TÜRKİYE’de bir kısım "aydın" ve "demokrat", Türkiye’nin çağ atlaması, AB standardında demokrasiye kavuşması, 12 Eylül’ün izlerini silmesi için yeni bir Anayasa gerektiğini söylüyor,
Yeni Anayasa’ya karşı olduğumdan falan değil ama bunlara gülüyorum,
Kimse kızmasın ama Anayasa "fasa fisodur",
Bugün dünyanın en gerçek ve belki de tek demokrasisinde Anayasa diye bir şey olmadığını biliyor musunuz?
Neredeyse 800 yıllık bir metinleri var o kadar,
Çünkü kafalar aydınlıksa, sistem şeffaf ve adilse Anayasa gerçekten fasa fisodur,
İşte Türkiye örneği,
1961 Anayasası, Türkiye’nin bence en iyi Anayasa’sıydı,
1982 Anayasası’nın defalarca revize edilmiş halinden daha demokratik, daha özgürlükçü, daha iyi kaleme alınmış bir Anayasa metniydi,
Ne oldu?
Darbeyi engelleyebildi mi?
Kilitlenen sistemi açabildi mi?
Tam aksine, terörün, kargaşanın ve sonunda da darbenin gerekçesi sayıldı,
Şimdi bir kez daha Anayasa değiştireceğiz,
Darbe döneminin kısıtlayıcı Anayasa’sından kurtulacağız,
1961 Anayasası da darbe döneminde yapılmıştı, Kısıtlayıcı falan da değildi, Ne oldu,
Anayasa’yı değiştirerek Türkiye’ye demokrasi getirileceğini zanneden saftiriklere bir teklifim var,
Madem Anayasa’yı değiştirip modern, Avrupalı bir Anayasa yapacağız, kriterimiz bu,,,
O zaman gelin elimiz değmişken Siyasi Partiler Yasası’nı da değiştirelim,
Demokrasinin temeli olan parti içi demokrasinin önündeki en büyük engel Siyasi Partiler Yasası değil mi?
Bu yasayı, parti içi demokrasiyi keyfe keder gören durumundan çıkarıp, parti içi demokrasiyi işletici ve hatta zorlayıcı yapalım,
Var mısınız?
Yer mi?
Onunla da yetinmeyelim,
Madem Avrupa standardını örnek alıyoruz, Şu Seçim Kanunu’nu da Avrupalı yapalım, Bakalım Avrupa’da seçim barajı var mı, varsa en yüksek hangi oranda,
Avrupa’daki baraj en yüksek kaçsa, bizdeki baraj da o orana insin,
Var mısınız?
Yoksunuz değil mi?
Olmayacağınızı biliyorum,
Zaten maksadınız Anayasa ile özgürlükleri genişletmek falan değil,
Mesele kendi özgürlükleriniz,
Gerisi umurunuzda mı?
Siyaset ve bürokrat
AHMET Ertürk görev süresinin sonuna geldi,
Yerini büyük ihtimalle Şakir Ercan Gül’e bırakacak,
Gül’ü, Ertürk kadar tanımam, Ama doğru düzgün biri olduğunu duydum, gördüm hep, Doğru tercih olabilir,
Ertürk’le hep yakın bir diyaloğumuz oldu,
Kendisine genelde güvendim,
Gazeteme haksız biçimde el koyduğu, davalar sonunda el koymanın hatalı ve haksız olduğu ortaya çıktığı zaman yargı kararına uymadığı halde,
Buna rağmen niye güvendim biliyor musunuz; bizden başkasına çok büyük bir haksızlık yapmadığını ve kişisel husumet gütmenin doğru olmadığını düşündüğüm için,
Başkalarına yönelik hataları olmadı mı?
Oldu elbet,
Ama dinsizin hakkından imansız gelir demekten gocunmadığı için güvendim,
Çok sık kullandığı yasanın Anayasa’ya aykırı olup olmadığını sorduğum zaman, "Vallahi biraz aykırı olabilir ama hırsızlar da yasaların arkasına saklanıyorlar, Ancak böyle yapabiliyoruz" diyecek kadar dürüst olduğu için,
O yüzden bazı medya gruplarına aşırı yakınlığını bile görmezden gelmem mümkün,
Çünkü Ahmet Ertürk, TMSF’nin başında önemli işler yaptı,
Büyük tahsilatlara imza attı, başarılı satışlar gerçekleştirdi,
Ama işin acayibi, bu başarılı satışlar yüzünden siyasetin güzünden düştü, İstenmeyen, sevilmeyen adam oldu,
Biliyorum ki, TMSF Başkanlığı’ndan sonra basit bir yurtdışı görev istiyordu,
Onu bile çok gördüler,
Ahmet Ertürk, tüm bürokratlar için ibretlik bir öyküdür aslında,
Bir bürokratın siyasete asla güvenmemesini gerektiren iyi bir örnek,
Bloomberg HT
BLOOMBERG HT’nin yayına başlamasından sonra iş dünyasından, izleyicilerden, okurlardan çok sayıda tebrik geldi,
Ama küçük bir hatayla,
Tebrikleri bana yollamışlar,
Keşke bunları hak edecek bir eylemim olsaydı,
Ancak Bloomberg HT’nin en önemli ve hatta tek mimarı Didem Ciner’dir,
Bloomberg’i Türkiye’de yatırıma ikna eden, bütün görüşmeleri tek başına yürüten, Bloomberg HT ekibini kuran ve kendi kurduğu ekiple bu kanalı yaratan kişi Didem Ciner’dir,
Başarı onun ve onun ekibinindir, Bloomberg HT, onların bebeğidir,
Ben, bana yolladığınız kutlamaları ona ve ekibine ilettim,
Büyük mutlulukla,
