Atatürk’ün rayları

BAŞBAKAN Erdoğan’ın Ankara-Konya hızlı tren töreninde muhalefete söylediği sözler her yerde manşet olmuş, Aslında laf güzel, Erdoğan demiş ki, "Atatürk yerinden kalksa bunların hepsini mezara gömerdi",

Erdoğan’ın bunu söyleme gerekçesi, muhalefetin "tembel" olması,

40 yıldır Türkiye’nin hiçbir yerine ray döşenmemiş, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı şimdi döşüyormuş,

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin döşediği doğru da, bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi’ni "döşememekle" suçlamak doğru değil,

Çünkü son 40 yıldır Cumhuriyet Halk Partisi hiç iktidar olamadı,

70’lerde kısa bir süre koalisyonla iktidara geldi ama ne "döşeyecek" vakti vardı, ne de Türkiye’nin herhangi bir şey döşeyecek parası, Döşemeyen ya da döşeyemeyen biri varsa o

bugünkü anamuhalefet değildir,

Atatürk’ün yerinden kalkması halinde ise durum pek o kadar öngörülebilir olmaz,

Doğrudur, Atatürk ray döşemeyenlere kızabilir ama herhalde daha fazla kızacağı, Cumhuriyet’i kurarken döşediği rayların yerinden sökülüp, tam aksi istikamete doğru döşenmesi olur,

Atatürk’ü muhalefete eleştiri oku gibi değil, kendimize pusula oku gibi kullanmak çok daha yerindedir,

 

 


Küfür

PEK çok gazetede yazarların isimlerinin altında e-posta adresi yoktur,

Olanlar da bu e-postaları pek okumazlar,

HABERTÜRK’te ise hepimizin köşelerinde e-posta adreslerimiz var ve bunları okuyoruz,

Çok yerli yerinde eleştiriler, çok hoşumuza giden övgüler alıyoruz,

Yazabildiğim kadarına bir yanıt vermeye çalışıyorum,

Ama aldıklarımız elbette bundan ibaret değil,

Bazı "reziller", hazır adresi bulmuşken söveyim diyerek galiz küfürlerle dolu mail’ler atıyorlar,

Doğrusunu isterseniz buna alışığım, Ancak sayıları az da olsa bazıları pusulayı iyiden iyiye şaşırıp, küfürleri benimle sınırlı bırakmıyor, yakın çevremi de buna dahil ediyorlar,

İşte o zaman ben de kendimi tutmuyorum,

Ne de olsa Mektebi Sultani çocuğuyuz,

Beyoğlu’nda büyüdük,

Bu küfürlere aynı şekilde yanıt veriyorum,

Mail yoluyla küfredip kendini rahatlatan o şarlatanların, karşılığında aynı küfrü yiyince ne hale geldiklerini, nasıl kudurduklarını görmenizi isterim,

Çıldırıyorlar,

Daha ağırını yazıyorlar,

Karşılığını veriyorum,

Şimdi diyeceksiniz ki, "Ayıp değil mi, böyle yapacağına şikâyet et",

Ben de başta böyle yapıyordum,

Ama sonucu yok, Uzun bir yargı süreci,

Sonuç sıfır,

Onun yerine küfürbazlara, ona buna küfredip rahatlayamayacaklarını gösteriyorum,

 

 


TMSF kendi ayıbına dur dedi

TMSF, geç de olsa Hayyam Garipoğlu rezaletine bir nokta koyma kararı aldı,

Aileyi artık gayet iyi tanıyorsunuz,

Her türlü yolsuzluk, usulsüzlük ve banka hortumculuğu ile meşhurdu,

Yeğenleri, ailenin şöhretine yeni bir unsur daha katarak şöhreti pekiştirdi,

TMSF ise bu ailenin rezaletlerine yıllardır seyirci kalıyor, seyirci kalmak bir yana destek oluyordu,

Hayyam Garipoğlu bir süredir alkollü içecek işindeydi,

Sahibi olduğu Burgaz Rakı, yasal yöntemlerle imkânsız fiyatlarla büyük bir pazar payı elde etmişti,

Ama şirketin depolarına baskın yapıldıkça büyük içki kaçakçılıkları ortaya çıkıyordu,

Bandrol hileleriyle yüz milyonlarca liralık vergi kaçırılıyor, bu yolla büyük kâr elde ediliyordu,

Dedikodulara göre, TMSF alacaklarını tahsil etmek için bu büyük rezaletin ortağı oluyordu,

TMSF, biraz geç alınmış bir kararla da olsa Hayyam Garipoğlu ve ailesine ait bu şirketlerin yönetimine el koyma kararı aldı,

Demek ki, yıllardır süren yolsuzluk, usulsüzlük artık son bulacak,

Şimdi merak ettiğim şu: Acaba TMSF, Burgaz Rakı’yı nasıl yönetecek?

Yok yok, İslamcı yönü ağır basan TMSF yönetiminin nasıl alkollü içki işinde olacağını sormuyorum,

Merak ettiğim, Burgaz Rakı’daki bandrol oyunları sürecek mi?

TMSF, bu şirkette yapacağı araştırmada birtakım kaçakçılık yöntemleri uygulandığını tespit ederse Garipoğlu ailesi hakkında suç duyurusunda bulunacak mı?

Merak bu,

Göreceğiz,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hukuk dışı yöntemlerle kazananların bile bir gün hukuka ihtiyacı olacağını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları