Habis ruhlara

HASTALIKLI ruhlarla pek işim olsun istemiyorum ama hastalıklarını başa vurunca hafif bir terapi gerekiyor,

Biliyorsunuz, Münevver Karabulut cinayeti unutulmak, daha doğrusu unutturulmak üzereyken gazeteniz HABERTÜRK bu cinayeti yeniden Türkiye’nin gündemine taşıdı,

Aylardır da bu cinayetin takipçisiyiz,

Hastalıklı, habis ruh halini yakından tanıdığımız bazıları "Medya bu kadar yakın takip etmeseydi bu cinayetin faili şimdiye kadar yakalanırdı" gibisinden bir kin kusma harekâtına girişti,

Kıskançlıktan kaynaklandığı çok belli olan bu "Hasta ruh yansıması" medya tarihine de bir ilk olarak girdi,

Habisleşmiş kötülüğün en katıksız halini yansıtan bu cümle, ancak ve ancak evrensel gazeteciliğin ne olduğundan zerre haberi olmayan dengesiz bir ruhun kaleme alabileceği satırlardır,

Çünkü herkes bilir ki, gazetelerin ve gazetecilerin işi, fikri takiptir,

Bu bazen bir cinayet, bazen bir büyük yolsuzluk olabilir,

Gazeteler böyle konuları günlerce haftalarca ve hatta aylarca gündemde tutarlar ki, bir sonuç alınabilsin,

"Bu cinayeti şöhret olma heveslisi medya mensupları günlerce gündemde tutmasaydı zanlı çoktan yakalanırdı" demek "Bu yolsuzluk haber yapılmasaydı hesabı çoktan sorulurdu" demekten farksızdır,

Ezik ve kompleksli kafalar böyle dese de biz Münevver Karabulut cinayetini gündemde tutmaya devam edeceğiz,

Çünkü dediğimiz gibi artık onun babası biziz,

Hastalıklı ruhlara gelince,

Gazeteciliğin ne olduğunu eteği altına sığındıkları abilerine sorsunlar,

Anlatırlarsa belki öğrenirler,

 

 


11 var takım yok

TÜRKİYE’yi Estonya karşısında izledim,

Bu konuda doğruyu söylemek zor ama Dünya Kupası’na gitmemiz zor,

Çünkü ortada bir milli takım falan yok, Daha doğrusu ortada bir takım yok,

11 yetenekli çocuğu bir araya getirmekle takım olunmuyor,

Bizimki de olmamış zaten,

Cumartesi akşamı Arda diye bir delikanlı olmasa, sahadan galip ayrılmamız mümkün olmayacaktı,

Arda tek başına oynadı, Tuncay ona eşlik etti, bir iki oyuncu da gruba katılınca kazanmamız mümkün olmayan bir maçı kazandık,

Böyle kaç maç kazanabiliriz?

Bir sonraki maçta bir teknik direktör Arda’nın başına iki adam dikerse ne yapacağız?

4-2’lik skora bakmayın ortada futbol falan yok,

Zaman zaman ortaya çıkan yetenekler var,

Fatih Terim’in ne yaptığını, ne düşündüğünü merak ediyorum,

Çünkü milli takım zerre ilerleme kaydetmiyor,

Herkesin ağzında bir Avrupa Şampiyonası başarısı var,

Orada çok mu iyiydik!

Asla,

Orada da ortada futbol yoktu,

Kendi kendimize yaptığımız dolduruşa kanmayın,

Bizi başarılı gösteren maçlara bakın,

Son saniyelerde şans eseri atılmış mucizevi goller olmasa o mucize başarı olur muydu?

Kaleci degajına yapılan kısmete bir vuruşla tur geçmek futbol başarısı mıydı sizce?

Bugün de durum farklı değil,

Milli 11, bir türlü takım olamıyor,

Fakat bunu kimse söylemiyor, söyleyemiyor,

Fatih Terim’in büyüleyici kişiliği herkesi körleştiriyor, herkesi susturuyor,

Terim’in karizmasına, kişiliğine ve şansına diyeceğimiz hiçbir şey yok,

Ama bunca yıldan, bunca hazırlık maçından sonra hâlâ bir milli takım yaratamamış olmasını sorgulamak lazım,

Katılabilirsek Dünya Kupası sonrasında, katılamazsak o gün,

Ama bana kalırsa bugün,

 

 


En zoru magazin

EN zor gazetecilik nedir biliyor musunuz?

Magazin gazeteciliği,

Magazinci arkadaşlarımın değerini her geçen gün daha iyi anlıyorum,

Yayın yönetmeni olarak magazin haberleri kadar beni sıkıntıya sokan başka bir haber türü görmedim,

Bir siyasetçiyle ilgili haber yaparsınız; ya doğru düzgün bir zamanda arar açıklama yapar, ya basın müşavirine bir açıklama yaptırır, ya da dava açar,

Bir bürokratı haber yaparsınız ya arar, ya açıklama yollar, ya dava açar,

Ama bir magazin figürünü haber yaparsanız yandığınızın resmidir,

Haberi yapılan kişi büyük olasılıkla ünlü biridir,

Ünlü olduğu için de sizi istediği zaman arayabileceğini düşünür,

Gece yarısı, sabaha karşı, canı ne zaman istiyorsa o zaman arar,

Abuk sabuk laflar eder, grubun televizyonuyla olan ilişkisini silah olarak kullanır, Bir türlü savuşturamazsınız, Gerekirse yüz kere arar,

Sosyetik biriyse tam yandınız,

O da kafasına göre bir zamanda arar,

Önce kibardır,

Sonra kabalaşır, Kimleri tanıdığını, kimlerle dostuluğu olduğunu anlatır, Arama haberin öznesiyle kısıtlı kalmaz, Anneleri, babaları, amcaları da arar,

Hele hele kadınsa inanılmaz bir duygu sömürüsü yapar, Yıkılacak yuvalardan, mahvedecek kocalardan, sevgililerden bahseder,

Haberin doğru olup olmaması onlar için önem taşımaz,

Onlarla ilgiliyse mutlaka yalandır, başkası ile ilgiliyse mutlaka doğrudur,

Zor iştir magazin gazeteciliği,

Genel yayın yönetmeni için bile çok zor,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kötülüğün en kötü halinin, sözde dürüstlükle kaplanmış olan olduğunu anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları