TSK lağvedilir mi?

AYLAR önce yazdım, "Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki hataları yazalım ama bunu asker düşmanlığına dönüştürmeyelim, Çünkü bu ordunun yedeği yok" diye,

Bunu yazdığım günlerde öyle bir görüntü vardı ki, sanki birileri TSK’yı lağvetmek istiyordu,

Ben bunu yazınca bazıları "Saçmalıyorsun" dediler,

Ama Mümtaz’er Türköne, baklayı ağzından çıkardı,

"TSK’yı lağvedelim ve yeni bir ordu kuralım" deyiverdi,

Bunu Mümtaz’er Türköne’nin "saçmalaması" olarak görmeyin,

Mümtaz’er Türköne "garip" önermeleriyle gündemde kalmaktan hoşlanıyor olsa bile sözleri "bazı kesimlerin" görüşlerini yansıtıyor,

Biliyoruz ki, Türkiye’de bazıları tüm kurumları "kendimleştirmek" isterken TSK’nın bunun dışında kalması düşünülemez,

Tüm kurumları "kendimleştirmek" isteyen derken, hükümeti kastettiğimi de düşünmeyin,

Zaten hükümetin en sert sözcüleri bile artık TSK’yı belli oranda korumak zorunda kalıyorlar,

Bunu görmemek için kör olmak bile yetmez,

Mümtaz’er Türköne, orduyu lağvedip yenisini kurmaktan söz ederken "Nizam-ı Cedid"i örnek gösteriyor,

Ancak sınırlı bilgiyle yapılan öneri de bu kadar oluyor,

Nizam-ı Cedid hiçbir zaman bir ordu olamadı,

Kuruluş amacı, yoldan çıkan yeniçeri ordusuna bir alternatif oluşturmaktı, Gerekçe, Avrupa’nın yeni askeri oluşumuna paralel bir oluşumdu, Ama "devrimci" bir grup, yeniçerilerin asla ıslah edilemeyeceğine inanarak yeni bir askeri ordu kurulmasını savunuyordu,

Nizam-ı Cedid ordusu hiçbir zaman bir ordu haline gelemedi,

Padişahın "muhafız birliği" olmaktan öte bir işlev kazanamadı,

Tam aksine, ülkede kargaşayı ve çok başlılığı artırdı,

Türköne herhalde TSK’yı yeniçeri ocağına benzetiyor,

Ama bunları bilmesinde de fayda var,

 

 


Hangi hükümetin teklifiydi?

DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun sözleri beni çok şaşırttı,

Davutoğlu, gazetecilere "Tezkere döneminde ben de 1 Mart Tezkeresi’ne karşıydım" dedi,

Bence pek de öyle değildi,

O dönemde Abdullah Gül Başbakan’dı,

Ahmet Davutoğlu ise Başbakan Gül’ün dış politika danışmanı,

O günlerde Başbakan Abdullah Gül, gazetecilerle bir toplantı yapmış ve tezkere konusunda görüş alışverişinde bulunmuştu,

Yanlış hatırlamıyorsam o toplantıda Abdullah Gül’ün hemen solunda Ahmet Davutoğlu oturuyordu ve siyaset sahnesinde ilk kez o gün görmüştük Davutoğlu’nu,

Hatta benim meşhur, "Türk askeri Amerikan askeriyle karşı karşıya gelir" tezim de o toplantıda söylenmiş ve tartışmaya neden olmuştu,

Gül ve dış politika danışmanları bunun mümkün olmadığını söylemiş, daha sonra "çuval rezaleti" meydana gelmişti,

Davutoğlu o günlerde hiç de "tezkere karşıtı" gibi durmuyordu,

Zaten 1 Mart Tezkeresi, "hükümet teklifi" olarak Meclis’e gelmişti ve o hükümetin başbakanı Abdullah Gül’dü, onun dış politika danışmanı da Ahmet Davutoğlu,

Herhalde 1 Mart Tezkeresi "hükümet teklifi" olarak Meclis’e gelirken o hükümetin başbakanı ve başdanışmanı, tezkereye karşıydı,

Peki o zaman o teklif hangi hükümetin teklifiydi?

Not: Ben o zaman tezkereden yanaydım, Hâlâ da o görüşteyim, Aslına bakarsanız tezkere TBMM’den Adalet ve Kalkınma Partisi oylarıyla çoğunluğu aldı ama Meclis içtüzüğündeki bir madde nedeniyle geçerli olmadı,

 

 


Saatçi’nin sözleri

ORTALIK birkaç gündür Ercan Saatçi’nin Galatasaray’a yönelik sözleriyle yıkılıyor,

Galatasaraylıların bir bölümü tepkili,

Benim çevremde ise böyle bir tepki yok,

Çevrem dediğim, tahmin edebileceğiniz gibi tamamı Galatasaraylılardan oluşan, pek çoğu bu kulüpte yöneticilik yapmış, spor yapmış arkadaşlarım,

Gülüp geçiyoruz,

Taraftarlık, Hele hele fanatik taraftarlıkta böyle şeyler oluyor,

Üstelik bu, Ercan Saatçi’nin Galatasaray’a yönelik ilk vukuatı da değil, Daha önce de yine bir Fenerbahçe şampiyonluk kutlamasında Galatasaray’a yönelik küfürleri vardı,

Pek çok Galatasaraylının da Fenerbahçe’ye yönelik ağır ifadeleri vardır,

Bana sorarsanız dünyanın sonu değildir,

Güler geçersiniz, ya da siz de aynısını söylersiniz,

Ercan Saatçi’nin talihsizliği, bunu kameralar önünde söylemesi ve bunun sızdırılması olmuş,

Ama emin olun, ne Ercan Saatçi Galatasaray’a sövdü diye Galatasaray’a bir şey olur, ne de herhangi bir Galatasaraylı sövdü diye Fenerbahçe’ye,

Fenerbahçe’ye yenildiğimiz her maçtan sonra Fenerbahçeli arkadaşlarımdan Ercan Saatçi’nin söylediklerine yakın gırgır mesajları geliyor,

Kızmıyor muyum?

Kızıyorum,

Ama çok da ciddiye almıyorum,

Ercan Saatçi’nin söylediklerine de güldüm geçtim,

Bence bir mesele yok,

Galatasaray Spor Kulübü zaten bu hakaret için dava açmış,

Varsa cezası çeker,

Gerisi sıradandır,

Her maç tribünlerde bunları duyduğumuz bir ülkede, farklı bir şey mi bekliyordunuz merak ediyorum,

Not: Diyeceksiniz ki, "Ercan Saatçi sıradan bir taraftar değil, Hürriyet Spor’un tepesindeki isim", Doğru, öyle ama bunda da bir sıkıntı yok, Bir Galatasaraylı olarak hiç değilse Hürriyet Spor’un tepesinde hangi düşüncenin hâkim olduğunu bilip ona göre okuyacağım, Gizli bir fanatiktense açık bir fanatiği tercih ederim,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kılavuzu cahil olanın durumunun kılavuzu karga olandan beter olacağını anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları