Size yapılsaydı ne derdiniz?

ERGENEKON Davası nedeniyle tutuklu bulunan meslektaşlarımızın içeride kaldığı süre bazıları için 1 yıla yaklaştı, bazıları içinse 1 yılı aştı,

Bu süre pek çok suç için verilen cezanın da üzerinde bir tutukluluk süresi, Bu meslektaşlarımızın bazıları henüz suçlarının ne olduğunu dahi öğrenemediler,

“Muhafazakâr” demeyi tercih ettiğim medyada çalışan, yazan meslektaşlarımızın “kini” ise hâlâ geçmedi,

Bu yazıyı onlara yazıyorum, Arkadaşlar, pek çoğunuzu şahsen tanıyorum, Bazılarınızla dostluk, arkadaşlık ilişkimiz var,

Sizlerden tek bir ricam var,

Lütfen “empati” denilen şeyi yapın ve kendinizi o tutuklu gazetecilerin yerine koyun,

Konjonktür denilen şeyin, yani siyasi veya toplumsal ortamın insanlara “hukuk dışı” yaptırım ve hatta “eziyet” yapmak için geçerli bir neden ve gerekçe oluşturmadığını anlayın, Bunu en kolay yapabilecek olan sizlersiniz,

Pek büyük bölümünüz, çok değil 14 yıl önce benzer bir şekilde “konjonktür” mağduru oldunuz,

Andıçlandınız, dışlandınız, Ancak o günlerde bile hiçbirinize bu denli büyük bir eziyet yapılmadı, Lütfen bir düşünün,

Bugün iktidardaAKP olmasaydı da, benzer bir tavır sergileyen ama tam tersi siyasi anlayışa sahip bir parti olsaydı,,, Bugün farklı bir davayla, ne bileyim Türkiye’de laik rejime karşı darbe yapma girişimi iddiasıyla bir dava yürüyor olsaydı,,,

Vakit Gazetesi’nden Hasan Karakaya, 2 yıldır hakkındaki suçlamayı bile bilmeden Silivri’de tutulsaydı,,,

Star Gazetesi’nden Şamil Tayyar benzer bir durumda 1 yılını geride bıraksaydı,,,

Fikri Akyüz içeride, dışarıdaki ailesi fakrü zaruret içinde kalsaydı,,,

Ve hatta Ekrem Dumanlı dostum, terör üyesi lideri olduğu iddia edilen ve yurtdışında yaşayan bir kişiyle yaptığı telefon görüşmelerinden ötürü Silivri’de çürümekte olsaydı,,, Yine bugünkü gibi düşünür müydünüz arkadaşlar?

Yoksa baskıcı bir rejimin tepenize bindiğini, hukuku ayaklar altına aldığını, ispat edilmemiş bir suça hukuku zorlamak suretiyle müeyyide uygulandığını mı iddia ederdiniz? “Laikçi” Cumhuriyet’i mi suçlardınız, yoksa hukukun üstünlüğüne inanır mıydınız?

Ben demiyorum ki, Ergenekon Davası bir balondur,

Tam aksine, iddianameyi de okudum, eklerini de,

Tüyler ürpertici iddialar var,

Ama bu iddiaların herkes için geçerli olmadığı da açık,

Diyelim ki geçerli!

Bu saatten sonra tutuklu sanıklar hangi delili karartacaklar?

Yargıyı nasıl etkileyecekler?

Yurtdışına mı kaçacaklar?

Bunca adam, kimisi binlerce hayat kurtarmış profesör, kimisi meslektaşımız niye içeride?

Yapmayın arkadaşlar!

Siz bunların onda birine maruz kaldığınız zaman neler hissettiniz tahmin edebiliyorum,

Size yapılmasını istemediğiniz bir şeyin başkasına yapılmasını nasıl istiyorsunuz?

Bu kin, yüreğinize yük değil mi?


TRT ulufesi alanlar

TRT’nin en “müthiş” habercilik başarısı gösteren, olacakları olmadan haber veren kanalı TRT Haber’de bazı gazetecilere program yaptırılacağı ortaya çıktı,

Belki haberiniz vardır,

Muhafazakâr medyanın (her ne demekse), bazı önemli veya önemsiz isimlerine burada programlar yaptırılacak,

Alacakları ücretler dudak uçuklatan cinsten,

Program başına 7500 TL ile 10 bin TL arasında değişen ücretlerden söz ediliyor, Yani bu kişiler ayda 30 ila 40 bin lira arası ekstra para kazanacaklar, Haftada birkaç saat ayırdıkları bir işten,

Üstelik bunların pek çoğu televizyoncu falan değil,

İzlenecekleri de yok,

Belli ki, ulufe dağıtılıyor,

Bu olay ortaya çıkınca bunlardan sadece biri, Ekrem Dumanlı, TRT’de yapacağı program için para istemediğini açıkladı,

Ekrem Dumanlı’yı kutluyorum, Peki ya diğerleri?

Tüyü bitmedik yetimin vergisinden toplanan paraları, utanmadan cebe indirmeye devam edecek ve ortalıkta şerefli gazeteci diye dolaşacaklar mı?

Bu kadar mı ucuzladı bu iş!


THY’den özür

THY ile her uçtuğumda mutlu olduğumu daha önce de yazmıştım,

Bugün THY’ye bir özür borçlu olduğumu düşünüyorum,

AKP iktidarıyla birlikte THY yönetiminde değişiklikler yapıldığı zaman hepimiz feryat ettik,

Hatta korku saldık,

“Ehil olmayan kişiler işin başına geliyor” dedik, “THY riskli havayolu haline geldi” dedik, “Bunlar bu şirketi batırır” dedik,

Ama öyle olmadı,

THY’de kalite, düşmek bir yana arttı, DoCo ile servis mükemmel hale geldi,

Kozlu’nun kasasında 300 milyon dolarla devrettiği şirket hem büyüdü hem de kasasında 1 milyar dolara yakın nakit bulunan bir dev haline dönüştü,

Filo büyüdü, Uçuş noktası arttı, Kendi adıma başlangıçtaki düşüncelerim ve eleştirilerim için özür diliyorum, Ancak bir de uyarı yapmam gerek, Havacılık en riskli sektör,

Büyümek iyi ama bir krizde büyüklük, hızlı batışı da beraberinde getiriyor, Bu bir,

İki, bu hızlı büyümeye paralel olarak personel eğitimi yapmak zor,

Oysa havacılıkta personel eğitimi en zor iş, Bir acil durumda uçağı boşaltmaktan tutun da uçaktaki panik ortamlarına müdahale etmek için eğitimli personel gerek,

THY’nin kabin personeli çok genç, Bu deneyime sahip değil, Deneyimli personeli kurum içinde tutmak gerektiğini düşünüyorum, Yine de THY’den mutluyuz,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Küçük adamlar büyük kulüpleri yönetemeyeceklerini anladığı zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları