TÜRKİYE’nin bugünkü siyasi ortamında en etkili lider ya da en etkili liderlerden biri kim diye bir düşünsenize,
Yok yok kendinizi yasalarla, vicdanlarla sınırlamayın,
Geniş düşünün,
Çekinmeyin söyleyin, Rahat olun,
Evet, ne yazık ki öyle, Terörist merörist ama Türkiye’nin bugün getirildiği noktada, Türkiye’nin gündemini belirleyen, yönünü, yolunu belirleyen önemli bir isim oldu Abdullah Öcalan,
1999’da bir Falcon 900’de Kenya’dan gelirken şimdi tutuklu bulunan bir Türk subayına, "Üzerime düşen ne varsa yapmaya hazırım" diyen ve "Vatana hizmet için görev beklediğini" söyleyen Öcalan’ın bugün böyle bir figür haline getirilebileceğine aklınız erer miydi?
Vallahi benim de ermezdi,
Ama oldu,
Türkiye’de son 10 yılda öyle vahim hatalar yapıldı, siyasetteki bilinç düzeyi öylesine aşağılara düştü ki, bugün Türkiye’nin gündemini belirleyen önemli figürlerden biri haline geldi Abdullah Öcalan,
Öcalan’ın bu noktaya gelmesinde mevcut siyasi iktidar kadar, ona akıl veren kurumların da etkisi var elbet,
Ancak bu, nihai gerçeği değiştirmiyor,
Öcalan bugün yine Türkiye’nin geleceği üzerinde etkin ve söz sahibi,
Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Öcalan’ın "Avrupa standartlarına uygun olduğu söylenen" İmralı’daki odasını yeniden dekore ediyor, İthal duvar kâğıdı kaplatıyor, Kapısını "havalı" hale getiriyor,
Yalancılardan ses seda yok
GEÇEN hafta Türkiye’de yayınlanan gazetelerin tamamını "yalancılıkla" suçladım,
"Açıkladıkları satış rakamları gerçek değil" dedim,
Satış rakamlarını duruma göre kafadan attıklarını, hiçbir denetime, hiçbir düzenlemeye tabi olmadıklarını anlattım,
Oldukça ağır suçlamalar yönelttim,
Suçladığım gazetelerden ne yanıt geldi biliyor musunuz?
Bilemezsiniz tabii, Hiçbir yanıt gelmedi,
"Satış rakamları yalan, Uyduruyorlar" dedim, hepsi "yalayıp yuttu",
Evet yaladılar ve yuttular,
Eğer öyle olmasa kıyameti koparmazlar mıydı?
"Yalancılar" diyorum, hatta "Sahtekârlık yapıyorsunuz" diyorum, "çıt" çıkarmıyorlar,
"Hayır öyle değiliz" diyemiyorlar,
Diyemeyecekler de,
Çünkü yazdıklarımın doğru olduğunu biliyorlar,
Şimdi kalkıp bana, "Hayır öyle değil" deseler yanacaklar,
Ya bana, "Yalan yazıyorsun" demeleri lazım ki, o zaman ben mahkemeye gideceğim ve iddia ettikleri satış rakamlarını kanıtlamalarını isteyeceğim,
Ya da onlar beni mahkemeye verecekler ve açıkladıkları satışları yaptıklarını kanıtlayacaklar,
Her ikisi de ödlerini patlatıyor,
Dediğim gibi çünkü, O kadar gazete sattıkları falan yok,
Uyduruyorlar,
Ellerinde kalem yazıyorlar,
Kendi kendimizi denetlettirmesek, biz de "Bugün 1 milyon sattık" diye ortaya çıksak, bu oyunun bir parçası oluruz,
Ama biz bu oyunun bir parçası olmak istemiyoruz,
Biz, oyun temiz olsun istiyoruz,
Koca terminal kapalı
İŞİNİ bilmeyen çavuşların sonunda ne yaptığını hepimiz biliriz,
Geçen hafta bir iş için gittiğim Antalya’da bunun canlı ve birkaç yüz milyon dolarlık örneğini gördüm,
Biliyorsunuz, Antalya’da bir dış hatlar terminali vardı,
Sonra o yetmediği için bir tane daha yaptılar, Ancak mevcudu büyütmek yerine bambaşka bir yere yeni, büyük bir terminal yapmayı tercih ettiler,
Çünkü maksat terminal yapmak değil, maksat birilerine terminal yaptırmaktı,
O yeni terminal şimdi kapalı,
Evet kapalı,
Ortalıkta turist kalmayınca koskoca terminal kepenk indirmiş,
Son derece kötü bir görüntü,
Oysa apayrı bir yere apayrı bir terminal yapmak yerine mevcut büyütülseydi hem çok daha az kaynak israf edilmiş olurdu, hem de bu koskoca terminal kapalı durmaz, onca insan işsiz, onca yatırım atıl kalmazdı,
