TERÖR haberlerini vermek yasaklanacak galiba,
Öyle bir hava var,
Bu iş yasakla, sansürle falan olmaz, hele hele demokrasilerde, kör topal demokrasilerde hiç olmaz,onu baştan söyleyeyim de,öyle devam edeyim,
Aslına bakarsanız biz de bunu kendi aramızda yıllardır tartışırız, Terör yükseldiği zaman daha fazla tartışırız, “Nasıl yapsak” diye,
Aslına bakarsanız konunun çok da zor bir yönü yok, Sorun haber televizyonlarında, Bir olay patlayınca biri yayına geçiyor olay yerinden,
Sonra öbürü,
Hayda bir yarış,
Biri kesse yayını hepsi kesecek ama herkes birbirini kolluyor, Uzayıp gidiyor,
İçimiz kıyılıyor,
İzleyici de meraklı olan bitene haklı olarak, O da gelişmeleri görmek istiyor,
Televizyoncular iki arada bir derede kalıyorlar,
Mehmet Ali Ağca serbest bırakıldığında Habertürk bir karar almış, “gazeteci katilini” izlememişti, Bunu açıkladık o gün, Diğer televizyonlar da kestiler yayını,
O gün bugündür esamisi okunmuyor Ağca’nın,
Daha dün bizim grubun tepe yönetimi toplandık bu terör haberleriyle ilgili,
Bazı kararlar aldık,
İzleyicinin merakını giderecek ama teröristi mutlu etmeyecek bir yayını nasıl yaparız diye,
Uygulamasını göreceksiniz ekranlarımızda zaten,
Geçmişte de bu meseleyle ilgili hükümet başkanlarıyla, RTÜK’le çoook toplantı yaptık gazete-televizyon yöneticileri olarak, Hatta MİT’le bile, “Sansür” olmayan ve terörle mücadeleye destek verecek bir yayın nasıl yapılırı konuştuk,
Medya tarafı genelde bu ortak kararlara uydu,
Ama hükümetler, sorumlular ne yaptı o sırada derseniz bilmiyorum, Bilmeye değer bir şey yapmadıkları için olsa gerek,
Ama tabii ben yine de hükümetin “medyaya yönelik suçlayıcı tavrını” anlamakta zorlanıyorum,
“Bu haberleri niye yapıyor muşuz, ayılıp bayılanları niye gösteriyor muşuz,”
Vallahi anlamadım,
Mavi Marmara’da ölenler için yapılan gösterileri yayınlarken televizyonlar, Gazze için ayılıp bayılanları, gözyaşı dökenleri ekranlara taşırken kızıp suçlayan yoktu bizi,
Gazze için ayılıp bayılmak serbest de kendi evlatlarımız için mi yasak!
Şu Öcalan’ı görüştürmeyin kimseyle
BU devleti yöneten bir ortak akıl varsa, kaldıysa Allah aşkına, bu millet adına rica ediyorum, Şu Abdullah Öcalan’ı “enterne” edin, Adam yıllardır İmralı’dan terörü idare ediyor, Yıllardır İmralı’da bir odadan Türkiye’yi rehin alıyor,
Avukatları aracılığıyla örgüt üzerindeki etkisini aynen sürdürüyor, Bu güne kadar buna gözyumdunuz, “Böyle yaparsak terör artmaz, Terörü kontrol altında tutarız” dediniz,
Olmadı,
Özellikle son dönemde “açılıma” ve bunun sonunda “serbest kalacağına” öyle inandırdınız ki terörün başını, sonunda azıttı, Artık bu işin Öcalan ile olmayacağı anlaşıldı herhalde,
Kapatın hücresine, kimseyle görüştürmeyin, Ne avukatlarıyla, ne de başkasıyla,
Adı bile unutulsun girdiği delikte,
Ha bunu yapamıyor musunuz! O zaman gizli kapaklı işler yapmayın,
Çıkın deyin ki:
“Arkadaşlar, biz bu Öcalan’ı serbest bırakacağız da size söylemeye yemiyor,”
Bilelim,
Ona göre karar verelim,
NTV Spor, Wimbledon’ı katletti
NTV Spor, spora büyük yatırım yapıyor, Çuvalla para harcıyor, Ben de keyifle izliyordum, Taki, Wimbledon başlayana kadar, Oynamayı pek beceremesemde tenis, futboldan, daha doğrusu Galatasaray’dan sonra izlemeyi en sevdiğim spor, Özelliklede Grand Slam turnuvalarını izlemeye bayılıyorum, Zaten hepsi hepsi dört tane, Wimbledon’ı genelde TRT yayılardı, Çok başarılı değillerdi ama kötü de değillerdi, Bak tık TRT’yi beğenmiyorum, gider Eurosport’ tan izlerdim, Çünkü Eurosport büyük keyifti, Maç sonraları Mats Vilander’ in yorumlarıyla izlemek, Bu yıl yayın haklarını anladığım kadarıyla NTV Spor almış, Ancak bir büyük turnuva bu kadar kötümü yayınlanır, Ne neyin ne zaman yayınlanacağı bel i, ne maç önü ne veya arkasına doğru düzgün bir yorum veya değerlendirme konulmuş, Ne de maç programları açıklanıyor önceden, Tek iyi tarafı, maç sırasında, o da maçı yakalayabilirseniz, Ali Göreç’in yaptığı yorumlar, Ama ne önü var ne arkası, Tam bir felaket, NTV Spor’ dan ricam, ya bu işi doğru düzgün yapsın ar ya da seneye bu işi doğru düzgün yapacak bir kanala bıraksınlar, Bildikleri işe dönsünler, futbol yayınlasınlar, Çünkü görüldüki, patronun parasını basıp naklen yayın hakkını almakla yayıncılık olmuyor,
