Sizi Ayşe Arman bile kurtaramaz

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün garip bir hastalığı var,

Türkiye’de Hürriyet’ten başka bir gazete bulunmadığını zannediyor,

Hürriyet büyük gazete, bunu kabul etmemek ayıp olur ama Özkök’ün bilmesi gereken, mezarlıkların dönemlerinin büyükleri ile dolu olduğu,

Özkök dünkü yazısında Ayşe Arman’ı övüyor,

Övme nedeni Münevver Karabulut cinayetindeki ısrarlı takibi, Özkök, Ayşe Arman’m ısrarlı takibi sonucunda Münevver dosyasmm yeniden açıldığım söylüyor,

Ertuğrul Özkök sık sık yaptığı bir şeyi yineliyor,

Gerçek olmayan şeyler yazıyor, olayları çarpıtıyor, kendisim ön plana çıkarmaya çalışıyor,

Ayşe Arman sakın alınmasın, Arman’m gazeteciliğine diyeceğim hiçbir şey yok,

Ancak Özkök’ünkine var,

Gazete yöneticiliğini "boss management" olarak gören Özkök, son aylarının büyük bölümünü yurtdışında geçirdiği veya yaş dolayısıyla artık görmekte zorluk çektiği için görmemiş olabilir ama Münevver Karabulut cinayetini ve kayıp sanığı ilk günden bugüne kadar bir an vazgeçmeksizin "ısrarla takip eden" tek gazete HABERTÜRK’tür,

Senin açıldı zannettiğin dosya

HABERTÜRK tarafmdan hiçbir zaman kapatılmamıştı,

Bunu teslim etmeni bekleyen zaten yok ama en azından haybeye böbürlenme,

Hürriyet, artık sıkılmış ve bunalmış bir ekip tarafından yönetildiği için olsa gerek, habercilikte artık çok geri kalmaktadır,

Genç muhabirleriniz zaman zaman çok başarılı haberler yapmaktadır ama gazete yönetimi patronu takip ettiği için haberi takip bu gazetede artık yoktur,

HABERTÜRK ise bu haberi takip etmiştir,

Bizden sonra Taraf ve Yeni Şafak gazeteleri bu habere yönelmiş, en sonunda Hürriyet Gazetesi’nin bu konuda yaya kaldığım gören Ayşe Arman konuya kendi inisiyatifi ile girmiş ve Hürriyet’in gazetecilik namusunu biraz gecikmeyle de olsa kurtarmıştır,

Ama bu kafayla giderseniz sizi Ayşe Arman bile kurtaramaz,

NOT: Merak etme, gazete içinden bir sitcom çıkarmak fikrini nereden aldığına hiç değinmeyeceğim,

 

 


Ergenekon Davası ve TSK

"Türk Silahlı Kuvvetleri’ne atılabilecek en büyük iftira darbeciliktir"

Şaka yaptığımı, ya da birilerinin damarma basmak için yazdığımı sakın düşünmeyin,

Eğer vakit ayırıp dosyayı şöyle bir okursamz haklı olduğumu göreceksiniz,

Dava dosyasında şunları tespit ediyorum:

2003-2005 yılları arasmda Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bazıları kuvvet veya genel komutan düzeyinde, birkaçı ordu komutam, pek çoğu yüksek general, epey bir albay ve yarbay seviyesinde komutan darbe yapmak için ciddi ciddi çalışmışlar,

Bunlar oturup çeşitli planlar yapmışlar,

Bu planları için sivil destekçiler organize etmişler,

Organize edemediklerim makam forslarım kullanarak yanlarına çekmişler,

Akademisyenler arasında destekler bulmuşlar,

İş dünyasmda yandaş toplamışlar,

Dava dosyası bütün bunları kuşkuya mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyuyor,

Ama bütün bu organizasyona, bütün o rütbelere, bütün o desteğe rağmen bir şeyi, "Darbeyi" yapamamışlar,

İstemişler, hem de çok istemişler,

Ama yapamamışlar,

Tek bir nedenden dolayı,

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapısı böyle bir şeye izin vermemiş,

Darbeyi yapmava vaklasamamıslar bile,

GenelkurmayTn yapısı, organizasyonu, Türkiye’ye bakışı buna izin vermemiş,

Şimdi bazıları diyor ki, "Ergenekon Soruşturması olmasaydı darbe olurdu"

Yok öyle bir şey,

Bu adamlar TSK’mn kendi iç yapısına takılmamış olsalardı darbe çoktan yapılmış olurdu, Ergenekon savaları bugün Askeri savcı olurdu,

Ergenekon Soruşturması’nın bir bölümü, TSK’nin yaptırmadığı darbeyi üç yıl gecikmeyle soruşturmaktan öte bir iş değildir, Ergenekon Soruşturması darbeyi önlemek için vapılıyorsa 2003 yılında yapılırdı bugün değil,

Çok açıktır ki, darbeyi önleven tek güç TSK’dır,

Türk ordusuna darbeci diyenler Ergenekon dosyalarını okuyup utanmalıdır,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Şansımızdan değil aklımızdan şikayetçi olduğumuz zaman

Erişilebilirlik Araçları