın yıllar önce Abdullah Öcalan’la ilgili bir soruyu yanıtlarken “Sayın” demesiyle ilgili olarak verilen takipsizlik kararı bozuldu,

Bu durum tam bir komedi,

Erdoğan’ın orada “Sayın” derken “Sayın”ı kastetmediği net,

Belli ki, ağız alışkanlığıyla dili sürçmüş,

Erdoğan’ın partisinin adayları, Doğu ve Güneydoğu’da yerel beklentilere uygun söylemler kullanıyor olabilirler,

AKP’nin bölge milletvekillerinin bir bölümü Barzani’ye yakın olabilirler,

Hükümet bölgedeki Kürt oylarını kaybetmemek ve ABD’nin tepkisini çekmemek için sınır ötesi operasyona yeşil ışık yakmıyor olabilir,

Ama bütün bunlara rağmen Tayyip Erdoğan dil sürçmesi dışında bir nedenle “Sayın Öcalan” demez,

Bunun uğraşmak, uğraşanları küçültür,  

 

Güzel Bir Anket

Superonline’ın internet sitesinde müthiş bir seçim anketi var,

Bir göz atmanızı, dahası katılmanızı tavsiye ediyorum,

Ankete 400 binin üzerinde katılım olmuş, Sayı hergün artıyor,

Bu yüksek sayı manipülasyon ihtimalini azaltıyor,

Üstelik de anket genel olarak “Hangi partiye oy vereceksiniz?” diye sormuyor,

Türkiye’yi il il alırmış ve oy kullanacağınız ile göre ankete katılıyorsunuz,

İllerdeki seçmen sayısı ile illere göre atılan oylar da orantılı,

Çok iyi planlanmış, çok iyi sunulmuş bir anket,

Bu anketi mutlaka bir görün,

Sonra üzerine hep birlikte konuşuruz,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Siyasetçiler iş seçer gibi parti seçmediği zaman

 

Erişilebilirlik Araçları