Kabine bu hafta değişir

Seçimlerden bu yana Başbakan Erdoğan köşesine çekildi, Bir iki zaruri toplantı, tören ve görüşme dışında ortalıkta görünmedi,

Önce Hatay’daydı,

Ardından Antalya’ya geçti,

Sonra Almanya’ya gitti,

Önemli bir demeci olmadı,

Kimseyle konuşmadı,

Herkes Başbakan’ın tatil yapıp, kafa dinlediğini söylüyor, yazıyor,

Eğer ben Tayyip Erdoğan’ı zerre tanıyorsam, durum tam aksidir,

Tayyip Erdoğan, çok önem verdiği bir şeye hazırlanıyor olmalı,

Bana göre Erdoğan’ın bu sessizliği, bu yalnızlığı buna delalet eder,

Çünkü Başbakan, kapısını hemen hemen herkese kapadı,

Ailesi dışındaki en yakınlarından bile uzak durdu,

Bu durumun hemen seçim sonrasına denk gelmesi de bir raslantı değil,

Başbakan Erdoğan, kendi başına kalarak, her türlü etkiden uzak bir durum değerlendirmesi yapmak istemiş olmalı,

Yakın çevresindeki en güvendiği kişilerin bile birtakım kişisel hesaplarının olduğunu bildiği, parti içi çekişmelerin kendisine yansıtılmasını istemediği için yalnız başına karar vermek istiyor,

Bence Tayyip Erdoğan bu "inzivada" öncelikle parti teşkilatını gözden geçirdi,

İsimlerle sonuçları karşılaştırdı,

Kimin başarılı kimin başarısız olduğunu kendi kriterleri ile belirledi,

Bu 15 günlük sessizliğin ardından gelecek olan çok önemli değişiklikler var bence,

Benim tanıdığım Tayyip Erdoğan belki yarın, belki de hafta sonuna kadar kabine değişikliğini gerçekleştirecek,

Öyle zannedildiği kadar büyük bir değişiklik yapacağını zannetmiyorum,

Değişikliğin 4 veya 5 bakanla sınırlı olacağı kanaatindeyim, Parti teşkilatında ise daha köklü bir değişikliğe gidebilir,

Dediğim gibi, Üç beş gün içinde,

 

 


Doğrunun yeri ve zamanı olmaz

Ben Doğan Grubu ile ilgili yazdıkça, sayıları çok fazla olmasa da birkaç okurdan mesajlar geliyor,

"Doğan’la ilgili yazmanın zamanı değil,"

Hele birisi çok komik,

D Smart’a abone olduğunu ama ödemeleri karşılığında fatura alamadığını yazıyor ve "Bunu yazın ama başka bir şey yazmayın" demiş,

Bakın sevgili okurlar, Doğan Grubu’na özel bir tavrım yok,

Ama haksızlığa karşı bir tavrım var,

Bir medya grubunun siyasi nedenlerle zora sokulmasını asla istemem,

Ama bir medya grubu medyayı kullanarak her şeyi yapabileceğini düşünüyorsa buna da karşıyım,

Medya grupları da vergi öder, Ödemezse cezasına katlanır,

Hükümete muhalefet etmek vergi vermemeyi, vergi kaçırmayı meşru kılmaz,

Üstelik de unutmayın ki, o medya grubu hükümetle dost olmak bildiği gibi at oynatmak için yazar feda etmekten bile kaçınmayan bir medya grubudur,

Bugün muhalefet ettiği için yanlışlarının görmezden gelinmesini istediğiniz medya grubunun araları bozuluncaya kadar AKP iktidarına verdiği desteği de unutmayınız,

Medya grupları güvenilir olmalıdır,

Çıkar için işbirliklerinden kaçınmayan medyaların, yarın kiminle ne için işbirliği yapacağını bilemezsiniz,

Maliye ile başı dertte olan Doğan Grubu şimdi TÜSİAD’ı kullanarak Maliye’ye yükleniyor,

KOD 5 diye bir şey varmış,

Hükümete yakın olmayan mükelleflere yüklenmek için kullanılıyormuş,

Siz de buna inanıyorsunuz,

Doğru KOD 5 var, 4 de var, 3 de,

Ama bu yeni bir şey değil, 12 yıldır var,

Yani daha AKP kurulmadan önce var, Mükellefleri "sabıkalarına" göre derecelendiren bir kod bu,

Kod 5 "en tehlikeli mükellef" demek,

Daha önce vergi kaçırdığı tespit edilen, Maliye’nin haciz uyguladığı mükellef demek Kod 5, Yani "Bu mükellefe dikkat edin, Vergi kaçırmışlığı vardır yine kaçırabilir" demek,

Bu uygulama 12 senedir var,

Ama Doğan’ın gazeteleri bunu sanki yeni bir icatmış gibi sunuyor,

Siz de saf saf inanıyorsunuz,

Sizin iyi niyetinizi bile kullanıyorlar, Görmüyor musunuz!

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Aile içi evliliklerin soyu bozduğunu anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları