Terörün tek nedeni var

Gazetemizin “Dizi” sayfasında dün başlattığımız ilginç bir konu var, Terörün nasıl önlenebileceğini soruyoruz, Yanıt aradığımız soru şu: “Kürtler ne istiyor?”

Tabii Türkiye’deki Kürt vatandaşlarımızın tamamıyla ilgili değil bu soru, Asıl olarak teröre az veya çok destek veren, BDP ve PKK ekseninde yer alanların ne istediğiyle ilgili bir soru,

Aslına bakarsanız, bu soruya verilen yanıtlar bana göre “yalancılığın düzeyini” göstermekten öte hiçbir anlam taşımıyor,

Bu köşede uzunca bir süreden beri yazdığımdan başka bir amacı yok aslında yeniden başlayan terörün,

PKK, uzunca bir süreden beri “stratejik bir hedefi olmayan” bir terör mekanizmasına dönüştü,

Ortaya çıktığı dönemde ortaya koyduğu ve daha sonra revize ettiği “taleplerinin” önemli ve asıl bölümü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından karşılandı,

En azından kâğıt üzerinde,

PKK bunu biliyor, Bu yüzden de artık talepler “boş”,

Uzunca zamandır yazdığım gibi, terör örgütünün bana göre artık tek ve nihai bir talebi var,

Yapılan bütün eylemlerin, dökülen bütün kanların tek nedeni, İmralı’daki liderlerine “özgürlük” sağlamak,

Kim sorulan soruya bunun dışında bir yanıt veriyorsa “yalan söylüyor” demektir,

Terör örgütü burada da adım adım geldi Türkiye’nin üzerine,

Önce “tecrit koşulları” adını taktıkları cezaevindeki durumu değiştirmek istediler,

O başarıldı,

Sonraki talep İmralı’dan çıkarılıp karadaki bir hapishaneye, diğer PKK’lı mahkûmlarla birlikte olabileceği bir hapishaneye, bir F tipine nakli,

Ardından isteyecekleri “denetimli özgürlük” adı altında ev hapsi,

Bir sonraki adım ise “Öcalan’a af ve siyasi hakların iadesi”,

Bunları nereden mi biliyorum,,,

Örgütü yıllardır yakın takip ettiğim ve yazdıklarını okuduğum için,

Terörün bundan başka hedefi yok,

Demokratik özerklik falan palavra,

Hele hele “ekolojik toplum” dedikleri tam hikâye,

Onlar, Öcalan’ın okuduğu kitaplardan görüp anlattığı martavallar,

Örgüt, Öcalan’ı serbest bıraktırmayı başarırsa demokratik özerklik o zaman daha sıkı biçimde gündeme gelecek ve belediyeler bazında bir yapılanma ile “federasyona” doğru gitmeye çalışacaklar,

Ama o bugünün hedefi değil,

Bugün amaç, Öcalan’ı serbest bıraktırmak,

Öcalan, devlet yetkilileriyle yaptığı uzun konuşmalar sonucunda öyle bir havaya girdi ki, bunun mümkün olduğunu ve tartışılacağını düşündü,

Şimdi açılımlarla terörü bitirmekten bahsedenler, bu yazdıklarımı bilmiyor olamazlar,

Ama söylemeye yürekleri yok,

Keşke bunu baştan, Öcalan’ı adam yerine koyarken düşünselerdi,


Müjde! Yeni bir kıta keşfettiler

Bayılıyorum siyasetçilerimize ve kendini aydın zanneden yazarlarımıza,

Ben diyorum ya, “Terörle mücadele konusunda gökkubbe altında söylenmedik söz, ortaya atılmadık fikir kalmadı” diye,

Bunlar bunun farkında değil,

Şimdi yine kırk yıllık tartışmayı yeniden başlatmaya çalışıyorlar:

“Sınırlarımızın yeri yanlış, Irak sınırını taşıyalım,”

Yani Irak sınırını dağlardan aşağı indirecekler,Muhtemelen ileri doğru, Kimbilir belki de geri doğru,

Yahu bu 1980’lerin ortasından beri konuşuldu, tartışıldı,

Oldumu?

Hayır,

Dün Saddamvarken ve Kuzey Irak’taki olan bitenden Türkiye kadar rahatsızken olmadı da, şimdimi olacak,

Haybeye tartışma,

Zannedersin ki, hiç düşünülmedi de bunların cin aklına geldi,

Ben bu tiplerden korkarım,

Yarın THY ileABD’ye uçup eve telefon açarlar, “Müjde yeni bir kıta keşfettik” diye,


Taciz mi, değil mi?

ÜÇ gazeteci kadının başına gelenler medyayı gerdi,

Oylum Talu, Sevilay Yükselir ve Ece Vahapoğlu, THY’nin bir gezisine katılıp bir adaya gitmişler,

Adada 17 yaşında bir bellboy’la bizim gazeteci kadınlar arasında bazı diyaloglar yaşanmış,

Sevilay, “Yılan var mı burada?” diye sormuş,

Bellboy, “İsterseniz ben sizi korurum” demiş,

Gece bir saatte Oylum Talu’nun kapısını çalmış, “Korkuyorsanız yanınızda kalabilirim” demiş,

Ece Vahapoğlu da benzer bir şeyler yaşamış,

Vahapoğlu bunu, “Taciz edildik” diye yazınca diğer iki gazeteci sinirlendi ve “Yok böyle bir şey” dedi, Bazıları da olaya dışarıdan müdahil olup “Bu bal gibi tacizdir” diye tempo tuttu,

Bana göre Oyum Talu ve Sevilay Yükselir taciz edilmemiş,

Ece Vahapoğlu ise edilmiş,

Bu yargıya nereden mi varıyorum,

Çünkü kendileri öyle diyor,

İlk ikisi “Şaka yaptı” diyorlar, Gülüp geçiyorlar, Taciz olarak algılamıyorlar, Öyle algılamıyorlarsa kimsenin zorla öyle algılamalarını isteyecek hali yok,

Vahapoğlu ise “taciz edildiğini” düşünüyorsa, ona da “Hayır edilmedin” demek kimsenin haddi değil, O da bunu taciz olarak hissetmiş,

Önemli olan, olaya muhatap kadınların bunu nasıl gördüğüdür,

Bizim veya sizin değil,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Çok gerilen ipin, sonunda koptuğunu bildiğimiz zaman

Erişilebilirlik Araçları