Serbest kıyafet hatalı kararlar

MİLLİ Eğitim Bakanlığı okullarda önlüğe son verdi,

İyi mi oldu, kötü mü tartışılıyor,

Bence kötü oldu, Önlük değilse bile tek tip kıyafet olmalıydı, İsteyen istediğini giysin hiç doğru değil,

Nereden mi biliyorum; tecrübeyle,

Kızımın okulunda tek tip kıyafet giyiliyor, Ama haftada bir gün kıyafet serbest,

O gün, en kötü gün,

Onu giymem, bunu giyerim tartışması sabahın köründe,

Öğrenciler açısından hiç iyi bir şey değil,

Her şeyden önce gelir adaletsizliği okullara yansıyacak,

Kimi çocuklar ister istemez kendini kötü hissedecek, Gelir adaletsizliği okullarda, sınıflarda çocukların yüzüne vurulacak,

Marka bağımlılığı daha küçük yaşlarda körüklenecek,

Ufacık çocuklar arasında kılık kıyafet rekabeti yaşanacak,

Dahası, okul yönetimlerinin derdi artacak, “Bu uygun, bu değil” tartışması başlayacak,

Üstelik gençlerin en ortak kıyafeti, sınıfsız çağdaş giysi blucin de yasak,

Serbest olsa rahatlık, 10 liraya da blucin var 1000 liraya da, Ama birbirinden ayırt etmek güç,

Ne hikmetse o da yasak,

Bence Nimet Çubukçu bu kararını gözden geçirmeli,

Hiçbir şey bilmiyorsa hacda neden ihrama girildiğini sorsun,


ÇOK KÖTÜ YANILMIŞIM

VAZGEÇTİM,

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına  geçmesi yolundaki önerimden, fikrimden vazgeçtim,

Şaka yapmıyorum, Ciddiyim,

İsterlerse Deniz Baykal’ı geri getirsinler, isterlerse Önder Sav’ı genel başkan yapsınlar,

(Tabii telefonunu elinden alsınlar önce,)

Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ümidimi ve umudumu kestiğim için vazgeçtim,

Şimdiye kadar “Kılıçdaroğlu’ndan lider olmaz” diyenlere “Niye olmasın” yanıtını veriyordum hep,

Ben pes ettim,

Haklılarmış,

Kılıçdaroğlu’ndan “lider” olmazmış, göründü, Hem de net bir biçimde,

Lider olacak adam böyle mi olur?

“Adaylığı düşünmüyorum” deyip duruyor,

Peki Kemal Bey, sen düşünmüyorsan, başkası seni niye düşünsün,

Gerçekten böyle lider, böyle lider adayı olmaz,

Lider dediğin çıkar ortaya, kim ne derse desin dinlemez, yürür gider,

Peşinden gelen olursa olur, olmazsa yine gider,

Bakın bütün liderler böyle çıkmış,

Türkiye’de de dünyada da,

Atatürk’ten başlayalım,

Birisi çıkıp ona icazet mi vermiş, “Memleketi kurtar, Cumhuriyet’i kur” diye,

Kelle koltukta çıkmış yola, Başarmış,

Bana göre Menderes lider falan değil ama Celal Bayar lider,

O da “Milli Şef”e, yol arkadaşına karşı çıkmış yola, Başarmış, Yassıada’da bile “dik” duran ender Demokrat Partililerden,

Ya Ecevit,

Partiyle adı özdeşleşmiş, kurucularından İnönü’ye bayrak açmış, Sadece ona mı, 1971

Muhtırası’na kızıp genel sekreterlikten istifa etmiş önce, “Baskıya boyun eğmem” deyip, Sonra da İnönü’yü devirmiş,

Keza Özal, Darbeciler Sunalp’ı desteklerken çıkmış yürümüş, Almış seçimi, Türkiye’yi

değiştirmiş, dönüştürmüş, Kâh iyiye, kâh kötüye,

Ve son örnek Tayyip Erdoğan, O da siyasi hayatını ve siyasetini borçlu olduğu adamlarla yolunu ayırmış, Lider olmuş,

Ya Kılıçdaroğlu,

Neredeyse saklanacak, elinden gelse kaçacak,

“Aday değilim, dilekçe bile vermeyeceğim,”

Peki Kemal Bey,

Vermeyin,

Buysa kendinize güveniniz, buysa memleket sevginiz, vermeyin,

Zaten bu tavırla, sizi partinin başına geçirseler bile bir şey değişmez,

“Ondan lider olmaz” diyenler haklıymış,

Ben yanılmışım,


ALDATMA HER KESİMDE VAR

ALDATMA meselesinin Deniz Baykal’ın üzerine yapıştırılmasına itirazım var,

Özellikle de, Erdoğan’ın tavrıyla,

Bir parti liderinin çıkıp “Eşini aldatan bize oy vermesin” demesi halinde partisinin ciddi

sorunlar yaşayacağı bir ülkede olduğumuzu kimse unutmasın,

Üstelik de aldatma işi belirli bir dünya görüşünün zaafı değil,

Hatta belki de tam tersi,

Muhafazakâr kesimde bunun daha yaygın olduğunu düşünüyorum,

Sadece o tarafta kadınlar “daha sessiz” olduğu için gürültü az oluyor, O kesimde kadınlar, aldatılma sorununu “imam nikâhlı ikinci eş” kılıfı altında yutmak zorunda kalıyorlar,

Evde tesettürlü eş, dışarıda başı açık sevgili sistemi oldukça yaygın,

Dahası tesettürlü eşin, ekonomik bağımlılığı daha az olduğu ve o kadınlar henüz çok fazla dışarıya çıkmaya, ekonomik özgürlük peşinde koşmaya başlamadıkları için aldatılmayı kabullenme oranları çok daha yüksek,

Bu yüzden eşini aldatan tek kişi Deniz Baykal’mış gibi davranmak çok yanlış,

Elbette ki, aslolan “sadakat”,

Elbette ki, eşini aldatan herkesi aldatabilir,

Ama bunun dünya görüşüyle, inançla, siyasi tavırla alakası yok,

Not: Ayşe Özek Karasu bugünkü Pa zar ilavemizde kendini kadın hakları savunucusu zanneden ama aldatan kadını değil aldatılan kadını görmezden gelen kadın yazarlara şahane bir ders veriyor, Okumanızı tavsiye ediyorum,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Lider olmak için lider doğmak gerektiğini anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları