Ecevit’in halini ne çabuk unuttunuz

Ergenekon mevzuunda şimdi de Ecevit tartışılıyor, Doktorunun bilgisine başvurulacakmış; öldürülmek mi istenmiş, Haberal mı suçluymuş, ölümünde komplo mu varmış?

Ecevit’in arkasından bunu söylemek yakışık almaz biliyorum ama "Kör ölür badem gözlü olur" demek Türklere mahsustur ya, durum yine o işte,

Allahaşkına Bülent Bey’in Başbakan olduğu günleri hatırlayın,

Başbakan Erdoğan dahil herkes neler diyor, herkes neler yazıyordu,

Saygı, terbiye ve hatta insanlık sınırları zorlanmıyor muydu?

Adım atacak hali olmayan Başbakan herkesi korkutmuyor, herkesi tedirgin etmiyor muydu?

Bugün ortalıkta ikinci bir Erbakan gibi dolaşan, "Gerekirse yeni parti kurmaktan" bahseden Rahşan Hamm’a rağmen Bülent Bey hastaneye yatırılmamış mıydı?

Bugün Ecevit’e komplo kurmakla suçlananlar, o gün Ecevit’i kurtaranlar değil miydi?

Adamcağız hastaneye yatırıldığında iki kaburgasının kırık olduğu, türlü sağlık sorunuyla boğuştuğu ve haftalardır tuvalete gidemediği için bağırsaklarında kilolarca birikim olduğu anlaşılmamış mıydı?

O gün Ecevit’i kurtaranlar, bugün Ecevit’e komplo kurmakla, öldürmeye çalışmakla suçlanıyor,

O gün Ecevit hakkında demediğini bırakmayanlar ise bu deli saçması iddialara sarılıyorlar,

Ne acayip bir memleket burası,

Ne kadar hafızasız bir millet,

Beni hiçbir şey korkutmuyor da, bu hafızasızlık korkutuyor,

Hafıza olmayınca alman ders de akılda kalmıyor,

 

 


Ergenekon hesaplaşması bitiyor mu?

Ergenekon Davası’mn son dalgayla içine düştüğü duruma bakınca hiç sevmememe rağmen aklıma komplo teorileri geliyor,

Diyorum ki, "Acaba birileri Ergenekon davasının, sulandırılarak işlevsiz hale getirilmesi talimatım mı verdi?"

Birkaç gündür oluşan tablo böyle bir izlenime neden oluyor,

İktidar partisinin en yetkili ağızları savcıları eleştiriyor,

Türkiye’deki yargının en büyük kurumunun tepesindeki ismin "Savcılar değil hakimler hata yapıyor, Savcı ister ama hakim karar alırken savcının sunduğu delillere bakar, Hakim her önüne geleni imzalamaz" dediğini Muharrem Sarıkaya’nın yazısmdan öğreniyoruz,

Dava etkinliğini kaybediyor,

Anlamsız yönlere saparak hedeften uzaklaşıyor,

Sulanıyor,

Bu durumun normal olmadığını yakında görürüz,

 

 


Bakan’dan Demirel açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik aradı,

Süleyman Demirel ile ilgili sözlerinin tamamen yanlış anlaşıldığını, Haberal’a gitmesini takdirle karşıladığını, böyle bir kadirşinaslığın herkese örnek olması gerektiğini söyledi,

Haberal’m 12 Eylül şartlarmda Demirel’e büyük bir dostluk göstererek, hatta kelleyi koltuğa alarak Demirel’i ziyaret etmesinin büyük bir iş olduğunu, Demirel’in de bugün buna mukabele etmesinin takdire şayan olduğunu belirtti,

Demirel’e yönelik eleştirisinin Haberal ziyareti değil, bunca darbeyle karşılaşmış ve bunlardan mustarip olmuş bir siyasetçi olarak, Ergenekon Davası’nın karşısmda değil, yanında yer alması gerektiğine değindi,

Ben de Çelik’e "Ergenekon’un ne tamamının karşısında olunabileceğini, ne de tamamımın yanında olunabileceğini" söyledim,

"Haklısınız ama en azından bu davanın demokratik kurumların oturmasına yapacağı yararların yanında olmak gerekir" dedi,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Herkese karşı olanın aslında kendine karşı olduğunu anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları