ÇOK acayip şeyler oluyor memlekette,
Çok acayip,
Yargıtay’ın bakması gereken bir davayı, yerel mahkeme ısrarla Yargıtay’a yollamıyor,
Yargıtay kendisine yollanmayan "davayı" resen ele alıyor,
CD üzerinden,
Ve yerel mahkemenin tutukladığı sanığı serbest bırakıyor,
Serbest bırakılan sanık kim?
Ergenekon üyesi olmakla suçlanan Savcı Cihaner,
Savcı Cihaner’in siciline bakıyorsunuz, bugün Ergenekon’la mücadele ettiğini söyleyenler, geçmişte çeteleri uzaktan seyreder, hatta büyükleri, çetelere karşı mücadele isteyenleri "Glu glu dansı yapmakla" suçlarken, Ergenekoncu olmakla suçlanan Cihaner, Ergenekonculara bugün isnat edilen suçların üzerine gidiyordu görev yaptığı Güneydoğu’da,
Yargısız infazlarla, ortadan kaybolan vatandaşlarımızın akıbetiyle uğraşıyordu, Açığa çıkarmaya çalışıyordu bunları,
Sonra birden ne olduysa oldu, kendini Ergenekoncu olarak buldu,
Bilmiyoruz öyle mi, değil mi?
Suça bulaştı mı, bulaşmadı mı?
Ama bildiğimiz şu:
Savcı Cihaner, yasaların emrettiği gibi yargılanmadı,
Bir yerel mahkeme, kendi üzerindeki yüksek mahkemeyi tanımazlıktan geldi, sırf Cihaner’i yargılayabilmek için,
Eğer hakkında gerçekten delil varsa, eğer suçu gerçekten iddia edildiği kadar sabitse, neden yüksek mahkemede yargılanmasından korkuluyordu anlamıyordum,
Üstelik yerel mahkemenin kararı her halükârda yüksek mahkemeye, Yargıtay’a gitmeyecek miydi?
Sonunda "zorla" da olsa Cihaner’in davası "hukuk" yoluna girdi,
Bir davanın hukuk yoluna girmesi, bazılarını neden bu kadar rahatsız etti anlamadım,
Yargıya güvenilmiyor diyenlerin yargı içinde "güvendikleri" bir başka yargı mı var acaba?
Önemli olan fikir
THOMAS Friedman’la Habertürk’te kahvaltı edip uzun bir sohbet yaptığımızı yazmıştım,
Tom’la sadece siyaset, Türkiye, Amerika, İsrail konuşmadık,
Her şeyden bahsettik,
Bilirsiniz Friedman’ın "Dünya Düzdür" adında bir kitabı var,
Son ekonomik kriz başlayınca Amerika’da bir ekonomist, Friedman’a sormuş, "Hâlâ dünyanın düz olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa hata mı yaptım diyorsunuz" diye,
Şöyle yanıtlamış: "Evet, hata yaptım, Düşündüğümden daha da da düzmüş,"
Sonra da Amerika’nın önünde büyük sorunlar olduğunu aktardı,
ABD’de yönetim modelinin ve eğitim sisteminin iflas ettiği düşüncesinde,
Bir düzenleme yapılmadıkça ABD’nin iyiye gitmesinin zor olduğunu söylüyor,
Friedman’a göre dünyada artık "üretim" veya "mal" önemli değil, Para kazandıran unsur değil,
"Önemli olan fikir" diyor ve ABD’nin atık eskisi kadar fikir üretmediğinden söz ediyor,
"Bugün burada bir fikir üretseniz, gerçek bir fikir, bunu yerinizden kalkmadan birilerine satar, Çin’de yerini bile bilmediğiniz bir fabrikada ürettirir, internet üzerinden reklamını yapar ve yine internet üzerinden satabilirsiniz, Bunun için hiçbir şeye ihtiyacınız yok, Bugün ABD’nin sorunu bu, Fikir üretmiyor, Tek çare, fikir üretecek kapasitede insanları ABD’ye çekecek bir düzen kurmakta, Ama bunu da bugün kuramıyor" diyor,
Obama ve demokrasi modası
THOMAS Friedman, seçimlerde büyük destek verdiği Obama’dan çok mutlu ve umutlu değil,
"Geçenlerde beraberdik, Sağlık reformunu geçirdikten sonra bitkin, çökmüş bir görüntüsü var, Gerçekten bitik görünüyor" fikrinde, Karizmasında büyük eksikler buluyor,
"İki demokrat başkanla golf oynadım, Biri Clinton, biri Obama, Clinton’la golf festival gibi olurdu, Milyarder işadamları, Hollywood yıldızları, binlerce seyirci gelirdi, Her golf oyununda çeşitli hayır işleri için milyonlar toplardı, Obama ise golfü oynaması söylendiği için oynuyor, ama kiminle biliyor musunuz? Beyaz Saray’daki yardımcılarıyla, Sessiz sakin,"
Friedman’a göre bu bir eksiklik,
"O zaman Obama bir daha seçilemez" diyorum,
"Bence seçilir" diyor ve anlatıyor:
"Amerika’daki durum aynı Türkiye gibi, Muhalefet yok, Cumhuriyetçilerin kendini toplaması, uzun süre mümkün değil, Büyük hasar aldılar, Hâlâ Palin’den medet umuyorlar, Olmaz, En az bir dönem daha iktidar olacak Demokratlar,"
"Belki Obama’nın yerine başka biriyle" diyorum,
"Belki, Düşük ihtimal ama o olabilir" diyor,
Ve biraz düşünüp dünyadaki duruma şöyle bir değiniyor:
"Aslına bakarsanız hemen her yerde iktidar alternatifleri zayıf, Bu da bugünün sorunu galiba, İngiltere’de iktidardan düşmüş de olsa Brown dışında göze çarpan muhalif lider yok, Fransa’da da yok, Almanya’da da yok, Garip değil mi?"
Ve bir şeye daha dikkat çekti durduk yerde, "Bush’un her konuşmasında genelde birkaç kere demokrasi kelimesi geçerdi, Obama seçildiğinden beri bir kez bile demokrasiden bahsetmedi, Acaba artık demokrasinin modası mı geçiyor" dedi,
Şaşırdım, Kaç gün oldu hâlâ bunu düşünüyorum,
Acaba Friedman ne demek istedi!
