Hilesi dürüstlük olanlara mutlu bir yıl

SEVGİLİ Habertürk okurları,,,

Gazetemizin ilk yeni yılı,

2009 Türkiye için, dünya için sorunlarla dolu, sıkıntılı bir yıl oldu,

Ama ne yalan söyleyeyim, bizim için keyifli, iyi bir yıldı,

2007’nin 1 Nisan’ında, TMSF’nin Türkiye’nin en büyük medya grubu olmakla övünen grubuyla ortak bir operasyonu sonucu gazetemizi kaybetmiştik,

Tam 23 ay sonra 2009’un 1 Mart’ında, dünyanın ekonomik, Türkiye’ninse hem ekonomik hem siyasi sorunlarla boğuştuğu bir zamanda yepyeni, bambaşka bir gazeteyle sizlerle buluştuk,

2 yıl önce bizi medya mahallesinden atmaya çalışanların, "Tutmaz, olmaz" dedikleri bir dönemde Habertürk’ü sizlerle buluşturduk,

Bildiğimiz tek bir "hile" vardı, Onun adı da "doğruluk"tu,

Sizler bu hileyi fark ettiniz, Sayenizde zor bir yıl olan 2009, bizim için "iyi ve keyifli" bir yıl oldu,

Günlük ortalama 200 binlerin üzerinde satan, hafta sonları 300 binin üzerine çıkan bir ailemiz oldu,

Bunları niye mi anlatıyorum,

"2010 zor bir yıl olacak" diyenlere inat olsun diye,

Siz onlara kulak asmayın,

Hileniz doğruluk, dürüstlük olursa her türlü sıkıntı gelip geçici olur, inanın bana,

2010’un doğru ve dürüst olan herkese mutluluk, keyif ve huzur getirmesini diliyorum,

Dilememe gerek de yok, Zaten öyle olur,

Merak etmeyin,

 

 


Hâkim değil araştırma komisyonu lazım

YAPILANIN başlangıç biçimini doğru bulmasak bile aslında hepimizin içten içe keyif aldığı bir iş değil mi, "Seferberlik Tetkik Kurulu"nda ya da eski adıyla "Özel Harp Dairesi"nde yapılan inceleme,

1970’lerde Ecevit’in gündeme getirdiği, sonrasında hep konuşulan, çok konuşulan bir yer değil miydi burası,

Türkiye’de olan her "karanlık olayın" arkasında hepimiz burayı aramadık mı?

Kanlı 1 Mayıs’ta da, Maraş olaylarında da, Uğur Mumcu gibi faili meçhul cinayetlerde de ve hatta Susurluk rezaletinde de hep burası akla gelmedi mi?

Türkiye’de hep bir odak vardı ve bu odak hep bir düğmeye basardı, Bu düğmeye basılınca hep Türkiye karışırdı,

O odağın neresi olduğunu kimse bilmedi, o düğmeyi kimse görmedi,

Ama Özel Harp Dairesi ya da bazılarının sevdiği isimle Gladio’nun Türkiye şubesi, hep bu karanlık odağın merkezi olarak görüldü,

Şimdi oraya bir şekilde el atılmış olması aslında düşünen, Türkiye’nin karanlıklardan değil ışıklı ortamlardan yönetilmesini, yönlendirilmesini isteyen herkesi mutlu ediyor,

Beni de,

Ve bence Genelkurmay’ı da mutlu etmeli,

Çünkü yıllardır suçladığımız, en azından kuşku duyduğumuz bir yere "fener" tutuluyor,

Bu fener sayesinde belki yıllardır karanlıkta kalan olayları aydınlatacağız ve "kirli" bir yeri temizleyeceğiz ya da "kirli" zannettiğimiz bir yerin aslında temiz olduğunu göreceğiz,

Ancak samimi fikrimi sorarsanız, tek bir hâkimle yapılan bu işi yeterli bulmuyorum,

Bu işin boyutlarının, tek bir hâkimin yapacağı bir araştırmaya büyük geldiğini düşünüyorum,

Keşke TBMM çatısı altında bulunan her partiden bir temsilci alarak ve hatta onların arasına bir de Genelkurmay temsilcisi katarak burada çok daha detaylı bir araştırma yapılabilse,

Böylelikle gerçek bir demokrasi yolunda çok daha kuvvetli bir adım atmış oluruz,

 

 


Keşke sağ olsalardı

BUGÜN sizlere keyifli bir ek veriyoruz,

Habertürk yazarlarına sorduk, "Bu toprakların yetiştirdiği isimlerden bugün aramızda olmayan hangilerinin hayatta olmasını isterdiniz?" diye,

Çok ilginç bir tablo ortaya çıktı,

Ama aynı zamanda da çok ciddi bir zafiyet,

Düşününce övündüğümüz geçmişimizde, övünülecek insan sayısının, hele hele düşünce insanı sayısının hiç de o kadar fazla olmadığını gördük,

Ben kendi listeme Atatürk’le başladım, "Keşke sağ olsaydı" diyerek ve dayak yeme tehlikesini göze alarak,

Fatih Sultan Mehmed’le devam ettim ve altına Mimar Sinan’ı, Timurlenk’i, Mevlânâ’yı, Yunus Emre’yi, Necip Fazıl Kısakürek’i, Aziz Nesin’i, Sedat Simavi’yi, Aysel Gürel’i, Semiha Berksoy’u, İlhan Koman’ı, Sabahattin Ali’yi, Oğuz Atay’ı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ı, Can Yücel’i, Orhan Veli’yi, Neyzen Tevfik’i, Fikret Mualla’yı, Sakallı Celal’i, Barış Manço’yu, Adile Naşit’i, Kemal Sunal’ı, Sakıp Sabancı’yı yazdım,

Başka kimler mi var?

"Keşke sağ olsalardı"yı okuyun o zaman, 

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İyiliğin yıllarda değil kalbimizde olduğunu unutmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları