‘Amerika hiçbir şey bilmiyor!’

SURİYE’nin genç lideri Beşar Esad‘la Suriye’de hoş bir sohbet gerçekleştirmiştik,

Türkiye’ye geldiğinde tekrar buluşmak üzere de sözleşmiştik,

Beşar Esad sözünde durdu ve Türkiye’ye geldiğinde Suriye’ye davet ettiği gazetecilerle yine bir araya geldi,

Cumhurbakanı Gül‘le buluşması öncesi Beşar Esad‘la bir araya geldik,

İlk sorumuz Suriye ile ABD ilişkileri ve bu ilişkilerde Türkiye’nin arabuluculuğunun yararlı olup olmadığı üzerineydi,

Beşar Esad “Amerika bu bölge ile ilgili hiçbir şey bilmiyor, Bilmediği için de yaptığı her şey yanlış” diyerek söze başladı,

ABD’nin Irak’a saldırmadan önce Türkiye’nin ve Suriye’nin uyarılarını dikkate almadığını, oysa bölgeyi en iyi bilen ve okuyan iki ülkenin Türkiye ve Suriye olduğunu belirtti,

Esad, “ABD o gün Türkiye’yi dinleseydi bugün çok farklı bir noktada olurduk” dedikten sonra Türkiye’nin arabuluculuğunun oldukça başarılı olduğunu ancak bunun sonuçlarının orta ve uzun vadede alınabileceğini söyledi, Esad, Bush yönetiminin, müttefiki olduğu halde Türkiye’yi dinlemediğini, burnunun dikine gittiğini, ancak Obama yönetimiyle birlikte bazı şeylerin değişmeye başladığını ve iyiye doğru bir gidiş olduğunu anlattı, Yine de temkinliydi, “Tabii Amerika sadece Başkan değil, Sadece Kongre değil, sadece Temsilciler Meclisi değil, Amerika’da karar mekanizmalarını ve yönetim tarzını etkileyen pek çok unsur var,

En başta lobiler var, Bu yüzden olumlu gelişmeler yavaş oluyor, Ama oluyor“ dedi,

Bunun üzerine ben de “Suriye’de bir değişim olduğu açık, Bunu geldiğimizde gördük, Sözleriniz ve eylemleriniz de Suriye’nin daha açık bir ülke haline gelmeye çalıştığını gösteriyor, Ancak ABD’nin size yönelik tavrı hâlâ sert, Bu sizde bir hayal kırıklığı yaratıyor mu?” diye sordum,

Güldü,

“Söylenenle yapılan farklı, Amerikan yönetimi bize karşı tutumunda hâlâ sert gibi görünse de, hâlâ zaman zaman bizi suçlasa da işin aslı tam öyle değil, Görüşüyoruz,Mesajlar gelip gidiyor ve olumlu yönde ilerlemeler var, Bahsettiğiniz konu zannederim bir süre ABD yönetiminin Suriye’yi hedef alan açıklaması, Evet hâlâ böyle açıklamalar yapıyorlar ama o açıklamanın yapıldığı günlerde, aynı gün  içinde üç gelişme oldu,

O gün ABD yönetimi Suriye’ye yönelik ambargonun sürmesi kararını aldı, Ama o kararın alındığı gün üç karar daha alındı, Suriye o gün Dünya Ticaret Örgütü’ne üye oldu, Biz yıllardır WTO’ya girmek istiyorduk ancak ABD veto ediyordu, O gün, yani ambargoya devam kararının alındığı gün ABD vetosunu

kaldırdı ve biz Dünya Ticaret Örgütü’ne kabul edildik, Bu önemli bir gösterge ama sadece bu da değil, Yine aynı gün Suriye’nin ihtiyacı olan ve yıllardır bize verilmeyen bazı yedek parça ihtiyaçlarımız vardı, O gün bu yedek parçaların ambargoya rağmen bize satışına ABD yönetiminden onay çıktı,Ve çok önemli bir şey daha oldu, Amerikan Dışişleri Bakanlığı her yıl vatandaşlarının gitmemesi  gereken ülkeler listesi yayınlar, Yıllardır bu listenin en başlarındaydık, Bu kez Suriye’yi o listeden çıkardılar, Yani ABD bize yönelik bazı sert sözler söylüyor olabilir, Ama işin geri planında çok olumlu gelişmeler var, Bu yüzden de bizim moralimiz gayet iyi,”

‘Türkiye, Suriye ve İran pek çok konuda hemfikir’ DAHA sonra konu İran’a ve İran’a yönelik olarak yapılacak bir askeri operasyona geldi,

Beşar Esad bu konuda çok tepkiliydi,

İran’a yapılacak bir operasyonun bölgede yıllarca sürecek ve çözümlenmesi çok zor bazı kargaşalara yol açacağını, bölgenin zaten çok da iyi olmayan düzeninin iyiden iyiye bozulacağını ve belki bir daha asla tamir edilemeyeceğini söyledi,

Beşar Esad‘a göre Türkiye, Suriye ve İran pek çok konuda hemfikirdi ve bu fikir birliği bölge açısından çok  zararlıydı, Bu üçlü birlikteliği sürdürmek gerekiyordu,

