Kimsenin alamadığı riski Baykal aldı

Kürt meselesinde Cumhurbaşkanı Gül "Tarihi fırsattan" bahsetti,

Ardından çeşitli siyasi partiler farklı açılımlardan söz ettiler ama kimse ortaya somut bir şey koymadı,

Bir arayış, bir planlama çabası olduğu belliydi ama kimse cesur bir cümle söyleyemiyordu,

Bu konuda bugüne kadar edilmiş en cesur lafı Deniz Baykal etti,

Düne kadar Kürt meselesinde en tutucu, en statükocu söylemleri benimseyen CHP’nin lideri dün sadece Habertürk ve Hürriyet’e özel bir açıklama yaptı,

Hürriyet bu haberi nasıl değerlendirecek bilmiyorum ama bu açıklama bizim gazetenin tepesinde yer buldu,

Çünkü Baykal’ın sözü tarihi,

Baykal görülmedik bir cesaret örneği sergiliyor ve diyor ki, "PKK silahlı mücadeleyi bıraksın, Silahların tamamen terkedildiği, silahlı siyaset yapmayacağının kesinlik kazandığı bir ortam oluşsun o zaman af çıkarırız"

Bu müthiş bir cesaret,

Bu meselede şimdiye kadar telaffuz edilmiş en ciddi adım,

Baykal’ın bu adımının, iktidardan nasıl bir tepki göreceğini merak ediyorum,

Ana muhalefetin bu yeni "Açılımı" Abdullah Gül’ün "Tarihi fırsat" dediği belirsiz durumu "Belirli bir fırsat" haline getirmenin yolunu açabilir,

 

 


Mayın işi tahkimlik olmasın

Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi ile ilgili tartışma giderek büyüyor,

Ben hâlâ "Kendi mayınını temizleyemeyen ülke mi olur" tezimde ısrarlıyım,

Zaten gelişmeler de gösteriyor ki, Türkiye’de bu işi yapabilecek bilgi ve birikim var,

Bazı Türk firmaları yurtdışında bile bu işleri yapıyorlar,

Belli ki, bu işte başka bir, hatta birkaç dümen dönüyor,

Birincisi bu işin maliyeti, zannedildiği kadar ucuz değil,

Bu mayınları temizlemek için gereken para 1 milyar dolar civarında,

Belli ki, böyle bir bütçe yok,

İkincisi mayınlardan temizlenecek araziyle ilgili bu işe talip olanların farklı beklentileri var,

Ancak Türkiye’nin mevcut yasaları, başta maden kanunu olmak üzere bu beklentilerin karşılanmasına imkan vermiyor,

Bu işte bakılması gereken nokta, ihalenin kime verileceği değil, hangi şartlarla nasıl verileceği,

Eğer ihale yeraltı zenginliklerinin işletilmesini, yani maden arama ruhsatlarını da içerecek şekilde kotarılırsa, Türkiye uzun vadede ciddi bir belaya bulaşmış olabilir,

Yarın, öbür gün uluslararası tahkimlerde mayın çıkarma bedelinin kat be kat fazlasını ödemeye mahkum olabiliriz,

 

 


Grup masturbasyonu

Murat Bardakçı Murat Belge ile tartışmaya girince, "Çeteden" salvo başladı,

Halil Berktay da topa girmiş,

Hepiniz Berktay’ı profesör zannedersiniz, Değildir ama diyenlere ses çıkarmaz,

İlkesiz bir adamdır kendileri,

Onun için de herkesi öyle zanneder,

İçi boş olduğu için de paranoyaktır diğer çete mensupları gibi,

Bir ara adam yerine konmak için tarihçi Profesör Halil İnalcık’a saldırırdı, Halil İnalcık için "Faşist, ırkçı profesör" derdi,

1990’ların sonunda Ankara’da, Tarih Vakfı’nın bir kongresinde Halil İnalcık hocamız bunu kürsüden bir benzetti, bir lime lime etti; o gün İnalcık’ın önünde diz çöktü,

İnalcık da ceza olsun, bağlılığını kanıtlasın diye önüne bir kitabını attı, "Bunu Türkçeye çevir de görelim" diye,

O da çevirdi,

Bir gün yine Boğaziçi Üniversitesi’nde bir toplantıda Berktay ortalıkta salınıyor,

Harvard profesörlerinden Şinasi Tekin’le karşılaştı,

Biraz züppelik yapınca Şinasi Hoca sordu, "Siz ne öğretiyorsunuz" diye,

"Uygarlık ve ortaçağ tarihi" dedi,

Prof, Şinasi Tekin "O zaman mutlaka Grekçe ve Latince biliyorsunuzdur" dedi,

Berktay "Hayır bilmiyorum, İngilizce’den bakıyorum" dedi,

Tekin elini şöyle bir salladı ve arkasını dönüp gitti,

Bunlar böyledir sevgili okurlar,

Cühelanın "Kıblesidirler"

Ama bir bilene rastlayınca hemen kaçarlar,

Zaten dikkat ediniz bunlar, birbirlerinin ardından atıp tutar, kapalı ortamlarda birbirleri hakkında demediklerini bırakmaz ama orta yerde hep birbirlerini kollarlar,

Ben buna "Grup mastürbasyonu" derim,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İşini bilmeyen çavuşların ne yaptığını unutmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları