3, 26’dan büyüktür

ADALET ve Kalkınma Partisi, Anayasa değişiklik paketi gündeme geldiği günden geçen haftaya kadar, "CHP gelsin görüşelim, Hiçbir önkoşulumuz yok" dedi defalarca,

Paketi müzakere etmekle görevlendirilenler arasında yer alan eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek’le bizzat konuştum o günlerde,

"Gelsinler her şeyi konuşuruz" dedi, "Hiçbir maddede ısrarımız yok" dedi, "CHP paketin bir bütün halinde referanduma gitmesine karşı, o yüzden hiçbirini görüşmüyor, Nasıl olsa referanduma toptan gidecek, Diğer maddelerde uzlaşsak bile 3 maddede uzlaşamayınca hiçbirinin önemi kalmıyor diye düşünüyor" dedim Çiçek’e, "O maddeyi de gerekirse uzlaşmayla değiştiririz" dedi,

Bunu aynı akşam Deniz Baykal’la paylaştım, "Samimi olduklarını zannetmiyorum, ama eğer öyle diyorlarsa biz parti içinde müzakere eder, gerekirse kapıyı açarız" dedi,

Ertesi gün Habertürk’ü ziyarete gelen Adalet Bakanı Ergin’e de CHP’nin tavrını ilettim,

O da Cemil Çiçek’le aynı şeyi söyledi, Hatta daha da net söyledi,

"CHP gelip masaya otursun, O 3 madde de değişebilir, Paket halinde referanduma gitme maddesi de, Yeter ki gelip uzlaşma yolunu açsınlar" dedi,

Son derece iyi niyetli ve samimi görünüyordu,

Ben bu sözleri de aynen yazdım,

Sonunda CHP lideri çıktı ve "Tamam, madem böyle diyorsunuz biz uzlaşmaya varız" dedi,

Bir sürpriz de yapmadı, Önce, "O 3 maddeyi çıkarın, seçimden sonra gündeme getirin" dedi, Sonra ondan da geri adım attı ve "Sadece o 3 maddeyi referanduma götürün" dedi,

Ne oldu?

Hiiiç,

O 3 madde yüzünden geri kalan 26 maddeyle ilgili uzlaşma olasılığı da ortadan kalktı,

Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin teklifine sıcak bakmadı, 26 madde üzerinde uzlaşma ihtimali de ortadan kalktı,

Benim bu olan bitenden anladığım şudur,

Bütün bu Anayasa değişikliği, aslında o üç madde için yapılıyor,

Geri kalan 26 madde, o 3 maddeyi araya sıkıştırmak için,

Yani 3 madde mazruf, 26 madde zarf,

Anlaşılan budur,

Gerisi hikâyedir,


Doğru insanı bulmak

HADİ bir de hikâye anlatayım,

Siyasetle alakası olmayan, Bir okurumun bana aktardığı bir hikâyeyi paylaşayım daha doğrusu:

"Bir uçak yolculuğunda yan koltukta oturan bir adamın alyansını sağ elinin işaret parmağına taktığını fark eden bir yazar, yorum yapmaktan kendini alamaz: ‘Bayım, alyansınızı yanlış elinize takmışsınız!’ Adam bunun üzerine, ‘Yanlış kadınla evlendim de ondan!’ karşılığını verir,

Yazar bu anıyı aktardıktan sonra şöyle sorar: ‘Peki ya bu adam doğru adam mı? Yani kadın doğru adamla mı evlenmiş?’

Yanlış seçilmiş bir insana doğru insanmış gibi davranırsanız, sonuçta doğru insanla evlenmiş olmaz mısınız?

Doğru seçilmiş bir insanla evlendiğiniz halde yanlış davranıyorsanız, yanlış bir evlilik yapmışsınız demektir, Çünkü doğru insan olmak, doğru insanla evlenmekten çok daha fazlasıdır!’

Ve yazar kitabında şu öyküyü anlatır:

Yıllar önce Hawaii’de başlık parasına benzer bir uygulama vardır,

Bir erkeğin, sevdiği kızla evlenebilmesi için kızın ailesine belli sayıda inek vermek zorundadır, İnek sayısının en az 10 adet olması gerekmekle birlikte kızın özelliklerine göre bu sayı değişebilmektedir,

Adada iki kızı olan bir adam yaşamaktadır, Kızlardan büyük olanı çok da rağbet görmeyen, şansı fazla olmayan bir kızdır ve babası ona 3 inek fiyat biçmiştir; 2 inekli bir teklifi de kabul edecektir, Hatta iyi bir pazarlıkla 1 ineğe fit olmaya razıdır,

Bir gün adanın zenginlerinden birinin oğlu, kız istemek için bu eve geldiğinde herkes

onun küçük kızı isteyeceğini düşünür, Oysa misafir herkesi şaşırtır ve büyük kıza talip olur, Üstelik de babasının 3 inek istediği kıza 12 inek vermeyi önererek,

Evlenirler ve damatla gelin uzun bir balayına çıkarlar,

Damatla gelinin dönmesinin beklendiği gün ahaliden biri dönüşlerini haber vermeye gelir gelmesine ama gelenlerin Johny ve eşi olduğundan emin değildir, Aslında Johny’yi tanımıştır fakat kızdan emin olamamıştır; yaklaşan kadın çok güzel, zarif birisidir, İyice yaklaştıklarında kimsenin tereddüdü kalmaz,

Fakat kızın güzelliği, cazibesi ve çekiciliği en eleştirici gözle bile reddedilmeyecek ölçüde artmış, tanınmaz hale gelmiştir, Kız inanılmaz derecede değişmiş, güzelleşmiş, müthiş havalı hoş bir kadın olmuştur, Yakından bakanlar Johny’nin 12 inek karşılığında iyi bir alışveriş yaptığını düşünürler,’

Yazar işin püf noktasını şöyle özetler: "Johny 12 inek ödedi, kız 12 ineklik bir kadın haline geldi,"

Bu hep böyle olmaktadır; eşinize veya sevgilinize verdiğiniz değer, ona kazandırdığınız değerdir, Aslında "doğru adam", "doğru kadını" inşa eder, "doğru kadın" da "doğru adamı",

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Doğru insanı bulmak için doğru insan olmak gerektiğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları