CHP yönetimi tam siper,
Mehmet Sevigen, palavradan bir basın toplantısı ile işin içinden sıyrılma sevdasında,
Parti yönetimi adına konuşan Mustafa Özyürek “Hukuki bir yanlış yok ama etik yanlış olabilir” diyor,
Daha ne olsun,
Siyaset dediğin başka ne ola ki!
Şaban Dişli olayını hatırlıyorum da, kıyametler kopmuştu,
Hep beraber koparmıştık,
Dişli de aynen Sevigen gibi önce bir basın toplantısı ile maçı idare etmeye kalkışmış, tepkilere dayanamayarak parti yönetiminden istifa etmek zorunda kalmıştı,
O günlerde Deniz Baykal’ın sesi çok gür çıkıyordu,
Mehmet Sevigen’in yediği haltla, Şaban Dişli’nin yediği halt nüanslar dışında aynı halttır,
Çözüm yolu da aynıdır,
Mehmet Sevigen de aynı Şaban Dişli gibi parti yönetiminden anında istifa etmelidir,
Tabii söz konusu olan CHP olunca bu bile yetmeyebilir,
Yolsuzluklar konusunda çok duyarlı olduğunu iddia eden Deniz Baykal, Mustafa Sarıgül’ü yolsuzluk dedikoduları yüzünden partiden atmış, bununla ilgili basın toplantıları yapmıştı,
Bırakın AKP’li Şaban Dişli’yi CHP’li Sarıgül için geçerli olan siyasi etik Mehmet Sevigen için geçerli değil mi!
Mehmet Sevigen dün parti yönetiminden istifa etmiş olmalıydı,
İstifa etmediği her gün, CHP’nin yolsuzluk iddiaları üzerinden, ki çoğunda da haklı, siyaset yapmasını imkansızlaştırır,
Mehmet Sevigen istifa etmemekte direniyorsa, Deniz Baykal gerekirse açık olarak, bir basın toplantısıyla Sevigen’i istifaya davet etmeli, bunun yanı sıra da parti disiplin kuruluna sevk etmelidir,
Siyasi ahlaksızlığın azı çoğu olmaz,
Namus gibidir,
Azıcık namussuz diye bir tanım olamaz,
CHP namusunu temizlemek zorundadır,
Bugün bile geçtir,
Doğan’a haksızlık
Doğan Grubu’na kesilen vergi cezasını ve vergi kaçakçılığı suçlamasını duydunuz herhalde,
Sağır sultan bile duydu,
Doğan’a yönelik pek çok inceleme yapıldığını biliyorduk,
Bu incelemenin de dedikoduları uzun süredir dolaşıyordu,
Ve sonunda patladı,
830 milyon TL,
Büyük para,
Biliyorsunuz vergi rekortmenliği ile övünen Aydın Doğan’ın POAŞ’ta yaptığı vergi kaçakçılığını yazan tek gazetenin yayın yönetmeniydim,
Bu haberlerden ötürü Aydın Doğan beni dava etti,
Ancak haklı çıktım,
POAŞ’ta müthiş bir vergi kaçağı vardı,
Ancak şimdi ben de isyan ediyorum,
Doğan’a kesilen ceza bana göre haklı bir ceza değildir,
Vergi kanunlarına bakıldığı zaman ortada bir kaçakçılık olmadığı açıkça görülür,
Belki bir usül hatası olmuş olabilir, belki bir eksik ödeme, geç ödeme olabilir, Dosyanın tamamını görmediğim için bilemiyorum ama görülen kadarıyla ortada bir kaçakçılık olmadığı nettir,
Doğan’a kağıt alımlarındaki katakullilerden ötürü ceza kesilebilir,
Orada pis kokular vardır,
Ama bu ceza haksızdır,
Medyaya yönelik bir baskının, bir hesaplaşmanın göstergesidir,
Böyle haksız cezalar, yarın kesilebilecek haklı cezalara da gölge düşürür,
Altınok nasıl gitti
Turgut Altınok’un AKP Keçiören Belediye Başkan adaylığından çekilmesi ile ilgili pek çok hikaye anlatıldı,
Ben size gerçeği anlatayım,
Altınok ile ile ilgili seks kasedi iddialarının Ankara’da ayyuka çıkmasının ardından Başbakan Erdoğan yakın çevresine konunun araştırılması talimatını verir,
Ertesi gün, iddialara konu olan çekimler Başbakan Erdoğan’a ulaştırılır,
Başbakan Erdoğan, çok yakın adamlarıyla birlikte kasedi izlemeye başlar,
Bir kaç dakika baktıktan sonra “Kapatın bu rezilliği der” ve Turgut Altınok’un çağrılmasını ister,
Kısa sure sonra Turgut Altınok gelir,
Başbakan, Altınok’a iddiaları sorar,
Altınok bunların doğru olmadığını söyler,
Başbakan “Gözümle gördüm Turgut” diyince Turgut Altınok kıpkırmızı olur ve “Gereğini yapmaya hazırım Başbakanım” der,
Bunun üzerine Başbakan “O zaman hemen gereğini yap” der,
Turgut Altınok çıkar ve istifasını açıklar,