Galatasaray seçimleri

CUMARTESİ günü Galatasaray seçimleri var,

Eş dost arayıp soruyor, "Ne yapacaksın" diye,

Dün de Hakan Şükür gelmişti Habertürk’e, onunla konuştuk,

Onun gönlü anladığım kadarıyla Adnan Öztürk’ten yana, Polat yönetiminin çok hatalar yaptığını, başarısız olduğunu düşünüyor,

Aslına bakarsanız Hakan Şükür haksız değil,

Polat yönetimi, yaptığı büyük harcamalara rağmen futbolda geçen yılı 5, tamamladı, Bu yıl da şampiyonluğu rakiplerine ikram edip duruyor,

Doğrusunu isterseniz canım hiç de seçime gidip oy kullanmak istemiyor,

Çünkü iki tarafı da içime sindiremiyorum,

Polat yönetimi çok büyük hatalar yapıyor, En önemli hatası ise kendilerini fazla önemsemeleri,

Deyim yerindeyse "nobran" bir tavırları var,

"Her şeyi biz biliriz" havasında camiadan kopuk, kendilerine dönük bir tutum içindeler, Galatasaray’ın bir kulüp, bir camia olduğunun fakında değiller, Babalarının malı zannediyorlar,

Yönetim zafiyetleri ise zaten ortada,

Bu durumda diyeceksiniz ki, "O zaman Adnan Öztürk",

Ona da katılamıyorum,

11 yaşından beri bu camianın içindeyim, Kulübün de cemiyetin de her kademesinde görev yaptım,

Buna rağmen Adnan Öztürk’ün yönetiminden hiç kimseyi tanımıyorum, Gerçekten tanımıyorum, Adnan Öztürk de Özhan Canaydın yönetiminde kısa bir süre çalıştı o kadar,

Diğerlerini Galatasaray’ın hiçbir yerinde görmedim, görmedik,

Bu bir kusur mu?

Evet kusur,

Çünkü kulübü ve sporu bilmiyorlar,

Hepsi çok değerli insanlar olabilir, kendi işlerinde başarılı olmuş olabilirler, Bilmiyorum,

Ama Galatasaray tecrübeleri yok, spor yöneticiliği tecrübeleri yok,

Yarın gelip koltuğa otururlarsa, neyin ne olduğunu anlayana kadar 1 yıl geçer, Öğrenene kadar ise yıllar,

Bu arada kulüp ne olur bilmem,

Sporun bu kadar dışından, Galatasaray’ın bu kadar dışından gelmek iyi değil,

Galatasaray bugüne kadar böyle bir şey görmedi,

Ali Uras yıllarca kulübün içindeydi, Basketbol takımında oyuncu olarak başladı, Başkanlığa kadar yükseldi,

Ali Tanrıyar keza, Lakabı "Spor Ali"ydi,

Alp Yalman yıllarca her yönetimde yer aldı, Onlarca yılın sonunda başkan oldu,

Faruk Süren keza, Basketbol Şubesi’ni yıllarca yönetti, 10 yılı aşkın bir süre yönetimlerde yer aldı, Ardından başkanlık koltuğuna oturdu,

Mehmet Cansun o kadar olmasa da yönetimlerde yer aldı,

Nur içinde yatsın Özhan Canaydın, ilk olarak 1986’da yönetime girdi, Her mevkide yer aldı, 2002 yılında başkan oldu, 16 yıllık yönetim tecrübesiyle,

Adnan Polat bile ilk olarak Alp Yalman yönetimine girdi, Çeşitli yönetimlerde yer aldı, Sonunda başkan oldu,

Adnan Öztürk ve arkadaşları hangi tecrübe ve hangi bilgiyle bu cesarete sahipler bilemiyorum,

Öztürk değerli bir kardeşimiz belli,

Galatasaray’ı çok sevmese böyle bir işe kalkışmazdı, Ona da inanıyorum,

Ama önce yönetimlerde yer alması, kulübü, sporu öğrenmesi, sonra başkanlık gibi bir göreve talip olması gerekiyordu,

Tavsiyem bunu bundan sonra yapmasıdır,

Başta da dediğim gibi her iki adaya da oy vermek içimden gelmiyor,

Biri son iki yılda camiayı hayal kırıklığına uğrattığı ve nobran tavrını sürdürdüğü için,

Diğeri ise kulübü ve sporu bilmediği için,

Yine de Galatasaray terbiyesi gereği gidip oyumu atacağım,

Ne mi yapacağım?

Beyaz liste,

Adnan Polat’ı başkan diye yazacağım, altına da Adnan Öztürk’ü koyacağım,

Çalışıp kulübü öğrensin diye,

Not: 2, Başkanlık dönemimde Fatih Akyel’i Galatasaray’a yakışmayan davranışları nedeniyle kulüpten göndermiş, daha sonra özellikle Canaydın döneminde geri dönme çabalarını da engellemiştim, Bugün ne kadar haklı olduğumu şike soruşturması nedeniyle anladım,


Bu nasıl bir komplodur

MASON Locası’nın büyük üstadına suikast yapacağı iddiasıyla tutuklanan Hacı Ali Hamurcu isimli kişinin ifade tutanağı elime geçti bugün,

Bu kişinin hikâyesini biliyor musunuz bilmem, Anlatayım,

Bu kişi önce polise telefon açıp kendini ihbar ediyor, Sonra da kendini yakalatıyor, Ancak ceza almasını engelleyecek bir biçimde suç aletlerini üzerinde bulundurmadan,

Yani ilginç bir komplo,

Sonra da gidip ifade veriyor,

İfadesinde pek çok kişinin adını geçiriyor,

Son derece zengin soslu bir ifade,

Bazı Ergenekon sanıklarının yanı sıra Kayseri’nin başarılı Belediye Başkanı Özhaseki’nin, benim ve Uğur Dündar’ın da isimleri ifadede yer alıyor,

Hamurcu, ifadesinde adını ilk kez bu ifadede gördüğüm bir kişinin beni kendisiyle tanıştırdığını söylüyor,

Tümüyle yalan, Ben ne Ali Hamurcu’yu, ne de ifadede adı geçen kişiyi hayatımda görmedim, Bırakın görmeyi, isimlerini dahi duymadım,

Bu ifade eğer gerçekten Ali Hamurcu tarafından verildiyse ortada ilginç bir komplo var demektir,

Yok eğer ona ait değilse, ortada daha da vahim bir komplo var anlamına gelir,

Öyle veya böyle, bu komplonun bir şekilde ortaya çıkması ve temizlenmesi şarttır,

Görev ise soruşturmayı yürüten savcılara düşmektedir,


Özgürlük

TÜRKİYE özgürleşiyor değil mi?

Siz öyle zannedin,

Şiir okuduğu için hapse düşen ve her fırsatta bundan yakınan bir Başbakan’ın yönettiği ülkede bir genç, Mehmet Pekinoğlu, Nâzım Hikmet’in bir şiirini okuduğu için 10 ay hapse mahkûm edildi,

Bu mu özgürleşen Türkiye?

Anayasa’yı değiştirmek bunu çözecek mi?

Başbakan, Yılmaz Güney’den örnekler verip Nâzım’dan şiirler okurken, Türkiye özgürleşiyor mu zannediyoruz,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Halka inmemiş özgürlüğün özgürlük olmadığını anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları