Asker annesinin açılım anlayışı

BİR anne aradı,

Oğlu Güneydoğu’da askermiş,

Ağlıyordu,

Söylediklerini aynen aktarıyorum:

"Fatih Bey, emin olun ki, bu açılımı en az Başbakanımız kadar ben de istiyorum, Çünkü bizim evlatlarımız orada, Her telefon çaldığında, her haber bülteni izlediğimizde yüreğimiz ağzımızda, İstemez miyiz bitsin, Ama böyle mi olacak?

Bir yandan hâlâ oradaki çatışmalar sürecek, Biz hâlâ evladımızı kaybetme korkusu içinde yaşayacağız, gün sayacağız, Bir yandan da bizim evlatlarımıza silah sıkanlar gelip burada gösteri yapacaklar,

Bakın Fatih Bey, biz Kürt-Türk ayrımı yapmıyoruz, Hepsi bu milletin evladı,

Hiçbiri ölmesin istiyoruz, Ama önce silahlar sussun, Silahlar susarsa biz dağdan inenleri karşılamaya gidenler arasında oluruz, Biz de o toprakların insanıyız,

Ama bir yandan silahlar patlarken, o silahları bizim evlatlarımıza doğrultanları bağrımıza basamayız,

Bıraksınlar silahları, hepsi gelsin, biz de karşılamaya gidelim,

Ama benim evladım hâlâ ölümle burun burunayken bu karşılamalar ağırıma gidiyor,

Fatih Bey, biz yıllarca dağdaki o çocuklara ‘Kandırılmış’ çocuklar gözüyle baktık,

Şimdi düşünüyoruz da acaba kandırılan kim diye, bir yanıt bulamıyoruz,

Dağda hâlâ silah sıkılırken, emekli olmuş teröristleri bağrımıza basamayız,

Bu iş böyle yarım olmaz, Ya tam olur ya olmaz, Çünkü bizim evlatlarımız şehit oldu mu tam oluyor, Yarım değil,"

Evet, asker annesinin görüşleri bunlar,

Çok şey anlatıyor,

Anlayana,

 

 


Korsan hırsızlıktır

SHAKIRA’nın, "Korsan müziğe kızmıyorum, demokrasidir" demesi bizim yazı işlerini böldü,

Birkaç kişi, "Evet haklı, Gereksiz pahalı olan ürünleri ucuza alıyoruz" diyerek korsana destek verdi,

Kimi DVD’nin, kimi bilgisayar oyunlarının pahalı olduğunu söyleyerek,

Ben ise buna tamamen karşıyım,

Bir ürünün korsanını satın almak, bire bir "çalıntı mal almaktır",

Çünkü en değerli ürün, fikir hırsızlığıdır,

"Bilmem ne oyunu çok pahalıymış, Korsanı alınabilirmiş,"

Yok ya!

Alamazsın, İlaç olsa anlayayım, mecbursun al,

Oyun bu oyun, Oynamazsan ölür müsün? Ya da film, İzlemezsen ölür müsün?

Bu kafanın sonu yok,

O zaman mücevher de pahalı, git çalıntı mücevher al, "Kuyumcuda gereksiz pahalı" diyerek,

Ya da çalıntı otomobil al,

Ne farkı var?

Bence yok,

Fikirleriyle para kazanan gazetecilerin bile bunu anlamıyor olması ağırıma gidiyor doğrusu,

 

 


Onlar şerefli, biz şerefsiz

İSTANBUL 2010 Kültür Başkenti projesinde dağıtılacak paralardan nemalanmak için "kurt gibi saldıranları" haber yapınca işitmediğimiz hakaret kalmadı,

Biliyorsunuz değil mi, o paralar sizlerin cebinden çıkıyor, Aldığınız her litre benzinden,

Biz bunun nerelere kullanılacağını yazınca, "suçlu psikolojisi" ile ayağa kalkanlardan hakaret işitiyoruz,

Kimileri Kenan Işık gibi, Ayşe Böhürler gibi, Beral Madra gibi "doğru düzgün" bir açıklama yapıyorlar, gerçekten suçlu olanlar ise bana küfrederek kendilerini aklamaya çalışıyorlar,

Bunlardan biri, dün ağır hakaretler ediyor,

1 milyon 300 bin TL için başvurmuş, bunu haber yapan biz "ayıplı" oluyoruz,

Niye kızgın biliyor musunuz?

Çünkü "sözde gazeteci",

Onlara dokunulmaz, Onlar her türlü fondan yararlanabilirler,

Uyduruk projelerle AB’den, Soros’tan veya 2010’dan fark etmez,

Mühim olan "indirme" yapmaktır, Kendilerini gazeteci sandıkları için buna hakları vardır ve onları afişe eden "şerefsizdir",

Sonra da kendilerini Can Dündar’a benzetirler,

Onu da haber yapmıştık ya!

Çünkü bunlara göre, gazetecilerin her şeye hakkı vardır, Susamuru olmaya da, buldukları her fona atlayıp cebe indirmeye de!

Yazan ise şerefsizdir,

Yani biz,

Not: Sevgili okurlar, Allah aşkına insan yapıp para kazandığı bir iş için gidip de halkın cebinden toplanan paralardan da talep eder mi? Şimdi ben de gidip, "İstanbul’la ilgili yazılar yazıyorum, Bir milyoncuk da bana verin" diyebilir miyim? Ayıptır!

 

 


Tutuklama kararı bekliyorum

TÜRKİYE’nin en medyatik seks skandalına imza atan Gökhan Demirkol uzunca bir süredir yargılanıyordu,

Yargılamanın sonuna yaklaşılırken o da yurtdışına kaçtı,

Şimdi tam zamanıdır, Kaçtığına göre yarın hakkında "tutuklama kararı" çıkabilir,

Nasıl olsa kaçtı,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
30 yıl süren filmi bir anda geri sarmaya kalkarsak filmi koparma ihtimalimiz olduğunu anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları