Bölgesel güç mayınını temizleyemez mi?

Emin olun şaşkınlık içindeyim,

Biz büyük ülkeyiz değil mi? Dünyanın en büyük 17, ekonomisi, Avrupa’nın en büyük,

NATO’nun 2, büyük ordusu,

Süper gücüz,

Her şeye muktediriz,

Bölgesel gücüz,

Her şeyi yapabiliriz,

Hatta istesek aya bile gideriz,

Ama bir şeyi yapamıyoruz, Suriye sınırındaki bir arazimizden birkaç mayını

çıkartamıyoruz, Yazılanları, söylenenleri duydukça inanamıyorum, TSK diyor ki, “Bu mayınları biz çıkaramayız” Hükümet diyor ki, “Bunu yabancılara çıkarttıralım,

Karşılığında o arazileri kullanma hakkı verelim”

İsrail diyor ki, “Biz çıkaralım”

Muhalifler diyor ki, “İsrail çıkarmasın, O arazileri yabancıların kullanımına

veremeyiz”

Bütün bu laf kalabalığının hülasası şu: Bölgesel güç, dünyanın en büyük 7,

ekonomisi, Avrupa’nın en büyük ordusu sınırımızdaki mayınları çıkaramıyor,

Çevremizden “uyuz” olduğumuz için dört bir tarafımıza mayın döşüyoruz,

Ama iş döşediklerimizi çıkarmaya gelince “Kusura bakmayın, Biz döşemeyi

biliriz, Çıkarmayı bilmeyiz” diyoruz, Buna sıçtığını temizleyememek derler,

Beceriksizliğin ta kendisidir,

Bir mayın tarlasını temizlemekten aciz bir bölgesel lider, askeri güç olmaz,

Millet güler,

Hiç unutmam, Mektebi

Sultani’de okuyoruz,

Gece vakti okuldan kaçıcaz,

Ön taraftaki parmaklığın üstünden atlayıp gidiyoruz,

Biri atlamaya korktu, Parmaklıkların arasından geçmeye çalıştı,

Beceremedi, Sıkıştı kaldı,

Ne çıkabiliyor, ne geri dönebiliyor,

Rahmetli Ülkü Hoca geldi enseledi,

“Çıkaramayacağın deliğe kafanı sokmayacaksın” diye tutup disipline götürdü,

Bizim mayınlar da o hesap,

Biz soktuk, birisi çıkarsın diyoruz,

Toprak karşılığında,

Hani kimseye verecek çakıl taşımız yoktu!

 

 


Suriye eyalet olmuş

Özay Şendir, Cumhurbaşkanı Gül ile gittiği Suriye’de kebap yemekten çok

görüşmeleri izledi ve nabız tutmaya çalıştı,

Dönüşte izlenimlerini aktarmasını istedim,

Ben de 2 yıl kadar önce Başbakan’la Suriye’ye gitmiştim ama çok kısa

kaldığımız için sağlıklı bir izlenim edinememiştim, Özay’ın iki günde gördüğü şuydu, “Suriye Türkiye’nin eyaleti gibi,”

Bunu söyleyince “Nasıl” diye sordum,

“Tam bir eyalet, İçişleri’nde tam bağımsız, Dışişleri’nde Türkiye’ye bağlı, Hafız Esad da sanki Türk kökenli eyalet valisi” Türkiye’ye müthiş bir ilgi, müthiş bir sevgi,

Sokaktan yönetimin en üst kademesine kadar,

Özay Şendir bunu Türkiye’nin dış politikasına, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun yürüttüğü politikalara ve Erdoğan’ın tavrına bağlıyor,

Bense biraz daha eskiye gidiyorum,

Sovyetler’in bölgede etkin hale gelmesinden, Baas rejimlerinin kurulmasından ve bölgedeki diktatörlüklerin ortak bir Arap Birliği hayaline kapılmasından önce de durum üç aşağı beş yukarı bugünkü gibiydi, Suriye ve hatta Irak ile Türkiye’nin yakın, hatta içiçe ilişkileri vardı,

Bölgesel ticaret çok güçlüydü, Kültürel etkileşim çok fazlaydı,

Ancak Suriye ve Irak’ta Baas rejimlerinin iktidara gelmesi, Nasır ve Sedat gibi

karizmatik ve güçlü liderlerin Mısır’daki etkinliklerini Arap dünyası üzerinde kullanmaları ve Sovyetler’in buna verdiği destekle Türkiye’nin bölgedeki etkinliği azaldı, Bu etkinlik düşmanlığa dönüştü,

Ancak Sovyetler’in yıkılması, Baas rejimlerinin çökmeye başlaması, karizmatik diktatörlerin ölmesi, öldürülmesi veya alaşağı edilmesi ile birlikte yine eskiye dönüldü,

Türkiye, bölgedeki doğal ve tarihsel etkinliğini yeniden kazanmaya başladı,

AKP’nin şansı bu dönemde iktidar olmasıdır,

Tabii bu fırsatı değerlendirmeyi bilmeleri kendi başarılarıdır ve bunda Erdoğan’ın karizması ve Davutoğlu’nun fikri önem taşır, Böyle bir fırsatı

yakalayıp değerlendirmeyi becerebilecek bir de Özal vardı,

Bundan sonra Türkiye’yi yönetecek olanlar, yakalanmış bu fırsatı değerlendirmeyi sürdürürlerse, Türkiye’nin bölgedeki önemi tek veya çok

kutuplu dünyada artarak devam eder,

Bölgesel güç mayınını temizleyemez mi?

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Otomobilin gücünün değil direksiyondakinin becerisinin kazayı önlediğini bildiğimiz zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları