Savcılara değil hâkimlere kızın

BİR acayip ülke olduk,

Herkes müthiş bir paranoya içinde,

"Y" deseniz, "Bana ördek dedi" diyorlar,

"Yahu ben sadece ‘y’ dedim" deseniz, "O ‘y’ yağmurun ‘y’si" diyecek haldeyiz,

Ergenekoncusunuz veya AKP yalakası,

Arada doğru düzgün, sıradan, "doğruya doğru, eğriye eğri" diyen vatandaş olma şansınız yok,

Ya bir şeysiniz, ya öbür şey,

Okurlardan gelen tepkiden de, sokakta konuşulandan da, taksi şoförüyle yaptığınız muhabbetten de bunu anlıyorsunuz,

Müthiş bir cepheleşme,

30 yıla yakın gazetecilik, 50 yıla yakın vatandaşlık hayatımda Türkiye’de böyle bir cepheleşme az gördüm,

Türkiye’de her gün 20 kişinin öldüğü 70’li yıllarda bile böyle bir "keskin cepheleşme" olmamış, topluma bu kadar sirayet etmemişti,

İş öyle bir hale gelmiş ki, yargı yargıya güvenmiyor,

Savcı başsavcıyı dinliyor, savcı Yargıtay’ı dinletiyor,

Ben bu konuda Ergenekon savcılarına tek kelime etmiyorum,

Etmiyorum, çünkü artık "paranoyak" hale geldiler,

Yıllardır önlerine öyle belgeler, öyle bilgiler geliyor ki, ne doğru, ne yanlış ayırt edemiyorlar,

Gelen belgeyi dikkate almayıp "deli saçması" diye kenara atsalar, "Vay, belge saklıyorsunuz, Siz de Ergenekoncusunuz" diyecek bir grup pusuda bekliyor, Zaten belgeler savcılara gelmeden medyaya iletiliyor,

Kenara atmayıp değerlendirdikleri zaman da "deli saçmalarını değerlendiren" oluyorlar,

Aslında böyle durumlar Ergenekon savcılarına özgü de değil,

Sürekli komplo izleyip, komplo teorisi dinleyen herkes bu ruh haline bürünüyor,

Örnek mi istiyorsunuz?

Mesela, bugün Ergenekon savcılarından şikâyet eden Aydınlıkçılar, Yıllarca aynı mantıkla dergi çıkarmadılar mı?

Doğrusunu isterseniz ben bu ortamda aklıselimi hâkimlerden bekliyorum,

Bana göre bu dinleme rezaletlerinde suç Ergenekon savcılarında değil,

Ben bu rezaletin sorumlusu olarak hâkimleri görüyorum, Çünkü adaletin tecellisinden asıl sorumlu olanlar onlar, Teraziyi onlar elinde tutar,

Ama onlar teraziyi tutmuyorlar, önlerine koyulan "dinleme taleplerini" isimlere bakmadan imzalıyorlar, Adaletin gözü kapalıdır ama bu anlamda değil,

Hâkimler "Dinleyin" diyorlar, sonra ayıkla pirincin taşını,

Böyle sorumsuz hâkimlik olmaz,

Böyle sorumsuz adamdan hâkim olmaz,

Emin olun abartmıyorum,

Hatırlamıyor musunuz, bu hâkimlerden biri kendisi için dinleme izni vermemiş miydi?

 

 


Taraftarlık

ALİ Koç’un, "Çocuklarım benimle aynı takımı tutmazsa onları pek sevemem" anlamına gelen sözleri tartışıldı,

Doğrusu ben de çocuğumun benimle aynı takımı tutmasını tercih ederim,

Beraber sevinelim, beraber üzülelim diye,

O üzülürken ben sevinemem çünkü,

Bu yüzden Zeynep bir gün okuldan gelip "Ben Fenerbahçeli oldum" dediğinde, benden hayatının ilk ve son azarını işitmişti,

Neyse ki, sonradan "doğru yolu buldu" ve Galatasaraylı oldu,

Tabii ileride değişir mi bilmiyorum,

Umarım değişmez,

Ancak şunu biliyorum:

Kızım eğer benim tuttuğum takımdan başka bir takımın taraftarı olursa ona karşı hislerimde hiçbir değişiklik olmaz,

Olsa olsa kızımın tuttuğu takıma karşı hislerimde bir değişiklik olur,

O takıma biraz daha sempatiyle bakarım,

Ali Bey’e de tavsiyem öyle yapması,

Hiçbir takım, insanın evladından daha önemli değildir, Daha fazla sevilmeye değmez,

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yapamadığımız işi sürdürmenin değil o işi bırakmanın daha şerefli olduğunu anladığımız zaman.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları