TRAKYA’yı su bastı,
İstanbul’da, Türkiye’nin en büyük, "sözde" en modern şehrinde 30’a yakın ölü vardı, O da şimdilik, bilineni,
Şehrin bir bölgesi yok oldu,
Binlerce işyeri, binlerce ev bitik durumda,
Zararı ölçmek şu an için imkânsız,
Vali Güler televizyonda, "Vatandaşlar otomobilleriyle evden çıkmasın" diyor, gerisini "Tekneleriyle çıksınlar" diye bitirecek zannediyorum,
Durum vahim ve halk kızgın,
Öfkenin ucunda ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile Valisi var,
Ama ben bu öfkeye katılmıyorum,
İstanbul’a birkaç saat içinde metrekare başına 250 litre yağış düşmüş,
Yani dönüme 200 ton,
Yağmura maruz kalan alanın 10 kilometreye 10 kilometre boyutlarında olduğunu varsayarsak, bu alanın aldığı toplam yağış 20 milyon ton,
Sanki bir barajın kapakları açılmış gibi bir yağış,
Buna önlem alamazsınız,
Çünkü bunun önlemi birkaç günde alınmaz,
Dahası buna önlem alınamaz,
Bunun tek bir önlemi vardır,
Planlı yerleşim,
Siz gidip Atatürk Barajı’nın önüne ev yaparsanız, baraj taşınca veya kapakları açılınca eviniz su altında kalır,
İstanbul’da da olan bu,
Hatalı planlama, hatalı yapılaşma, hatalı yerleşim,
Bunun suçunu bugünkü belediyeye yükleyemeyiz,
Bunun suçu, İstanbul’da son 50 yılda kim belediye başkanlığı yapmışsa, kim planlama yapmışsa, kim kenti büyütürken hiçbir öngörüde bulunmamışsa onundur,
İşte İkitelli ve Halkalı, Sular altında,
Buralardaki binalar gecekondu falan değil, TOKİ yapmış, belediye yapmış, vatandaş yapmış, Hepsi imarlı, izinli,
İkitelli’nin planlı imara açıldığı gün çok uzak değil, 1980’ler, Planlama Bedrettin Dalan dönemi, Sanayi siteleri, konutlar, medya binaları hep onun zamanında planlandı,
Demek ki, doğru planlanmamış, Ölçülmemiş, biçilmemiş,
Sonra 1990’larda bir felaket olmuş, Ondan da yeterince ders alınmamış,
Suçlu mu arıyorsunuz?
Liste kalabalık,
Son 50 yılın belediye başkanlarının fotoğraflarını yan yana koyun,
Hepsi suçlu,
Doğayı değil rantı hesapladıkları için,
Açılımdan dönülemez
AKLI başında herkes "Tek bir şehit bile demokrasi açılımını engeller" derken, HABERTÜRK’ün anketine katılan, hangi görüşten olursa olsun binlerce vatandaş, "Açılım için ilk şart, terör örgütünün silahlarının susmasıdır" derken iki günde on şehit verdik,
Bu hain saldırılar bile gösteriyor ki, terörün sürmesini isteyenler açılımdan, demokrasiden korkuyor,
Öyle olmasa, bu umut verici ortamda, kim niye silaha sarılsın,
Belli ki, istemiyorlar; belli ki, terör düzeni sürsün, terör lordları yerlerini korusun istiyorlar,
Belli ki, terör örgütü Öcalan’ı takmıyor; belli ki, kendi dayatmak istediği çözümü istiyor,
Bu saldırılar gösteriyor ki, Türkiye artık "demokrasi açılımından" geri adım atmamalıdır,
Çünkü buradan geriye atılacak her adım, terör örgütünün ileriye doğru atacağı bir adımdır,
Türkiye "demokrasi açılımını" yapmak zorundadır,
Bu açılım terörü bıçak gibi kesmeyecek, hatta kısa bir süre için terörün daha da artmasına neden olacaktır,
Ancak sonucu, terör örgütünün marjinalleşmesi ve zaman içinde yok olması olacaktır,
Saldırılar "güç" vermelidir, tedirginlik veya geri çekilme hissi değil,
Hepsini yazacağız
HT Ekonomi gazetesinde pazar günleri yazmaya başladığım otomobil köşesi için bazı okurlardan eleştiriler geldi,
"Almaya kimsenin gücünün yetmeyeceği lüks otomobilleri tanıtıyorsunuz, Bize ne onlardan" diye,
Haklılar ama onları alamasak da okumak, bilmek hoş olmuyor mu?
Magazin sayfalarına Angelina Jolie veya Monica Bellucci fotoğrafı basmıyor muyuz?
Ama merak etmeyin,
Önümüzdeki haftalarda Opel’in İnsignia’sını, Lancia’nın Delta’sını yazacağım,
Hatta Fiat 500’ü bile bir denemek istiyorum,
Fakat Panamera’nın Türkiye’deki ilk testini yazmak da fena olmadı değil mi?
Bu akşamı kaçırmayın
BU akşam Teke Tek’te konuğum Prof, Dr, Yaşar Nuri Öztürk,
Gazetemizin değerli yazarı Yaşar Nuri Hoca’yla, son kitabı İmamı Azam’ı konuşacağız ve Atatürk’ün İmamı Azam’la benzerliklerini tartışacağız,
"Kaçırmayın" derim,