Basına özgürlük isteyenlere bak

Dün sabah Taksim’deki merkez binamızın önünde gri renkli bir Doblo güvenlik kameramızı izleyen arkadaşlarımızın dikkatini çekti,

Ardından aynı gri Doblo binamızın arka tarafına geçti,

Camlardan birinin aralanarak Habertürk binasının fotoğraflarının çekildiğini farkeden güvenlik görevlilerimizden ikisi, 34 DE 5429 plakalı Doblo’nun yanına giderek amaçlarını öğrenmek istediler,

Ancak Doblo’nun sürücüsü güvenlik görevlilerimize galiz küfürler ettiler ve arkadaşlarımızdan birinin üzerine otomobili sürerek ve çarparak kaçtılar,

Bir saldırı şüphesiyle yaptığımız araştırma sonucunda söz konusu Doblo ticari aracın Hürriyet Gazetesi’ne ait olduğunu öğrenince rahatladık,

Hürriyet gazetesinin yönetiminden bir ricam var,

Binamızın dışının, hatta içinin fotoğraflarına ihtiyaçları var ise beni aramaları kafi,

Hemen yollarım,

Hatta isterlerse helikopterle yapılmış çekimleri de var,

Onları da yollarım,

Doğan Grubunun bizim gelişimizle ilgili rahatsızlığı ortada,

Habertürk gazetesinin hemen hemen bütün televizyon kanallarında izlediğiniz reklam filmleri iki kanalda yayınlanmıyor,

Bunlardan biri Kanal D diğeri ise Star,

Doğan Grubu’na ait bu iki televizyon reklam filmlerimizi yayınlamayı reddetti,

Aslında ihtiyacımız da yoktu, Biz de Turkcell gibi Doğan’a reklam vermeden de pazarda birinci olabileceğimizi biliyorduk ama kimseyi dışlamadığımızı göstermek için reklamlarımızı Doğan grubu televizyonlarında da yayınlamak istemiştik,

Ancak onlar bu filmleri yayınlamayı reddettiler,

Bizce bir sıkıntı yok,

Ancak onlarda bir sıkıntı olduğu belli,

Bir yandan kendilerine kesilen vergi cezası ile basın özgürlüğü, basına destek havası estirmeye çalışıyorlar,

Diğer yandan, her zamanki alışkanlıklarını koruyarak bir rakibi daha yola çıkmadan engellemek için kendi çaplarında ellerinden geleni yapıyorlar,

Bunları niye yazıyorum biliyor musunuz, gerçek yüzlerini görün diye,

Sabah’a hükümet tarafından el koyulmasını şampanyayla kutlamışlardı,

Ben de “Bizden sonra sıra size gelir” diye yazmıştım,

Belli ki, hala akıllanmamışlar,

Belli ki, “Bir şekilde pazarlık ederiz, Bunu da atlatırız” diye düşünüyorlar,

Atlatırlar veya atlatamazlar,

Bilemem,

İlgilenmiyorum da,

Ama  hem basına, hem de Türkiye’ye çok zarar verdiklerini biliyorum,

NOT: Geçtiğimiz günlerde Doğan Holding CEO’su Mehmet Ali Yalçındağ’ı ziyaret eden bir işadamı, Yalçındağ’ın masasında Habertürk’ün deneme baskılarından biri görmüş ve çok beğenmiş, O  baskılarda yer alan bazı haberleri ben de Doğan Grubu gazetelerinde gördükçe çok gülüyorum,

NOT2: Değerli okurlar, Doğan Grubuna kesilen vergi cezası ile ilgili elimden geldiğince tarafsız olmaya çalışıyorum, Ne kimsenin basın olduğu için cezalandırılmasını isterim, ne de kimsenin basın olduğu için yaptıklarının cezasız kalmasını, Tek beklentim adalettir,

 

 


İsim ver Yılmaz Özdil, isim ver

Yılmaz Özdil, Pazar günü Hürriyet’teki köşesinde medyanın ipliğini pazara çıkarma iddiasında bir yazı kaleme almış,

İddiaları vahim,

Sıralıyorum:

“Bir yanda Atatürkçü görünüp bir yandan Deniz Baykal’a giydiren köşe yazarı arkadaşın eşi Deniz Baykal tarafından partiden şutlanan bir Belediye Başkanı’nın yanında çalışıyor mu?

Bir ünlü habercinin oğlu belediye başkanlarının (ki benim bildiğim dört tane) halkla ilişkiler faaliyetini yürütüyor mu?

Bir büyük gazetenin Ankara ilavesinde  MHP adayının aleyhinde manşetler atılıyor… Ve bu gazete malum şahıs arafından 50şer bin 50şer bin satın alınıp sokaklarda bedava dağıtılıyor mu?

Hayali ihracatçıyla iş tutup katakulliyle tabak ithalatı yapan, sonra utanmadan halkın nabzını tutarken basın meslek ilkelerine özen göstermemiz gerekiğini hatırlatan duayen abimiz kim?

İzmir’de CHP adayı olmak için kulis yapan ve  o sırada gazetedeki köşesinde Türkiye’nin en namuslu insanlarından biri olan büyükşehir belediye başkan adayını yerden yere vuran gazeteci kim?

Ben sana belgesel yapayım deyip de, sağol istemem cevabını alınca falanca başkan kültür tanıtımı adı altında  aslında seks turizmine gitti diye döşenen araştırmacı yazar kim?

Yerel seçim programı ayaklarıyla kel alaka şehirlerin belediye başkan adaylarını ekrana çıkartıp uzay üssü kurma projelerini çok beğendim fian gibi saçma sapan röpotajlar yapanlar kelle başına kaç para alıyor”

Bu iddialar yılmaz Özdil’e ait,

Özdil bunların doğru olduğunu düşünüyor ki yazmış,

Ama bir eksik var,

Bu kadar iddialı laflar eden biri bunların isimlerini açıklamak zorunda,

Ben bazılarının kim olabileceğini tahmin edebiliyorum,

Yılmaz Özdil’den bir ricam var,

Bu mesleği şerefiyle yapan binlerce gazeteci var,

Onların namusu ve şerefi ve en başta da kendi namusu ve şerefi adına bu söylediklerini yapanların isimlerini açıklamalı,

Öznesiz çamur atmak kolay ama ayıptır,

Yılmaz Özdil bunları açıklasın,

O açıklarsa söz veriyorum ben de “Beşiktaş Belediye Başkanı CHP tarafından yeniden aday gösterilsin diye Baykal’a baskı yaptırtan gazete yöneticisi kim?” sorusunun yanıtını da ben açıklayacağım,

Haydi Yılmaz Özdil bekliyorum,

Bu önemli iddalarının öznelerini açıkla,

Cesaretin varsa…

Grubun izin verirse… 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Gazetecilik töhmet altında bırakma değil bildiğini yazma işi haline geldiği zaman

Erişilebilirlik Araçları