2005’te kim iktidardaydı?

BU tartışmanın niye çıktığını ve niye bu kadar büyüdüğünü anlamak mümkün değil,

Bülent Arınç’ın dünkü açıklamalarını da,

Bülent Bey’in kızgınlığını ve eleştirilerini onun bakış açısından ele aldığım zaman diyecek bir sözüm yok,

Ancak Arınç’ın açıklamalarında, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sıkça başvurduğu bir "oyun" gözüme çarpıyor,

Bülent Arınç son tartışmayı, geçmişe, 5 yıl kadar öncesinde yaşanan bir olaya

bağlıyor, Şemdinli İddianamesi’ne dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar

Büyükanıt’ın adını da karıştırarak o günlerde çok ciddi bir kriz yaratan Ferhat

Sarıkaya, olayın büyümesinin ardından görevden alınmış ve görevden alınmakla kalmamış, bir daha avukatlık dahi yapamayacak şekilde meslekten ihraç edilmişti,

Fazlasıyla ağır bir kararla,Bülent Arınç dünkü açıklamasında işte o Ferhat Sarıkaya’ya ve onun görevden alınmasına atıfta bulunuyor,

Peki Ferhat Sarıkaya görevden alındığı zaman iktidarda kim vardı?

Bülent Arınç’ın açıklamasının tonuna bakarsanız ben vardım,

Ya da belki siz vardınız,

Ama asla AKP yoktu,

Zannedersiniz ki, Ferhat Sarıkaya’nın başını biz yedik, Muhalefetteki AKP ise sonuna kadar bu işe karşı çıktı ama muhalefetteki küçük bir parti olduğu için Ferhat Sarıkaya’yı kurtarmaya gücü yetmedi,

Bu aslında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çok sık başvurduğu bir taktik,

Ama bu kez komik hale gelecek kadar net bir durum var ortada,

Bülent Arınç belki hatırlamıyor ama Ferhat Sarıkaya görevden alındığı zaman partisi, Anayasa’yı bile değiştirecek kadar büyük bir güçle Meclis’teydi ve hükümetteydi,

Ferhat Sarıkaya’nın hesabını da lütfen artık bize sormasınlar,

 

 


Özel yetkiyle kaymak

HERKES Erzurum Özel Yetkili Savcısı’nın, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’nı gözaltına alıp tutuklatma hakkının olup olmadığını konuşuyor,

Bu konudaki fikrimi yazdım,

Ancak bugün HABERTÜRK çok önemli bir belgeyi koyuyor ortaya,

Tartışmalara neden olan ve görevden alınan Erzurum Özel Yetkili Savcıları, Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nden "avanta" kayak giriş kartı istiyorlar,

Yani kayak tesislerinden ücretsiz yararlanmak için kart, Lisanslı sporculara tanınan bir haktan yararlanmak istiyorlar,

Belli ki, Erzurum Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde doğru düzgün adamlar var ve bu "usulsüz ve haksız" talebe yanıt vermiyorlar bile,

Özel Yetkili Savcılar, işin peşini bırakmıyorlar,

26,11,2009 tarihli "resmi yazıyla" talep ettikleri "avanta giriş kartları"

gelmeyince 08,01,2010 tarihinde "Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı (CMK 250, Maddesi ile Görevli) Muhabere Bürosu" antetli bir "resmi" yazıyla "avantanın akıbetini" soruyorlar,

Ama ne soruş,

Şöyle diyorlar: "Yapılan görüşmelerde talebimizin karşılanmayacağı belirtilmiştir, Bu nedenle a) Talebimizin hangi sebep ve saikle karşılanmadığı b) Giriş kartlarının kimlere hangi sebep ve saikle verildiği hususlarının ayrıntılı olarak açıklanarak tarafımıza bilgi verilmesi talep olunur,"

Acaba "Özel Yetkili Savcı" olmak böyle bir şey mi diye merak ediyor insan,

Yasal hakkın olmayan, hatta hiç hakkın olmayan bir şeyi talep edip verilmediğinde "tehdit kokan" bir resmi yazıyla bilgi istemek mi?

Erzurum Özel Yetkili Savcıları’nın bu talebinin de mutlaka siyasi bir değerlendirmesi olacaktır,

 

 


Maksat ortalık şenlensin

ERZURUM Özel Yetkili Savcıları’nın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla görevden alınması, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i çok kızdırdı,

Kendi konumu ve bakış açısıyla onun da haklı olduğunu varsayalım,

Peki bunda bakanlığının hiç mi kabahati yok?

HSYK’nın niye toplandığı belli,

Adalet Bakanlığı Müsteşarı toplantıya katılmasa, HSYK’nın bu kararı alması mümkün değil,

Ama müsteşar toplantıya katılıyor,

Ve HSYK kararını alıp, Özel Yetkili Savcıları görevden alıyor,

Müsteşar da karara "muhalefet şerhi" koyuyor,

Eee, ben ne anladım bu işten!

Müsteşarın bu toplantıya katılması ve kararın alınmasına imkân sağlamış olması, sanki "bile bile lades" izlenimi uyandırıyor,

Hani sanki, "Böyle bir tartışma olsun da ortalık şenlensin" diye,

 

 


Yerli düşmanlığı

MİLLİ Takım’ın başına Guus Hiddink geldi,

Bence çok doğru bir tercih, Bunu Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’e de söylemiştim zaten,

Hiddink’e 8 milyon TL verilecekmiş,

Bence normal, Hamama giren terler,

Ama şunu da merak etmiyor değilim,

Fatih Terim bu paranın yarısından daha az bir ücret alırken konu TBMM’ye kadar taşınmış, tartışma konusu olmuştu,

Acaba Hiddink için de böyle bir şey olacak mı?

Yoksa bizimki sadece "yerli düşmanlığı mı?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Siyasetçinin değil vatandaşın mağduriyetine aldırış ettiğimiz zaman

Erişilebilirlik Araçları