Kim yalancıymış

HEP söylüyorum "Zaman zaman yazdıklarım yalanlanıyor ama zaman hep beni haklı, yalanlayanları yalancı çıkarıyor" diye,

Bir kez daha böyle oldu,

24 Ocak günü şöyle yazmıştım:

"Bir süredir iş çevrelerinde ilginç bir dedikodu var: ‘POAŞ satıldı,’

Aydın Doğan’ın Petrol Ofisi A,Ş,’deki hisselerini Avusturyalı ortağı OMV’ye sattığı veya satmak üzere olduğu konuşuluyor,

OMV’nin Aydın Doğan’la ortak kaldığı sürece POAŞ’taki hedeflerine ulaşamayacağını ve rafineri izni alamayacağını anlaması üzerine bu satışın gerçekleştiği konuşuluyor,"

Aynı yazının son bölümünde, Aydın Doğan’ın OMV’ye yapacağı bu satışta Aydın Doğan Vakfı’na 100 milyon dolarlık bir bağış yapma şartı getirdiğini ancak OMV’nin Avusturya’daki vergi yasaları nedeniyle buna pek sıcak bakmadığını da belirtmiştim,

Yazı yayınlanır yayınlanmaz, Aydın Doğan bildik üslubuyla "sert" bir yalanlama yapmış ve yazımın hayal mahsulü olduğunu, POAŞ’ın OMV’ye satışının söz konusu olmadığını bildirmişti,

Ocak ayından bu zamana 6 aydan biraz fazla bir süre geçti,

O gün beni yalanlayan Aydın Doğan, bugün kendisi "POAŞ’ı OMV’ye satmak üzere olduklarını" açıkladı,

Bana sorarsanız satış aylar önce bitti ve işlemler tamamlandı,

Şimdi çoktan bitmiş bir işin açıklamasını yapıyorlar,

Böylelikle 6 aylık bir süre sonunda Türk halkı, "aslında kimin yalancı" olduğunu, kimin ise her zaman olduğu gibi doğruları yazdığını görmüş oldu,

Bir gazeteci için bundan büyük mutluluk olamaz,

Bu durumun bir işadamı için ne olduğuna ise Aydın Doğan kendi karar versin,

Not: Umarım bu kez üç kuruş daha fazla kazanacağız diye bir katakulli yapıp Axel Springer satışında olduğu gibi milyarlık bir vergi cezasıyla karşı karşıya kalmazlar,

 

 


Bölünmeyi ya başkaları isterse!

KÜRT meselesinde bir açılımdan söz ediliyor ama gördüğüm kadarıyla ortada bir açılım hazırlığı yok,

Alınmış bir karar, belirlenmiş bir yöntem söz konusu değil,

Gazetecilere sorarak yöntem belirleyecekler,

Komedi,

Bir şeyler belli olur, bir plan olur, gazetecilerle oturur paylaşırsın, destek istersin, aklım alır,

Ama oturup ilk iş olarak gazetecilere "Ne yapalım" diye sormazsın,

Sorarsan komik olursun,

Bu arada "Tırsık" dediğim gazeteciler, bana çok bozulmuşlar,

Kimi görünce, kimi telefonda "Ben tırsık" diyor,

Anlattıkları kadarıyla, "Chatham House kuralları uygulansın, Önerileri kimin yaptığı açıklanmasın" diyen, sevgili dostum Ruşen Çakır olmuş,

İktidar partisi bir açılım oluşturmak istiyor, Ne olduğu ortada olmayan açılımın gürültüsü, olmayan içeriğinden büyük oldu,

Açılımın ne olacağını, sorunun kısa vadeli çözümüne ne getireceğini bilemem,

Ama tahmin ettiğim bir şey var; bu meselenin bu şekilde ele alınması Türkiye’yi bölünmeye götürür,

Yoo, yanlış anlamayın, PKK veya DTP ya da Kürt milliyetçileri, Türkiye’yi böler demiyorum,

Tam aksi kanaatteyim,

Bütün bu tartışmaların, PKK ve DTP’nin kendilerinin de ne olduğunu tam olarak bilmediği taleplerinin tam anlamıyla karşılanması halinde Türkiye’yİ bölecek olan Türklerdir,

Mecazi olarak söylenmiş de olsa MHP’nin, "Dağa çıkarız" sözü önemlidir,

Terör ve Kürt meselesi bu şekilde ele alındığı takdirde ortaya çıkacak olan sonuç, İtalya’da fakir Güney’den kurtulmak isteyen Kuzey Ligi benzeri bir oluşumdur,

Yani bu kez Türkler, "Biz ayrılmak istiyoruz" diyecektir,

Zaten siyasi tarih açısından bakıldığı zaman "ayrılmak isteyenler" hep "zengin" taraf olmuş,

Türkiye’de de gidişatın bu yönde olması kaçınılmaz olacaktır,

Tabii Türkiye gibi etnik unsurların aslında etle tırnak gibi iç içe geçmiş olduğu yerlerde bu çok zor, çok karanlık bir süreçtir,

Etnik unsurlardan birinin tatmin edilmesi süreci, diğer etnik unsurların kendini kötü hissetmeyeceği şekilde organize edilmezse, sonuçları hoş olmaz,

O zaman bugün konuşmaktan çekindiğimiz çözümler bile fayda vermeyebilir,

 

 

 


Tavuk

BİR okurum çok hoş bir cümle yollamış,

Ben hiç duymadım ama Darwin’e ait bir sözmüş,

Şöyle diyor:

"Bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir, Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar,

Kullanamayanlar ise tavuk gibidir,

Tavuk önüne atılan bir avuç yemi gagalarken arkadan yumurtalarının alındığının farkına bile varmaz,"

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yatsıya kadar bile yanmayan mumu yakmadığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları