Askerlerimiz nasıl kurtarıldı

PKK, Roj TV ve PKK’nın haber ajansı Fırat News yalanlayadursun, PKK’nin elinde rehin tutulan Türk askerlerinin kurtarıldığı giderek kesinlik kazanıyor,

PKK’nın elindeki rehin askerlerimizin kurtarılma öyküsünün üzerindeki sır perdesi de giderek aralanıyor,

Bölgedeki kaynaklardan gelen bilgilere göre, PKK rehin aldığı Türk askerlerini geçtiğimiz hafta içinde, Kuzey Irak’taki güvenli evlerinden birine getirdi,

Türk askerlerinin buraya getirildiğini öğrenen Barzani’ye bağlı peşmergeler, edindikleri istihbaratı bölgedeki Türk askeri yetkililerle paylaştılar,

Derinlemesine yapılan istihbarat çalışmaları sonucunda Türk askerlerinin Kandil’e yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki bir köyde tutulduğu öğrenildi,

Bunun üzerine bölgede görev yapan Türk birliklerine bağlı az sayıda komando, Barzani peşmergeleri ile birlikte askerlerin rehin tutulduğu köye gitti,

Burada peşmergeler, PKK’lı teröristlerle temasa geçerek askerlerin kendilerine teslim edilmesini, mevcut durumun Türkiye’nin bölgeye bir harekat yapmasına ve ilişkilerin bozulmasına neden olacağını söylediler,

Peşmergelerin bu talebi PKK’lılarca reddedildi,

Bunun üzerine peşmergelerle birlikte, peşmerge kıyafetiyle köye gelen Türk komandolar harekete geçtiler,

Çıkan çatışmada 4 PKK’lının öldürüldüğü ve askerlerimizin kurtarılarak önce Kuzey Irak’ta güvenli bir bölgeye getirildiği ve gerekli hazırlıkların yapılmasıyla, bir süre sonra Türkiye’ye nakledildikleri söyleniyor,

Askerlerimizin kurtarıldığı yolundaki hebirimizden sonra PKK’nın yalanlaması üzerine yeniden konuştuğum kaynaklarım, haberin doğru olduğunu söylediler,

"PKK veya Roj TV ancak eski görüntüleri yayınlayabilir, Şu anda askerlerimiz güvende" bilgisini verdiler,

Daha sonra Roj TV’de askerlerimizin eski görüntüleri yayınlandı ve askerlerimizin en kısa sürede serbest bırakılacağı açıklaması yapıldı,

Bu durum, haber kaynaklarım tarafından PKK’nın moralman üstünlüksağlama çabası olarak değerlendiriliyor,

 

 


Sövülen Cumhuriyete Bakın

Bugün Cumhuriyet Bayramı,

84, yılı Cumhuriyetimizin,

84 yılda Cumhuriyet çocuklarının, yani bizim refahımız 145 kat artmış,

Az uz değil,

Elbette Batı’dan gerideyiz,

Ama Bu Cumhuriyet kurulduğu zamanki ekonomik düzeyimiz, refah düzeyimiz, eğitim düzeyimiz Afganistan, Irak kadardı,

Şimdi onlarla aramızdaki farka bakın,

Cumhuriyeti kurduğumuz zaman okur yazar oranımız kadınlarda yüzde 5, erkeklerde yüzde 10’lardaydı,

Bugün yüzde yüze yakın, Nüfusumuz 5 kat arttı,

1923’te kişi başı 45 dolar olan milli gelir bugün kişi başına 6 bin 625 dolar olmuş,

Az uz yol kat etmemişiz,

Cumhuriyet hepimize yaramış,

Ama her nedense hala Cumhuriyete sövüp duruyorlar,

“Elitler yaratmış, toplumda zenci beyaz ayrımı yapılmış, Anadolu ezilmiş, Egemen sınıf gücünü korumaya çalışmış” gibi safsatalarla Cumhuriyet’e saldırıyorlar, “Anadolu ayaklanmasından” söz ediyorlar, Cumhuriyeti “numaralandırıyorlar”

Bunu yapanlar kim?

Bugün iktidar olanlar,

Sadece bugün değil, son 50 yılın büyük bölümünde iktidarı kullananlar,

Kendi varlıklarının, kendi tezlerini çürüttüğünü görmezden gelerek,

Yıllardır Cumhuriyeti yöneten kadrolara bakın,

Ispartalı çoban Sülü hem Başbakan olmuş, hem Cumhurbaşkanı,

Malatya’nın köyünden Turgut Özal da aynen,

Sezer de afyonlu bir orta halli ailenin evladıydı, 

Taka kaptanının oğlu Tayyip Erdoğan Başbakan, İstese Cumhurbaşkanı da olurdu,

Onun Cumhurbaşkanı yaptığı Kayserili esnafın oğlu Abdullah Gül,

Lice’nin bağrından çıkan Hikmet Çetin Dışişleri Bakanı, Cumhurbaşkanlığı için adı geçti,

Bakanların neredeyse yüzde 80’i öyle,

Bürokrasi de de durum farklı değil,

Silahlı Kuvvetlerimizin komuta kademesi de,,,

Ve bir grup “Aydıncık” hala Cumhuriyete sövüyor, demokrasinin işlemeye b,aşladığını, egemenlerin bundan rahatsız olduğunu iddia ediyor,

Dünyanın bir başka demokratik ülkesi var mı acaba, bu kadar aşağıdan aldığı insanları, bu kadar yukarı taşıyabilecek bir dinamizme, güce, eşitlik anlayışına sahip olsun,

Bu Cumhuriyetin tek bir hatası var,

O da bu aydıncıkların söylediğinin tam tersi,

Bazen ayakları baş, başları ayak yapıyor,

Yani kendini koruyamamak pahasına,

 

 

 


Taraf Olmayan

Yeni bir gazete çıkıyormuş,

Heyecanla bekliyoruz, Ahmet Altan ve büyük bölümü 2, Cumhuriyet tarzı yazarlardan oluşan bir kadrosu carmış,

Öyle duyuyorum,

Tanıdık, bildik, iyi isimler,

Profesyonel bir kadrolaşmadan çok, fikir düzeyinde bir dayanışma içinde gibi duruyorlar,

Geçen gün ünlü reklam yönetmenlerinden birinin evinde yemekte anlattıklarından öğrendim gazeteyi,

Hepsi yönetmenin de arkadaşı,

“Bize bir reklam filmi yapsana” demişler,

O da bir proje hazırlamış,

Maliyeti 50 bin dolar,

“O kadar para veremeyiz, Para alma” demişler,

Yönetmen “Zaten almıyorum, Bunlar maliyet unsurları, Kendime para istemedim” demiş,

Proje yatmış,

Yönetmen dostum şaşkın, “Reklam için 50 bir dolar yoksa, o gazete nasıl olacak, Eski solcular niye herşeye böyle bakarlar anlamıyorum” diyor,

Gazetenin adı Taraf olacakmış,

İlginç bir isim,

Eskiden ünlü İslamcı terör örgütü vardı: İBDA/C

İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi,

Eski dediğime bakmayın, Hala varlar,

Onların gazetesiydi Taraf,

Sürekli tehditler savuran, hedef gösteren tipik bir terörist gazetesiydi,

Bir de sloganı vardı: “Taraf olmayan bertaraf olur” diye,

O Taraf’ı epeydir görmüyordum,

Şimdi bu “Taraf” geliyormuş,

Hayırlı olsun,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Gazeteciler gizli görüşmeler yapmadığı zaman

Erişilebilirlik Araçları