Bakan Akdağ’la domuz gribi sohbeti

SAĞLIK Bakanı Prof, Dr, Recep Akdağ ziyaret etti,

"Aşı olmayacağım diye yazıyorsunuz, Rica ederim yazmayın, Vebali vardır, Birisi sizi dinler olmaz, sonra Allah korusun kötü bir şey olur, Risk grubunda değilsiniz, siz olmayın ama yazmayın" dedi,

"Yapmayın Sayın Bakan, Başbakan söyledi, Ben söylesem ne olur?" dedim,

Acı acı gülümsedi,

"O da risk grubunda değil" dedi,

Recep Akdağ’ın yanında pek çok uzman profesör vardı,

Epey konuştuk,

"Ortalıkta aşı yok, Aşı olmak isteyenler panikte" dedim,

"Okuduk, Aşılar bir anda teslim edilmiyor, Peyderpey geldikçe aşılama yapıyoruz, Önce yüksek risk gruplarından, sağlık personelinden başladık, Hacı adayları, hamileler diye sırayla devam edeceğiz, Kasım, aralık, ocak aşı gelmeye devam edecek" dedi,

"Bu arada hastalık da yayılacak" dedim,

"Ne kadar aşı yaparsak o kadar savunma yapmış oluruz, Aşı yapıldıkça yayılma hızı düşecek" dedi,

Domuz gribinin hamilelerde ciddi risk yarattığını, önceliğin hamilelere verildiğini ve risk gruplarındaki etkilerinin geçmiş yıllar istatistiklerine bakılarak ölçüleceğini, faydalarının da bu istatistiklerle anlaşılacağını anlattı,

"Yan etkilerini" sordum,

"Kanıtlanmış yan etki" yok dedi ve eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş’un "doğru olmayan" bilgilerle kafaları bulandırdığını iddia etti,

Uzmanlarla konuşulması gerektiğine dikkat çekti,

"Farklı konuşan uzmanlar var" dedim,

"Doğru var, 20 kişi aynı şeyi söylüyor, 1 kişi farklı bir şey söylüyor, 20’si de uzman, Siz 1 kişiye mi inanırsınız, 19 kişiye mi?" diye sordu,

Aşıların tamamen devlet eliyle yapılacağını, eczanelere ve özel sağlık kuruluşlarına dağıtılmayacağını söyledi,

Şu anda her isteyene test yapılmasının söz konusu olmadığını, testlerin de gerekli hallerde yapıldığını, bunun kararının da uzman hekimler tarafından verildiğini belirtti,

"Hasta olduğunu düşünenler ve yakınları, hem test olmadığı için hem de aşı olmadığı için panikliyorlar, Paniklik bir durum yok" dedi ve ekledi: "İçim rahat, Bütün önlemleri aldık, Aşıları ısmarladık, Bizim gibi erken davranmayanlar, pandemi belirtisinin ilk görüldüğü ve bizce bir şans olan ilkbaharda aşısını ısmarlayamayanlar çok zorda, Bugün İsrail aşı arıyor, bulamıyor, Biz ise rahatız, Ben bakan olarak görevimi yaptım, Aşımız var, İsteyen vatandaşım olacak, Hazırız, Benim vazifem de hazır olmaktı,"

 

 


Gel de bunlara yazı yaz

ÇILDIRACAĞIM, gerçekten çıldıracağım,

Geçen gün GDO’lu ürünlerle ilgili bir yazı yazdım,

Dedim ki: "Ben yıllardır bu GDO’lu ürünlerin yaratması muhtemel tehlikelere dikkat çektim, Kimse tınmadı, Şimdi bir yönetmelik çıktı, En azından GDO’lu ürünlerin yurtdışından gelişine bir sınırlama geldi, Bundan böyle GDO’lu ürünlerin üzerine ‘GDO içerir’ diye yazılacak, Ama asıl önemli olan, Biyogüvenlik Yasası, O yasada çok dikkatli olmak lazım,"

Bu yazıya gelen bir yorumu aktarıyorum size:

"Yuh! Yani yalakalık yapacağım diye GDO’ların faydalı olduğunu bile yazabildin, Bu kadarına pes doğrusu, O zaman sen kızına bol bol GDO’lu ürün yedir, sonucu görürsün,,, Zaten GDO’lu olmayan ürün üzerine ‘GDO’lu değildir’ diye yazmak savunduğun yönetmelikle yasaklandı, onun için istemesen de kızın bol bol onlardan yiyecek, Afiyet olsun!"

Şimdi bu algıya ne diyeceksin,

Hürriyet arşivi orada, yıllarca GDO’lu ürünle uğraş, sonra bu yanıtı al,

GDO’suz ürünün üzerine "GDO içermez" diye yazmak yasaklanmış,

Yahu, GDO içeren ürünün üzerine "GDO’lu ürün içerir" diye yazmak şart haline getirildi, Bu daha doğru değil mi?

Alacaksın eline paketi, bakacaksın,

GDO’lu ürün içerir diyorsa almayacaksın, Alacaksan da ne aldığını bileceksin,

Bu daha doğru değil mi?

Yok kabul ettiremezsin,

Benim GDO’lu ürünü desteklediğimi düşünebilen zekâ düzeyine, bu kadar basit bir şeyi kabul ettirmek mümkün mü?

Değil elbet,

"GDO’lu ürün içermez" diye yazacakmışsın,

Peki o zaman her malın yanına "neler içermediğini" anlatan bir kitapçık verelim,

Yemin ederim delireceğim,

En basit Türkçe’yi dahi anlamayanlara yazı yazmaktan,

 

 


Bravo Ekber Onuk ve ekibi

BUGÜN Türkiye için bence güzel bir gün,

Türkiye’yi aşan projelere imza atan Ekber Onuk, bugün yepyeni iki projesini gün ışığına çıkarıyor,

İki çok ilginç otomobil,

Biri 35 bin Euro’ya satılacak olan bir "Porsche" replikası diyebileceğimiz, basit ama spor otomobil tutkunlarının hoşuna gidecek bir otomobil,

Ama asıl önemli olan "Sazan",

Sazan da Ekber Onuk ve ekibinin bir başka projesi,

Ve giderek sona yaklaşıyor,

Sazan bir "süper otomobil" projesi,

Tamamen yerli dizayn bir "egzotik" otomobil,

Koenigsegg’le veya Pagani Zonda ile karşılaştırılabilecek dünyanın en iyi performans araçlarından biri,

Bu müthiş aracı merak ediyorsanız, HT Ekonomi’ye bir göz atın,

Not: Bir gün de sizlere Ekber Onuk’un tersanesini ve orada ürettiği tekneleri anlatırım, Ağzınız açık kalsın diye,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ülkemizin sınırları kafamızın sınırları olmadığı zaman

Erişilebilirlik Araçları