İKİ çok önemli gelişme oldu,
Bunlardan biri, Genelkurmay Başkanlığı’na bir kopyası yollanan "Balyoz Darbe Planı belgeleri", Genelkurmay’ın "bilirkişi heyeti" tarafından incelendi ve bununla ilgili bir rapor hazırlanarak İstanbul’daki ilgili savcılığa gönderildi,
Diğerinde ise "İrtica ile Mücadele Eylem Planı"nın altında bulunan ve Dursun Çiçek’e ait olup olmadığı ve ıslak olup olmadığı araştırılan imzayla ilgili Jandarma Kriminal tarafından yapılan inceleme tamamlandı,
Her ikisinde de sonuçlar ilginç,
Balyoz Darbe Planı ile ilgili hazırlanan raporda, "Böyle bir plan var mı ve bizim incelediğimiz belge gerçek mi bilmiyoruz" deniyor ama şu tespit de yapılıyor: "Eğer bu belgeler gerçekse ve plan 1, Ordu’da hazırlandıysa bu bir darbe planıdır,"
Genelkurmay’ın bu raporu önce "belirli" gazetelere sızdırıldı, Sonra zaten herkesin eline geçti,
Genelkurmay da bu "sızdırmadan" duyduğu rahatsızlığı dile getirdi,
Şimdi mesele bu planın gerçek olup olmadığının, 1, Ordu’da hazırlanıp hazırlanmadığının tespitine geldi,
Diğer olayda ise Jandarma Kriminal’in, İrtica ile Mücadele Eylem Planı’ndaki imzanın ıslak ve Dursun Çiçek’e ait olduğu yolunda bir rapor hazırlayıp bunu da savcılığa iletmesi çok önemli bir gelişme,
Benim bütün bu gelişmelerden anladığım şudur:
Türkiye’de "asker-sivil" gerilimi artık noktalanmak üzere,
Ya Çankaya Köşkü’nde ya da başka bir yerlerde uzlaşmaya varıldı,
Bu uzlaşma sonucunda Türk Silahlı Kuvvetleri kendi içinde bir "arınma" yapılmasına en üst düzeyde yeşil ışık yakmış olmalı,
Bu yüzden de TSK, artık bazı şeyleri halının altına süpürmek yerine bünyesinden dışarı çıkarma kararı vermiş gibi görünüyor,
Doğrusunu isterseniz, bu Türk Silahlı Kuvvetleri açısından bir ilk değil,
1960 ve sonrasında binlerce TSK mensubu, benzer şekil ve nedenlerle TSK’dan uzaklaştırıldı, Bu sayının binlerle ifade edildiğini, bazen neredeyse bir dönemin toptan uzaklaştırıldığını biliyoruz,
Bu bazen TSK için bir hesaplaşmaydı, bazen sivil otoritenin de etkisi vardı,
Ama bu kez fark şu: TSK bu işi bir iç hesaplaşmaya gitmeden, tamamen sivil otoritenin isteği ve yönlendirmesiyle yapıyor,
Bu stratejik bir tercihtir,
TSK’nın imajını güçlendirecek önemli bir tercih,
Orgeneral istifa etmeli
ERZURUM Cumhuriyet Savcılığı’nın hazırladığı iddianame, mahkeme tarafından kabul edilince ortaya çok garip bir durum çıktı,
Türkiye’nin en riskli sınırlarını koruyan ve terörle mücadele eden 3, Ordu’sunun komutanı Orgeneral Saldıray Berk "terör örgüt üyesi" olma suçlamasıyla 1 numaralı sanık,
Böyle bir şey olamaz,
Eğer bu iddianame kabul edildiyse Orgeneral Berk ya hemen istifa etmeli ya da bir yöntem belirlenerek açığa alınmalı,
Aksi takdirde terör örgütü şüphelisi yüz binlerce askerin komutanı gibi garip bir durum ortaya çıkar ki, bu dünyanın hiçbir yerinde kabul edilemez,
Tabii tek gariplik bu değil,
Bir yandan da firari olmayan birisi, ifadesi alınmadan nasıl sanık oluyor ben anlamıyorum,
Anlayan hukukçu bana da anlatsın
Türkiye hepimizin
DÜN yaş günümüzdü,
Binlerce mail, faks, telefon, SMS,
Hepsi HABERTÜRK ailesinden, Sizlerden,
Sağolun,
Hepsinde ortak bir vurgu vardı ki, bu bizim kuruluş amacımıza ulaştığımızı gösteren çok önemli bir mesajdı,
Tüm kutlamalarda "tarafsızlığımız ve bağımsızlığımız" övülüyordu,
Bizim için en önemli unsur buydu,
Bunu başarmamıza ve bunun görülmüş, kabul edilmiş olmasına ne kadar mutlu olduğumu anlatamam,
2, yaşımızda size vereceğim tek bir söz var,
Tarafsızlığımız ve bağımsızlığımız sürecek,
Bu sürmezse HABERTÜRK zaten yok demektir, Bu ülkenin buna ihtiyacı olduğunu, bu ülkedeki milyonlarca insanın da bizim gibi sadece doğrudan yana olduğunu biliyoruz,
Biz bu ülkenin tüm renklerinin gazetesi olmayı sürdüreceğiz, Sonuna kadar,
Çünkü başlığa yazdığım gibi biliyoruz ki, Türkiye hepimizin,
En güzel doğum günü hediyesi
HABERTÜRK 1, yaşını doldurduğu geçen haftayı satışlarını en çok artıran gazete olarak günlük 250 bin satışla kapattı, Cumartesi günü 308 bin, pazar günü ise 382 binlik satış elde etti, Üstelik diğer gazeteler gibi bir satış değil bu, Yani kalemle yapılan değil, denetime tabi bir satış,
