İsrail ile ilişkilerin bozulduğu gün

TÜRKİYE-İsrail ilişkilerinin bozulmaya başladığı gün olarak herkes Davos’u ve “One minute” çıkışını gösteriyor,

İşin aslı o değil,

İlişkilerde ilk kriz 2007 yılının Mayıs ayının son günlerine dayanıyor,

2007 Mayıs’ında İsrail istihbaratı Türkiye’ye önemli bir bilgi veriyor ve destek istiyor, Daha doğrusu bir operasyon istiyor,

Bilgi şu: “İran’dan gelecek bir trende Suriye üzerinden Hizbullah ve Hamas’a aktarılacak bir vagon dolusu silah ve roketatar var, Bu treni durdurun, İçindekilere el koyun”

Ancak bu tren Türkiye’ye giriyor, Ne Türkiye’ye girerken, ne daha sonra durdurulmuyor,

Ancak çok ilginç bir şey oluyor,

Katar Tatvan’dan ayrıldıktan sonra Suveren İstasyonu yakınlarında tren yoluna döşenen bir mayının patlaması sonucu devriliyor,

Silahlar ortalığa saçılıyor,

Makineli tüfekler, mühimmat ve roketatarlar,

Olay basına “PKK’nın demiryoluna döşediği patlayıcının patlaması sonucunda bir tren devrildi” olarak yansıyor, Sonra 28 Mayıs’ta devrilen trende nereye gittiği çok da belli olmayan silahlar olduğu gazetelerde haber oluyor,

Kısmete bakın ki, demiryollarına pek de saldırmayan PKK’nın demiryoluna mayın döşeyeceği tutuyor ve o mayının devirdiği trenden İran’dan gelip, Suriye’ye giden silahlar çıkıyor,

Ve ertesi gün, 29 Mayıs 2007 günü İran’dan kalkan bir uçak Türk hava sahasında inişe zorlanıyor, Diyarbakır’a indiriliyor ve aranıyor, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin bozulmaya başladığı gün silah yüklü trenin PKK(!) tarafından devrildiği gündür, Ne Davos, ne Mavi Marmara,


Bırakalım boşansınlar

EREN Talu hatırlamadığım kadar uzun bir süredir dostum, arkadaşım,

Pazar gününden beri yine gündemde,

Ayşe Arman‘a verdiği röportajla, Bence gereksiz röportajla,

Defne ile Eren‘in boşanma kararı aldığı ve birbirlerine saçma sapan suçlamalar yönelttiği günlerde “Susun” mealinde bir yazı yazmıştım,

O gün aramıştı Eren ve buluşmuştuk,

Ayşe Arman‘a anlattıklarının hepsini, kelimesi kelimesine anlatmıştı o gün,

Ben de ona “Bunları kimseye anlatma, Yakışık almaz” demiştim,

Avukatlarının Defne‘yi kendisine karşı doldurduğundan, doğru düzgün boşanamamalarının arkasında Defne‘nin avukatlarının Defne‘ye yaptığı telkinlerin olduğundan yakınıyordu,

“Sen yine de sus” dedim,

Ama aradan aylar geçti,

Dayanamadı, Sadece üç beş yakın arkadaşının bildiği her şeyi anlattı,

Dün aradım ve “Ne yaptın Eren” dedim,

“Konuşmam lazımdı, Ben sustukça beni kötü adam gibi gösterdiler, Sanki bu evlilikte ihanet eden benmişim gibi göstermek istediler, Yetmedi bir de hapis cezası istediler” dedi,

Defne‘nin “Özel hayatıma girdi” suçlamasıyla 5 yıl hapis istemiyle dava açmasına çok bozulmuştu, “

Ben onun mail’lerine falan bakmadım, Sadece sevgilisinden gelen bir mail’i, sevgilisi bana da yollamasını istemişti, Onu kendisi yolladı bana, Ama sanki ben onun mail’lerine bakmışım gibi dava açtı, Sevgilisiyle yaptığı görüşmelerin mail’lerine, Buna dayanamadım” dedi,

“Yine de yapmasaydın, Çocuklar var” dedim,

“Çocuklar her şeyi biliyor zaten, Onların bilmeyip de medyadan öğrendiği bir şey yok, Cumartesi yaş günümdü ve çocuklarımla geçirdim o günü, Onlar her şeyi zaten biliyor, Hiçbir şeyi onlardan gizlemedik” dedi,

Yıllardır tanıdığım Eren, hayatında bir gün birine kötülük yapmamış, bir gün birinin arkasından konuşmamış bir dostumdu, “İyi insan” timsaliydi,

Ama işi olmayan işlere girdi, Kimseden destek görmedi, İşlerini batırdı,Ardından hayatını,

Gazeteciler, yazarlar “Çocuklar varken bu yapılır mı?” diyorlar,

Madem öyle çekin onların hayatından elinizi,

Hep beraber çekelim,

Olmaz mı?


Yorum komedisi

KİMİ okur, yazıları okumadan yorum yapmaya bayılıyor,

Başbakan’ı ve Genelkurmay Başkanı’nı siperde çömelmiş gösteren fotoğrafla ilgili yazıma gelen yorumların bir bölümü tam bu türden,

Diyorlar ki, “Ne yapsalardı? Ayakta durup hedef mi olsalardı?”

Yazıyı okumuş olsalardı böyle yorumlar yapmazdı kimse,

Yazı çok açık,

“Tehlikeli bir yer olabilir, Hedef olabilirsiniz, Bu yüzden siperde çökmüş olmanızı anlayabiliyorum, Ama keşke bu fotoğrafı basına vermeseydiniz, resmi internet sitenize koymasaydınız, Ya da ayakta durduğunuz bir fotoğraf varsa onu kullansaydınız,”

Yazı bu kadar açık, bu kadar net,

Tavsiyem şudur,

Bir yazı sonuna kadar okunmalı,

İyice anlaşılmalı,

Yorum yapılacaksa sonra yapılmalı,

Aksi halde komik oluyor,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Düşmandan değil dost taklidi yapandan korkmak gerektiğini anladığımız zaman.

Erişilebilirlik Araçları