Sonrasında konu Irak ve PKK terörüydü,

Beşar Esad‘a göre bu sorunun çözümü güçlü bir Irak Merkezi otoritesine bağlıydı,

“Bu ziyaretimde Türkiye tarafı ile bu konuyu da konuşacağız, Irak’ta merkezi yönetim ne kadar güçlü olursa bu sorunun çözümü o kadar kolay olur, O yüzden de güçlü bir Irak lazım, Tabii bütün tarafların, azınlık çoğunluk denilmeden temsil  edildiği bir Irak hükümeti şart, Irak’ta otorite güçlü olmadan olmaz, Tabii otonom Kürt yönetiminin de merkezi hükümetin kararlarına uyması ve kabul etmesi gerekecek, Irak’taki yönetimin de bölgedeki güçlerle anlaşması şart, Bağdat’ta bir merkezi hükümet olacak, Bu hükümet Türkiye’ye söz verecek, Ve bu sözü tutacak güçte olacak, Türkiye ve İran ile Irak’la ilgili konularda hemfikiriz, Tabii Türkiye çok alternatifli bir ülke; tek yolu bu değil, Bunlar olmazsa Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi bunun bedelini öder, Biz de aynı düşünceleri paylaşıyoruz, Bu bölge açısından iyi bir süreç” dedi,

Esad‘a göre İsrail özellikle Kuzey Irak’ta çok etkindi ve bu etkinliğini istikrar değil, istikrarsızlık yönünde kullanıyordu, “Her sorun bir diğerine bağlı, Biri çözülürse diğerleri sırayla çözülür” dedi,

Hemen buna bağlı olarak PKK’nın geçmişiyle ilgili bir soru soruldu, PKK’nın geçmiş dönemine ait geniş bir arşivin Suriye’de olduğu biliniyordu, Suriye’nin bu arşiv bilgilerini Türkiye ile paylaşıp paylaşmadığını sorduk,

“Türkiye ile her konuda tam bir mutabakat içindeyiz, Bu mutabakat terörle mücadele konusunda da tam, Aramızda hiçbir görüş ayrılığı yok, Elbette ki, elimizdeki her türlü bilgiyi Türkiye ile paylaşıyoruz, Buna bahsettiğiniz bilgiler de dahildir, Bu mutabakatın dışında bir de yüzde yüzlük karşılıklı güven var” yanıtını aldık,


‘Türk işadamlarını 2 milyar dolarlık yatırıma çağırdık’

RUSYA Devlet Başkanı Medvedev‘in önümüzdeki hafta Suriye’ye yapacağı ziyareti, bu ziyaretin amacını ve nükleer santral yapımı konusunda bir anlaşma yapılıp yapılmayacağını da sorduk,

Esad bu soruyu net bir şekilde cevaplamadı,

Bölgesel konuların ele alınacağını, İran’ın durumunun konuşulacağını söylemekle yetindi, Bölgede İran düşmanı gibi görünen ülkelerin bile İran konusunun çatışmasız çözülmesini istediğini, bunun tüm bölgenin istikrarını ilgilendirdiğini ve herkesin ilgi alanında olduğunu aktardı, Nükleer konusunu ise ağzına bile almadı,

Fırat ve Dicle’nin sularının paylaşımı konusuna girildiğinde

Bu noktada Türkiye, Suriye ve Irak arasında üçlü bir mutabakat var ve bu mutabakat tam olarak işliyor, Hiçbir sorun yok, Bunun dışında Türkiye Suriye arasında bir de Asi Nehri var, Onda da anlaştık, İki ülke ortak bir baraj kuracağız, Türkiye’de olacak ama ortak olacağız, Bunun yanı sıra Suriye topraklarında sulama ve tarım projeleri geliştirdik, Türk işadamlarına da çağrıda bulunduk, Burada yatırım yapmaları için, Olumlu gelişmeler var, 2 milyardolarlık bir yatırım doğacak gibi görünüyor” dedi Beşar Esad,

İki ülke arasındaki vizelerin kalkmasının olumlu etkilerine de değinildi,

Esad Suriye’ye bir günden fazla kalmaya giden Türklerin sayısında kısa sürede yüzde seksenlik bir artış olduğunu, keza Suriye’deki pek çok kişinin artık Türkiye’yi tercih ettiğini, hatta tatillerinde Avrupa’ya giden arkadaşlarının bile artık Türkiye’yi tercih ettiğini ve iki ülke arasındaki tarihi bağların bu sayede yeniden hatırlandığını; iki ülkenin aslında ne kadar yakın ve kardeş olduğunun hafızalarda tazelendiğini ve duygusal bağların da güçlendiğini söyledi, Suriye’de artık iş bulabilmek için Türkçe’nin ikinci dil olarak neredeyse şart haline geldiğini gördüğünü ve bundan memnuniyetduyduğunu da ekledi,

Beşar Esad‘ın bu sohbette özellikle vurgulamak istediği, bölgede Türkiye’nin ve Suriye’nin hep haklı çıktığı, bu iki ülkeye kulak verilmeden bölgede politika üretilmesinin yanlış olduğuydu,

Irak’ta güçlü bir yönetimin gerekliliğini ve bunun için Irak’taki bütün grupların Türkiye ve Suriye’nin desteğini istediğini, Türkiye-Suriye-İran üçlüsünün bölge açısından büyük önem taşıdığını ve bu üçlünün işbirliği ve fikir birliğinin sürmesi gerektiğini vurguladı,

Edindiğim izlenim Türkiye-Suriye ilişkilerinin giderek güçlendiği, iki ülkenin neredeyse tek ses haline geldiğiydi,

Erişilebilirlik Araçları