Komplo turizm

Fehmi Koru mühim adam, Cumhurbaşkanı’nın oda arkadaşı, iktidarın akıl hocası, iki köşenin ve sayısız televizyon programının sahibi olduğu için değil,

Çok uyanık, hatta cin gibi olduğu için,

Koru işin kolayını, daha doğrusu bedavasını buldu,

Köşe marifetiyle geziyor,

Yıllarca “Bilderberg toplantılarında karanlık işler dönüyor, Orada Dünya’yı karıştıracak kararlar alınıyor, Dünya oradan yönetiliyor, Güç odakları, tapınak şövalyeleri, masonlar, yahudiler orada toplanıp karanlık toplantılarda acayip kararlar alıyorlar” mealinde yazılar yazdı,

Bilderbergciler, önce “Yok öyle şey, Olur mu!” falan dediler ama Koru yılmadı, “Evet öyle öyle” diye yazmaya devam etti,

Bilderberg organizatörleri sonunda dayanamadılar, “Kardeşim yok öyle şey, Gel istersen sen de katıl” diyip, Fehmi Koru’ya da davet ettiler,

Fehmi Koru da “Yahu ben bu toplantılar hakkında söylemediğimi bırakmadım, Şimdi nasıl giderim” falan demedi,

İşi pişkinliğe vurup, “Gidip yerinde göreyim bakayım orada bir pislik dönüyor mu?” dedi ve Bilderberg toplantılarına katıldı,

Koru katılınca toplantılar temizlendi mi, yoksa Koru mu kirlendi bilmiyoruz ama artık Fehmi Bey Bilderberg falan yazmıyor,

Gitti, güzel bir gezi yaptı, Merak ettiği bir yeri gördü, Geldi,

Bilderberg’de çöplenen Koru, geçen yaz “Rodos toplantıları” diye bir şey icat etti,

Şöyle yazdı, “Doğan Grubu yöneticileri Rodos’a gidip kararlar alıyorlar, Bu kararlar uygulanıyor ve Türkiye’ye yön verilmeye çalışılıyor”

Bunu bir kaç kez tekrarlayınca belli ki, Doğan Grubu Fehmi Koru’yu da davet etmiş ve “Gel bizimle Rodos’a” demiş,

Şimdi Fehmi Bey de Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök’le birlikte Rodos’a gidiyor,

Bayram namazı kılmaya ve “O meşum” toplantılara katılmaya,

Gidecek Doğan’ın orada karanlık işler çevirmediğini görecek, gelecek ve AKP nezdinde buna şehadet edecek, “Gittim, Bir halt yapmıyorlar, Geyik muhabbeti çeviriyorlar” diyecek,

Bu arada Doğan Grubu da eski bir oda arkadaşı vasıtasıyla, seçim döneminde kırdığı Abdullah Gül ve AKP ile dostluk pekiştirmeye çalışacak,

AKP’ye gitmesi istenen mesajlar, Fehmi Koru üzerinden yollanacak,

Yine de bravo Fehmi Koru’ya,

Köşesinde ürettiği komplo teorilerini, uçak bileti gibi kullanıyor,

Yılbaşına doğru da bir Maldiv toplantılarında büyük rezaletler yazısı patlatırsa iyi bir tatil daha yapabilir,

 

 


Ayıp Etmişiz

AKP iktidarı döneminde geçmişte yaptığımız her şeyden, yazdığımız her yazıdan utanır olduk,

“Haksızlık etmişiz” diye,

Çiller’e, Yılmaz’a, Demirel’e, herkese,

Şimdi bakıyorum da, Merve Kavakçı’ya da ayıp etmişiz,

Amerikan vatandaşı oldu diye kadıncağızın milletvekilliği düşürülmüştü,

Oysa şimdi Mehmet Şimşek’e bakın,

CIA tercümanı, ABD vatandaşı, İngiliz vatandaşı,

Kimseden çıt çıkmıyor,

Hakikaten geçmişte çok ayıp etmişiz,

 

 


Yazarla Yönetim Hep Sürtüşür

Emin Çölaşan saldırı altında,

“Sansüre uğradığın halde nasıl orada kaldın” diye,

Bunu yazanların tamamı, sansüre uğramamış insanlar, Çünkü sansürlenmelerine gerek yok,

Onlar sansürü baştan kafalarına yerleştirmişler,

“Güçlü olana, iktidara saldırma” diye beyinlerinin önüne yazmışlar,

O nedenle de sansüre uğramak gibi bir dertleri kalmamış,

Sonra Çölaşan’a diyorlar ki, “Sansüre uğradıysan neden orada durdun”

Allah aşkına suya sabuna dokunur bir şey yazıp da, az veya çok sansüre uğramayan gazeteci var mıdır?

Bırakın Türkiye’yi Dünya’da var mıdır?

Burada önemli olan genel duruşun bozulmamasıdır,

Yoksa muhalif gazeteciler bir gazetede en fazla üç beş gün yazabilirler,

Aykırı, muhalif yazarlar ile gazete yönetimleri arasında her zaman bir çekişme, bir itişme vardır,

Önemli olan burada ölçünün kaçmaması, yazarın fikren ezilmemesidir,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Çim biçme makinasının aslında çimi güzelleştirdiğini anladığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları