CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, bir süredir Kürt sorununun çözümü ve PKK’nın dağdan indirilmesi ile ilgili “tarihi fırsattan” söz ediyor,
Gül bundan söz ettikçe, muhalefetten “sert” tepkiler geliyor,
Özellikle MHP kanadı ve Devlet Bahçeli “fırsatı” ihanetle eşdeğer tutan açıklamalar yaparken CHP bir yandan Gül‘e ters çıkıyor, diğer yandan kendi Kürt
açılımını yapmaya çalışıyor,
Ama kimse Abdullah Gül’ün “tarihi fırsattan” ne kastettiğine bakmıyor,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “tarihi fırsat” tanımlaması aslında şu an için herhangi bir çözüm önerisini ya da paketini içermiyor,
Gül’ün sözünü ettiği tarihi fırsat, bugün Türkiye’yi yönetmekte olan kadro,
Gül, işbaşındaki kadroyu bir fırsat olarak görüyor ve bu kadronun birlikte bir çözüm
yaratabileceğini düşünüyor,
Gül’ün fırsat olarak gördüğü kadro ise şu isimlerden oluşuyor:
1, Cumhurbaşkanı yani kendisi
2, TBMM Başkanı Toptan
3, Başbakan Tayyip Erdoğan
4, Genelkurmay Başkanı Başbuğ
5, Dışişleri Bakanı Davutoğlu
6,İçişleri Bakanı Atalay
7, MİT Müsteşarı Emre Taner
Gül’e göre PKK sorunu başladığından bu yana, devletin yönetim zirvesinde ilk kez bu kadar uyumlu, paralel düşünen bir kadro var,
Cumhurbaşkanı olarak kendisi, her türlü çözüme destek vereceğini, hükümetin
üstlenmeye çekineceği siyasi riskleri alacağını beyan ediyor,
Başbakan’ın, AKP Genel Başkanı olarak bölgede belirli bir güce sahip olduğunu ve
sorun çözme konusunda kararlı adım atmaktan çekinmeyeceğini, kendisinin
de bu konuda ona destek olacağını düşünüyor,
TBMM Başkanı Toptan’ın sorunun çözümü ile ilgili olarak Meclis’i devreye sokmakta tereddüt etmeyeceği düşünülüyor,
Belli ki, kapalı kapılar ardında yapılan toplantılarda Genelkurmay Başkanı’nın çözüm önerilerine açık olduğu anlaşılmış ve zaten Genelkurmay Başkanı’nın üst üste yaptığı açıklamalarda artık görevin siyasette olduğunu, af meselesine sıcak baktığı vurgulandı,
Dışişleri Bakanı Davutoğlu zaten “sıfır sorun” politikası güdüyor ve konunun
çözümünde bölgedeki etkinliğini kullanabilir,
İçişleri Bakanı Atalay, Gül’le paralel hareket ettiği bilinen bir isim,
MİT Müsteşarı Emre Taner ise Kürt sorunu konusunda yıllardan beri farklı düşündüğünü gizlemeyen, sertlik yanlısı değil diyalogdan yana tavır almış,
Barzani ile bu meseleyi konuşmaktan çekinmemiş, bölgeyi iyi tanıyan birisi,
Gül’ün “tarihi fırsat” dediği ne bir plan ne bir proje, Gül’e göre tarihi fırsat,
böyle bir kadronun aynı dönemde birlikte çalışıyor olması,
Çünkü güçlü bir hükümet, o hükümetle yüzde yüz uyum içinde bir Cumhurbaşkanı, aynı partiden ilgili bakanlar ve çözümü zorlayan iki önemli
bürokrat, Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı ilk kez aynı masanın çevresinde
oturuyorlar,
Gül’ün çözümü bu kadar zorlamasının altında yatan gerekçe ise bilinenden farklı,
Abdullah Gül açıkça söylemese bile, Türkiye’nin bu sorunu çözmemesi halinde,
uluslararası kurumların devreye girmesinden çekiniyor,
PKK’nın terörden vazgeçmesi ve Kuzey Irak’ta meydana gelmekte olan gelişmelere bağlı olarak Türkiye’ye çözüm dayatılması konusunda bazı riskler
görüyor,
Bu yüzden de bu riski ortadan kaldırmak için Türkiye’nin acilen çözüm üretmeye başlamasını istiyor,
Gül’ün tarihi fırsat dediği işte bu 7 kişidir,
Başka bir şey değil,