Şeriat devleti olmayacağız ama

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediğine inanıyorum,

Türkiye bir din devleti olmayacak,

Şeriatla yönetilen bir ülke olmayacak,

Bunda samimi,

Peki ne olacak?

Gelişmelere bakarak biraz anlayabiliyorum,

Türkiye giderek muhafazakarlaşan bir ülke olacak,

Ülkede gerek siyasi, gerekse bürokratik koltuklarda oturanların büyük bölümü “Müslüman kimliğini” ön plana çıkarmış kişiler olacak,

Eşinin başı örtülü olmayan, Müslümanlığını bağıra bağıra ilan etmeyen kimse ülkenin bugününde geleceğinde etkili bir kurumun başına gelemeyecek,

İş dünyası ister istemez anı şekilde şekillenecek, Ülke yönetimi iş hayatına da yansıyacak,

Bütün büyük ihaleler, büyük özelleştirmeler Müslüman kimliğini bayrak gibi dalgalandıranlara yönelecek,

Kamu ile iş ilişkisi kurmak için bu kimlik gerekecek,

Özer denilen kurumlar aynı şekilde oluşacak,

Bu kurumların şirketlere bakışlarında İslami kimlik ön plana çıkacak,

Hal böyle olunca İslami kimlik taşıyan özel sektör kurumlarının önü açılacak, Rekabette avantajlı konuma geçecekler,

Bu yolla inanç kimliği önde olanlar zenginleşerek, diğerleri ise önce pazarlarını sonra şirketlerini kaybedecekler,

Kimileri direnecek veya kaybedecek,

Kimileri ise kaybetmemek için “İslami kimliğe” bürünecekler,

Elbette ki, İslamcı olmayanlara kimse karışmayacak,

Kimse zorla İslamcı kimliğe sokulmayacak,

Kimsenin yediğine içtiğine giydiğine karışılmayacak,

Üniversiteler harem selamlık uygulamasına geçilecek,

Bu kanunla değil, uygulamayla olacak,

Öğrencilerin çoğunluğu  öyle isteyecek,

Alkollü içki satışı asla yasaklanmayacak,

Ancak izin için mahalle halkından görüş sorulacak,

Görüş hep olumsuz olacağı için bu gibi yerleri açmak isteyenler demokratik bir biçimde uzaklaştırılacak,

Bu yazıyı daha epey uzatmak mümkün,

Çok da detayına girmeden olacağı bu,

Siz de kendi çevrenize bakarak nelerin değişeceği üç aşağı beş yukarı kestirebilirsiniz,

Ama Başbakan haklı,

Türkiye bir şeriat devleti olmayacak,

 

 


Koca popolu kalın bacaklı bir kadın

Simon de Beauvoir’ın arkadan çekilmiş çıplak fotoğrafı üzerine “Entellektüel hezeyanlar” yaşamayan yazar kalmadı memlekette,

Kimbilir belki de gündem dışına şerefli bir ricatın gerekçesi olarak kullanıldı,

Bilemiyorum,

Merak ettiğim ise şu: “Acaba memlekette kaç kişi Simon de Beauvoir’ı bilir”

Bırakın Madam’ı, Sevgilisi Sartre’ı tanıyan, hadi ondan geçtim ismini duyan kaç kişi vardır?

Madam de Beauvoir’in çıplak fotoğrafına bakanların büyük bölümü için o fotoğraf “Koca popolu, kalın bacaklı, çirkince bir kadının” resmidir,

Beaucoir ve Sertre üzerine derin bir tartışmaya girebilecek olsaydık, zaten 20 yıldır türbanı tartışıyor olmazdık,

Birileri çıkıp derse “İşte onları da öğretiyoruz ki, bundan sonra abuk sabuk tartımalar yapmayalım”

Gülerim,

Biz eğitim sistemimize Sartre’ı, Baudlaire’i, Schopenhauer’i, Nietsche’yi sokmayı hiç talep etmedik ki!

Biz eğitim sistemimize başörtüsünü sokmaya talibiz,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hiç kimsenin her zaman haklı olamayacağını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları