DEMOKRASİYE komplo belgesi olarak adlandırılan belgenin "ıslak imzalı" orijinalinin "ihbarcı bir subay" tarafından Ergenekon savcılarına yollandığı ve ekinde başka belgelerin de bulunduğu iddiasına iyiden iyiye inandırıldık,
Belgenin "varlığından" artık hiç kimsenin şüphesi yok,
Yarın öbür gün bunun yalan olduğu ortaya çıksa bile kimse inanmaz,
Ancak benim merak ettiğim bazı noktalar var,
Özellikle de "ihbarcı subayla" ilgili,
Demokrasiye komplo belgesi olarak adlandırılan çalışmanın varlığı Taraf Gazetesi aracılığıyla basına yansıyalı hemen hemen 5 ay oldu, Önce Taraf Gazetesi belgeyi yayınladı, Sonra biz belgenin orijinalinin ortada olmadığını ve savcılıktakinin fotokopi olduğunu duyurduk,
Ortalık birbirine girdi,
Fotokopiden bir tespit yapılamayacağı söylendi ve belgenin orijinaline kimse
ulaşamadı, Aradan 5 aya yakın bir süre geçti,
Ve birdenbire "ıslak imzalı orijinal" belge ortaya çıktı,
Ergenekon savcılarından dün yapılan açıklamaya göre belge savcılığa 14 Ekim günü yollanmış,
Oysa ihbarı yapan kişiye göre bu belgeyle ilgili Genelkurmay’daki "yok etme
operasyonu" haberin basında yer aldığı gün, yani 5 ay önce yapılmış,
Buna göre ihbarcı, Genelkurmay’daki bu belgeyi 5 ay önce "yürütmüş" olmalı ki, Genelkurmay’daki temizlik sırasında bu belge bulunamamış ve yok edilememiş,
Şimdi benim merak ettiğim şu:
Meşhur ihbarcı subayımız bu belgeyi hangi amaçla 5 ay boyunca saklamış?
Belgenin varlığını neden önce Genelkurmay Başkanı’na kimliğini saklayarak da olsa bildirmemiş?
5 ay boyunca kendine sakladığı bu belgeyi bugün ortaya çıkarmasına neden olan etken ne?
İhbarcı subay eğer dediği gibi mahkemede şahitlik yaparsa bu soruların yanıtını öğrenme şansımız olacak,
Tabii sorulursa,
Çocuğunuz kime benzesin?
"ÜNLÜ" kadınlara, "Çocuğunuzun hangi ünlüye benzemesini istersiniz" diye sormuştu bizim Pazar ilavesi,
Aklı başında yanıtlar verenler de var elbet ama ikisine gerçekten çok güldüm,
Özellikle de Eyşan Özhim’e,
Çocuğunun Stephen Hawking’e benzemesini istiyormuş, O olmazsa Bill Gates,
Allah aşkına bana söyler misiniz, kim çocuğunun Stephen Hawking’e benzemesini ister,
Tamam adam çok zeki olabilir, müthiş bir beyin olabilir ama siz çocuğunuzun Stephen Hawking’e benzemesini "diler misiniz?"
Bunu dileyen biri samimi olabilir mi?
Bir diğeri Tuba Ünsal,
O da Einstein veya Mozart demiş,
Yani ya zeki olsun, ya yetenekli demeye çalışıyor,
Tuba Ünsal acaba Einstein’ın nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu biliyor mu?
Ya da Mozart’ın 30’lu yaşlarında öldüğünü ve berbat bir çocukluk geçiren mutsuz bir adam olduğunu?
İçlerinde en akıllı uslu yanıtı Tuğba Özay vermiş, "Ya babasına benzesin, ya bana" diyerek,
Benim bu yanıtlardan anladığım, herkes kendisinde olmayanı istemiş,
Ama onu isterken bile becerememişler,
Not: Ben çocuğumun kendisine benzemesini isterim, Kendisi olsun ve mutlu olsun,