O ödülü geri verin Sayın Başbakan

Başbakan Erdoğan, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama, biraz abartılı da olsa,  haklı bir tepki gösteriyor,

İsrail her zaman olduğu gibi  vurdumduymaz,

İsrail’in kimseyi taktığı yok ama zaten Tayyip Erdoğan ve bir iki Güney Amerika ülkesi dışında pek tepki de yok,

Hal böyle olunca da İsrail iyice azıtıyor,

Hastaneleri, BM binasını ve içindeki sivilleri vurmakta beis görmüyor,

Olan biten beni 5 yıl öncesine götürüyor,

2004 yılının Ocak ayına,

New York’a, New York’un en soğuk günlerinden birine,

Başbakan Erdoğan’la birlikte New York’tayız,

Manhattan’ın göbeğinde, HSBC binasının yönetim katında çok önemli bir toplantı var,

Amerika’daki Yahudi lobisinin en önemli isimleri ile birlikteyiz, Erbakan’ın antisemitik geleneğinden yetişmiş Tayyip Erdoğan’a Yahudi Cemaati tarafından, cemaatin en önemli ödüllerinden biri verilecek,

AJC (Amerikan Yahudi Komitesi), Tayyip Erdoğan’a Yahudilere  büyük yardımları dokunan kişilere verdiği “Cesaret Ödülü”nü  layık görmüş,

AJC Başkanı, Erdoğan’ı öven bir konuşma yapıyor ve ödülü takdim ediyor,

Herkes alkışlıyor,

O gün o ödülü alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün gelinen noktada yapması gereken tek bir şey var,

Bu ödülü geri vermek,

Çünkü Erdoğan’a cesaret ödülü verenler, İsrail’in yaptığı kıyımı eleştirme konusunda aynı cesareti gösteremiyorsa, insan hakkı denince akıllarına sadece kendi ırklarından olanların hakları geliyorsa bu ödülü verme hakkına sahip olamazlar,

Ödül verme hakkına sahip olmayanların ödülü kabul edilmez,

Bu durum sonradan anlaşılmışsa o ödül iade edilir,

Tayyip Bey bu ödülü hemen paketleyip geri göndermelidir,

İsrail’i yönelik eleştirilerinde eğer samimi ise,,,

 

 


TRT: Tuncay Güney Televizyonu

Çarşamba günü Antalya’daydım,

Spor Yazarları Derneği’nin davetlisi olarak,

Akşam yemekteyken “TRT2’yi izliyor musun?” diye mesaj geldi,

Hemen odama çıkıp televizyonu açtım,

Türkiye’nin “En ciddi” televizyonu Tuncay Güney’i ekrana çıkarmış, karşısına da iki siyasetçi ve bir gazeteciyi oturtmuştu,

Tuncay Güney, akıl almaz iddialar ortaya atıyor, suçluyor, hakaret ediyor, ağzına geleni karalıyordu,

Karşısında oturanlar da durumdan gayet memnun görünüyordu,

Bir teki bile “Kardeşim sen bütün bunları nereden biliyorsun, Elinde belgen var mı? Ergenekon Savcısı ifadeni aldı mı?” diye sormuyor tam aksine çanak tutuyordu,

Tuncay Güney gayet laubali bir şekilde konuşuyor, Ertuğrul Özkök’ten ev, para istiyor, ekran karşısında bir şeyler yiyor, ağzı dolu vaziyette bir şeyler anlatıyordu,

Dayanaksız iddialar ortalıkta uçuşuyordu,

Tuncay Güney’e diyecek sözüm yok,

Şöhret olmanın tadını çıkarıyor, Türkiye’nin en önemli soruşturmasının merkezinde yer almanın keyfini sürüyor,

Belli ki, uçmuş,

Şeyh uçmaz, mürit uçurur,

Tuncay Güney’i de Türk medyası uçuruyor,

Güney’e sözüm yok ama ama TRT’ye diyecek sözüm var,

Dünyanın hiç bir yerinde, Türkiye’de bile hiç bir ciddi, aklı başında televizyon kanalı ya da yayıncı Tuncay Güney’i ekrana bu şekilde çıkartmaz, böylesine iddialarını belgesiz, kanıtsız söyletmez,

Ben size söyleyeyim, böyle bir program Habertürk’te yapılsa, bu programı yapan da, yaptıran da işinden olurdu,

Haberciliğin en temel ilkelerinden bu kadar yoksun, bu kadar uzak bir program yapılmasına hiç bir yerde izin verilmez,

Böylesi bir sorumsuzluğa devlet televizyonu alet edilmez,

Dün gazetede bu konuyu işlemeye hazırlanırken başlığı Serdar Ali Çelikler buldu,

Tuncay Radyo Televizyonu,

Ama bana sorarsanız, bu televizyon Tuncay Güney’in kendi televizyonu olsa, o bile böyle bir yayın yapmazdı, 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Terörden şikayet edenler teröre destek vermediği zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları