Başbuğ konuşmasının indeksi

Her konuşmamızda İlker Başbuğ’un ciddi ama samimi tavrından etkileniyoruz,

Daha önce çok Genelkurmay Başkanı ile konuştuk,

Kimileri gereğinden fazla sert bir üslup benimserdi,

Kimileri fazla ketumdu, Fazla ağırdı,

Başbuğ’un samimiyeti gazetecilerle maç muhabbeti yapmak türünden bir samimiyet değil,

Ne söylerse söylesin, içten olduğunu, kıvırmadığını, kaçmadığını hissediyorsunuz, anlıyorsunuz,

Dünkü iletişim buluşmasında da bu samimi tavrını sürdürdü,

Benim bir süredir köşemde sorduğum, "Bu silahlar kimin? TSK envanterinde kayıtlı mı? İmha edilip envanterden düşürülenlerden mi?" sorularına yanıt vererek başladı,

Konuşmasından anladık ki, bulunan silahlar TSK envanterinde değil,

Sadece gözaltındaki muvazzaf subaylardaki tabancalar TSK ile bağlantılı, ama onlar da bu subayların şahsi malları,

Ancak mühimmatlarla ilgili olarak aynı netlikte yanıt vermedi Başbuğ,

Açık bir ifadeyle, "Bunu net bir şekilde bilmemiz mümkün değil" dedi,

TSK’nın toprak altında silah saklamadığını da en yetkili ağızdan tekrarladı (HABERTÜRK bunu daha önce yazmıştı zaten),

Genelkurmay Başkanı Başbuğ mühimmatlardan söz ederken, MKE kaynaklı bu mühimmatların sadece TSK’da değil, Emniyet Genel Müdürlüğü ve hatta yabancı ülkelerde bile bulunduğunu anlattı,

Bu açıklama bana geçen hafta konuştuğum bir Askeri istihbarat görevlisinin, "Sorularınızı hep askere yöneltiyorsunuz, Bu malzemelerin hepsi Emniyet Özel Harekat birimlerinde de var" ifadesini hatırlattı,

Keza askeri bölge tanımına da açıklık getirdi ve silahların bulunduğu bölgelerin 2, derecede kara askeri bölgesi olduğunu ve buraların sadece Türk vatandaşı olmayanlara yasaklandığını, Türk vatandaşlarının bu bölgelere girmesinde bir sınırlama olmadığını, hatta buraların tapu sahiplerinin, imar durumunun müsait olması halinde buralarda inşaat dahi yapabileceğini anlattı,

Yani, "O bölge bizim kontrol ve denetimimizde değil, İsteyen girebilir" dedi,

Başbuğ ısrarla "Bir şey ima etmek istemiyorum" dedi, ama "Bu silahları bize maletmeyin, polisin de olabilir, Askeri bölge dediğiniz yer yolgeçen hanı gibi, Bizim haberimiz olmadan her şey olabilir" demeye getirdi,

Yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla burada TSK"yi hedef haline getirmek isteyenlerin bir komplosu olabileceğini düşünüyordu,

Ancak şunu da söyledi: "Bu soruşturmalarda adı geçen TSK mensupları ile ilgili olarak Genelkurmay Askeri Savcılığı da hemen inceleme başlatıyor,"

Bu cümle çok önemliydi,

"Biz içimizden olanların suçlarını örtbas etmeyiz, Görmezden gelmeyiz, Araştırırız" demek

istiyordu,

Ve Genelkurmay Başkanı bütün konuşma boyunca "Ergenekon" kelimesini bir kez bile ağzına almadı, Bu kelimeyi kullananları uyardı,

"TSK bu soruşturmayı destekliyor, o yüzden sessiz" dedikodularına çok sert bir şekilde nokta koyarken, bu soruşturmayı desteklemediklerini vurguladı,

Tavrından anladığım, Ergenekon Soruşturması diye bilinen davayla ilgili kafasında çok soru işareti olduğuydu ve bu soruşturmanın önemli bir bölümüne katılmıyor, hatta götürüldüğü yönden biraz da rahatsızlık duyuyordu,

Bir soru üzerine, davadaki tutarsızlıklara değindi, İddianame ve eklerinde yer alan bazı olaylarla ilgili olarak iddianamede sanık veya olgu bulunmamasını eleştirdi ki, bunda son derece haklıydı,

Olgu, bağlantı, kanıt olmadan, itirafçı iddialarının iddianameye koyulmasına kızdığı belliydi,

Başbuğ’a "Davaya konu olan darbe iddialarını Genelkurmay Askeri Savcılığı da inceliyor mu?" diye sordum,

Silahlı Kuvvetlerin demokrasiye, rejime, hukuk devletine sonuna kadar bağlı olduğunu, TSK içinde darbe yapmak isteyebilecek hiç kimse bulunmadığını ve böyle bir soruşturma olmadığını söyledi,

Genelkurmay Başkanı Başbuğ kafalardaki bütün sorulara hatta sorulmayan sorulara bile yanıt verdi,

Bence çok tatminkardı,

Tabii genetik TSK düşmanları tatmin olmamıştır,

 

 


Emniyet de açıklasın

Genelkurmay Başkanı’nın açıklamalarından sonra, bir süredir sorduğum soruları yeniden sormak gerekiyor,

Bu silahlar TSK’ya ait olmadığına göre kime ait?

Emniyet Genel Müdürlüğü de TSK benzeri bir araştırma yapıyor mu?

Özel Harekat Birimlerinin envanterleri incelendi mi?

Adını bile bilmediğim Emniyet Genel Müdürü de benzer bir basın toplantısı yapmayı düşünür mü?

 

 


Çocukları öldürerek intikam mı alınır!

Bir terör örgütü, Hikmet Sami Türk’e bombalı saldırı düzenledi,

Şans eseri bomba patlamadı ve ölen ya da yaralanan yok,

Teröristlerin Hikmet Sami Türk’e saldırı düzenlemelerinin nedeni, yıllar önce cezaevlerinde meydana gelen olayların intikamını almak,

Hikmet Sami Bey, o günlerde kelleyi koltuğa alarak ve hayat boyu koltukta taşıyacağını bilerek cezaevlerine bir çeki düzen vermeye girişmişti,

Onun sayesindedir ki, bugün cezaevlerinde nispeten kabul edilebilir bir düzen hakim,

Ancak o günlerde hiç kimsenin, bana göre en başta Hikmet Sami Türk’ün istemediği tatsız olaylar oldu,

Pek çok kişi hayatını kaybetti,

Terör örgütü bunun intikamını okulda, sınıfta almaya kalkışıyor,

Hikmet Sami Türk’le birlikte onlarca gencecik çocuğun da hayatını kaybetmesine neden olacak bir eylemle,

Hadi Hikmet Sami Bey, zaten kelleyi koltuğa almış,

Ya oradaki günahsız çocuklar?

Bu örgüt sözde ideolojik bir örgüt,

Ederim böyle ideolojinin içine!

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Terörden daha aşağılık bir iş olmadığını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları