Kılıçdaroğlu olmayınca iktidar oy kaybetmiyor

KONSENSUS Araştırma Şirketi ile yaptığımız işbirliğinin ilk sonucu olan Temmuz 2009 Siyasi Eğilimler Araştırması’nı dün yayınladık,

Sonuçlar şaşırtıcıydı,

Adalet ve Kalkınma Partisi seçimlerdeki oy oranını artırmış ve 42,7 puana yükseltmişti,

Bu durum hepimizi şaşırttı, Çünkü iktidar partisinin oy kaybetmekte olduğu düşünülüyordu,

Üstelik işsizlik başta olmak üzere pek çok temel meselede son 2 yılda, yani Temmuz 2007 seçimlerinden bu yana kötüye doğru bir gidiş olduğunu düşünen seçmenin yüzde 42’si yine de "Adalet ve Kalkınma Partisi" diyordu,

Araştırmayı yapan Konsensus yöneticileriyle yaptığımız değerlendirme görüşmesinde bu konu gündeme geldi,

Konsensus yöneticilerine göre bu durumun, yani Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Mart 2009 seçimlerine göre oyunu artırmış görünmesinin tek bir nedeni vardı,

O nedenin adı "Kemal Kılıçdaroğlu"ydu,

Konsensus’un yaptığı hesaplamaya göre Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mart 2009 seçimlerinde açıkladığı dosyalar, yaptığı tartışmalar, bu tartışmalardaki tavrı, vatandaşla kurduğu diyalog Adalet ve Kalkınma Partisi’ne 9 puana mal olmuştu,

"Peki Kemal Kılıçdaroğlu’nun o başarısı kalıcı olmadı mı?" diye sordum,

Olmamıştı,

Ancak seçim döneminde Kılıçdaroğlu yeniden ortaya çıkınca AKP’den yine benzer oranda oy götürebilirdi,

"Bu oy oranları Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yeniden yükselişe geçtiğini mi gösteriyor?" diye sordum,

Aldığım yanıt "Hayır"dı,

Adalet ve Kalkınma Partisi kurulduğu günden bu yana ilk kez oy kaybediyordu,

"2 yıl içinde yüzde 47’den, yüzde 42’ye gerilediler, İktidar olduktan sonra sürekli oyları artıyordu, İlk kez gerilemeye başladı" yanıtını aldım,

Merak ettiğim bir başka konu ise işsizlik, terör, asayiş, ekonomi gibi temel konularda 2 yıl içinde kötüye gidiş olduğunu söyleyen seçmen nasıl oluyordu da hâlâ Adalet ve Kalkınma Partisi’ni tek başına iktidar yapacak kadar oy veriyordu,

Bunun yanıtı şöyle oldu: "2 yıl içinde 5 puanlık düşüşün nedeni bunlar, Daha da düşebilirdi ama düşmüyor, Çünkü seçmen alternatifi hâlâ görmüş değil, İktidarı çok beğenmiyor ama muhalefeti de çok beğenmiyor, Hatta sayılara bakarsanız muhalefete oy verenler arasında bile muhalefeti beğenmeme oranı çok yüksek, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni bu koruyor, Seçmen ‘Bunlar iyi değil ama diğerlerinden iyiler galiba’ diye düşünüyor, Buna rağmen yine de Adalet ve Kalkınma Partisi oy kaybediyor,"

Ve en merak ettiğim soruyu soruyorum, "CHP’nin başına Kemal Kılıçdaroğlu geçerse ne olur?"

Yanıt çok açık,

"Deniz Baykal isminden dolayı CHP’nin kaybettiği bir oy var, Bunlar genelde sandığa gitmeyerek tavır alıyorlar, Bu oylar geri döner, Böyle bir değişim belki CHP’yi iktidara taşımayamaz ama Adalet ve Kalkınma Partisi’ni iktidardan, en azından tek başına iktidar olmaktan uzaklaştarılabilir"

Mart 2009 seçimlerinden sonra yaptırdığımız bu ilk araştırma ilginç sonuçlar verdi,

Seçimlere kadar durumun nasıl seyredeceğini adım adım birlikte izleyeceğiz,

 

 


Bunlar aydın değil tırsık

KÜRT Çalıştayı’nı gülerek ve üzülerek izliyorum,

Her ikisinin de nedeni Türk aydını denen grubun "rezilliğini" görüyor olmak,

Söylenenlere ve yapılanlara bir eleştirim olduğundan değil bu düşüncem,

Yöntemden dolayı böyle düşünüyorum,

Çalıştayda alınan bir karara göre, öneri getirenlerin isimleri "kayda geçirilmeyecek",

Yani kimin ne önerdiği bilinmeyecek,

Bunu sağlıklı bir çalışma için yapmıyorlar,

Bu tutumun nedeni "korku",

Aydınlar "korkmadan" öneri getirebilsinler diye bu yöntem benimseniyor,

Utanca bakar mısınız!

Ülkenin geleceğiyle ilgili fikir üretmesi beklenen aydın efendiler korkuyor, Korktukları için konuşamıyor, öneri getiremiyorlar, Bunun için de "isimsizlik" kuralı getiriliyor,

Bu korkaklara siz aydın diyebilir misiniz?

Ben demem,

Ben bunlara desem desem "tırsık" derim,

Aydın korkmadan fikrini söyleyen, söyleyebilen, fikrini söyleyebilmek için varlığını ortaya koyabilendir,

Çünkü gerçek aydın bilir ki, "Özneden bağımsız fikir olmaz",

Ama bunlar aydın değil tırsık olduğu için düşüncenin en temel kurallarından biri olan "öznesiz olmamayı" ortadan kaldırabiliyorlar,

Anonimin arkasına saklanıyorlar,

Ve bu tırsıklar gazete köşelerinden ahkâm kesiyorlar,

Adıyla düşüncesini açıklamaktan korkanın, adıyla yazdığı köşenin samimiyetine beni kimse inandıramaz,

Demek ki, orada da bir korku sansürü altında yazıyorlar,

Böyle yazanları okusanız ne olur, okumasanız ne!

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Aydını korkak olan bir toplumun evrensel kültüre hiç bir katkı sağlayamayacağını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları