Bu kafayla daha çok insan ölür

MADENCİNİN ölümünü "kader" gibi görmek ne kadar doğru acaba!

Doğrudur, bazı meslekler, bazı işler tehlike de içerir,

Ama o işleri denetlemekle görevli otorite, o tehlikeleri minimize edecek önlemleri bulmak durumunda değil midir?

"Maden kazası dünyanın her yerinde oluyor" deyip işin içinden çıkılabilir mi?

O zaman bir soru gündeme gelir, "Üretime oranla kaza oranı ne?" sorusu,

Zonguldak’ta bu hesabın gelişmiş ülke standartlarının çok üzerinde olduğunu bilmek için kâhin olmaya gerek yok,

Ve tabii Zonguldak’ta uygulanan modelin yanlışlığını görmek için de uzman olmak şart değil!

Onlarca canı yitirdiğimiz kazanın olduğu madene bir göz atalım da yanlışlığı görelim,

Madenin imtiyaz sahibi TTK,

Yani Türkiye Taşkömürü Kurumu,

Ancak madeni işleten bir taşeron,

Malzeme, ekipman, teknoloji hepsi TTK’dan kalma,

Madeni işleten firma, TTK teknolojisinin üzerine kendi know how’ını koyarak maden çıkarıyor,

Bana göre bu model çok doğru model değil,

Hükümetlerin görevi, kazaları mukadderat olarak görmek değil, doğru modelleri bulmak,

Doğru model ise bu madenleri, özel sektöre, "teknoloji şartı" getirerek devretmek,

Gerekirse özel istihdam yükünü kaldırıcı önlemler alarak ve vergi istisnaları getirerek, hatta belki de belirli bir süre için üzerine para vererek bu işletmeleri, gerekli teknolojiyi getirecek ve kazaları gelişmiş ülke standartlarına indirecek firmalara devretmek gerek,

Bugünkü anlayışla devam edildiği müddetçe kazalar kaçınılmaz olacak,

Sorumlusu ise asla bulunmayacak,

Taşeronun taşeronu firmalarda can pahasına ekmek peşinde koşan işçiler öldükleriyle kalacak,


Kıldan tüyden savunma

DEBELENDİKÇE batmak diye bir tabir vardır ya, Deniz Baykal’ın durumu tam buna uyuyor,

Dün tarihi komiklikte bir basın toplantısıyla avukatları ve kriminal uzmanları Deniz Baykal’ı savundular,

Oysa Deniz Baykal, genel başkanlığa aday olmayacağına göre bu görüntüler artık bizi ilgilendirmiyor,

Bacak kıllarını sayarak savunma yapmanın bir âlemi yok,

Deniz Baykal ilk gün çıkıp, “Böyle bir ilişki yoktur, Nesrin  Hanım’la aramda asla böyle bir şey olmamıştır, Olmayan bir şeyin görüntüsü de olamaz” niye demedi?

Baykal ilk gün ortaya çıkıp böyle bir açıklama yapsaydı, o  zaman görüntülerin gerçekliği üzerine bir tartışma, bir kriminal inceleme anlam taşırdı,

Ancak ne Baykal, ne Baytok böyle bir şey demediler,

Kimbilir belki de diyemediler,

Şimdi aradan sekiz gün geçtikten sonra bizden “bacak kılı saymamızı” istiyorlar,

Boşverin kılı tüyü,

Deniz Baykal çıkıp desin ki: “Nesrin Hanım’la aramda asla bir ilişki olmamıştır,” O zaman dönüp biz de kılları sayarak başlayalım konuyla yeniden

ilgilenmeye,

Ancak Deniz Bey tehlikeli bir yöne doğru ilerliyor,

Yarın öbür gün birileri de kalkıp karşılaştırma için başka görüntüler talep ederse siyaset iyiden iyiye pisliğe bulanır,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Siyasetçiler ağzını açınca beynini yummadığı zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları