Saat meselesi

DÜN gazetelerde bir haber yer aldı, Mont Blanc’ın Türkiye Temsilcisi ROTAP Saatçilik’in patronuMehmet Ali Bal, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül‘ün “110 bin Euro” değerinde nadide bir saat aldığını söylediğini yazdı Zaman Gazetesi,

Bal, bazı gazetelerin muhabirleriyle yaptığı sohbette anlatmış,

Saatlere ilgi duyduğum için haberi okudum, Saati inceledim,

Bir saate 110 bin Euro verilip verilmeyeceği ayrı bir tartışmanın konusu olabilir ama ben habere güldüm, çünkü bana göre bir iki marka dışında 110 bin Euro saate verilmez,

Çok paranız olsa da verilmez,

Hele heleMont Blanc saate hiç verilmez,Mont Blanc’ın kalemine para verilir, saatine verilmez,

Tabii bence,

Neyse, Haberi okuyunca Cumhurbaşkanımızı biraz “zevksiz” bulduğumu itiraf etmeliyim, Hatta kendi kendime “Daha birkaç gün önce Rus liderler dışında Batılı liderlerin pahalı saat takmadığını yazmıştım, Gül beni yanılttı” dedim,

Haberin daha mürekkebi kurumadan Cumhurbaşkanı Gül yeni eğlence aracı “Twitter”dan bir açıklama yaparak “110 bin Euro’ya saat aldığı iddiasının yalan olduğunu, Böyle bir alım yapmadığını, pahalı saat takmadığını” açıkladı,

Ardından ROTAP Başkanı Bal da aynı açıklamayı yaptı,

Sonra Zaman’daki haberi bir daha dikkatlice okudum, Gerçekten Bal‘ın böyle bir ifadesi yoktu,Ama Zaman Gazetesi Cumhurbaşkanı’nın böyle bir saat aldığını haberde olmadığı halde başlığa çekmişti,

Ortada ciddi bir editoryal hata yoksa, yani sayfayı yapan arkadaşların haberi anlamadan başlık atması söz konusu değilse çok garip bir durum var,

Üstelik aynı haber, dün bazı internet sitelerinde de aynen Zaman’da yer aldığı gibi kullanılmıştı,

Türkiye’de garip şeyler oluyor, Cumhurbaşkanı olsanız bile bu garip şeylerden payınıza düşeni alıyorsunuz,


Bu fiyata saat olur mu?

ABDULLAH Gül‘ün 110 bin Euro’ya saat aldığı iddiası ortaya atılınca başlıktaki soruyu soran çok oldu, “Bu fiyata saat olur mu?” diye,

Oluyor,

Üzerindeki mücevherlerden dolayı çok yüksek fiyata satılan saatler dışında, sadece “saat” olarak büyük para eden saatler var,

“En pahalı” saatlerin tamamı Patek Philippe markasını taşıyor,

Patek Philippe’in Reference 5002 olarak bilinen SkyMoon Tourbillon saati hâlâ üretimde olan saatler arasında fiyat rekortmeni,

Fiyatı 750 bin Euro civarında, Üstelik parayı vermek de yetmiyor, Elinizde diğer “Grand complication” Patek’lerden de bir seri olması gerekiyor bu saati almak için,

İkincilik ise yine bir Patek Philippe’te,

3939 referansla üretilen Patek Philippe Tourbillon modeli de dışardan baktığınız zaman çok sıradan bir saat gibi görünüyor ama fiyatı 400 bin Euro civarında,

Ardından yine bir Patek geliyor, O da 250 bin Euro’luk 5101 referanslı Patek Philippe 10 Jours Tourbillon, 200 bin Euro’ya Breguet’nin, Jaeger’in ve birkaç markanın daha iyi saatleri var,

Anlayacağınız “ölümlüler” ölümsüz saatlere bu parayı verebiliyorlar,

Onlar gidiyor ardından bu saatler açık artırmalarda daha da yüksek fiyatlara satılıyor,

Mesela bugün hâlâ üretilen bazı Patek’lerin eski modelleri 1,5-2 milyon dolara el değiştirebiliyor,

Rekor ise yine bir Patek’te, 5 milyon dolara satıldı birkaç sene önce,


Yalana bak

ABDULLAH Öcalan HABERTÜRK’ün haberini kastederek “Örgütü içerden yönettiğim doğru değil” demiş avukatları aracılığıyla,

At yalanı, sevsinler inananı,

Daha birkaç hafta önce PKK’ya bağlı internet sitelerinden birinde yer alan açıklamasında terör örgütünün hapisteki lideri şöyle diyordu:

“Örgüt üzerinde hâlâ büyük gücüm var, Eğer Türk hükümeti isterse bütün gerillaları tek bir yerde toplar ve uluslararası bir gücün kontrolünde silah bırakmalarını sağlarım, Bunu yapacak gücüm var,”

Kelimesi kelimesine bu değil ama yazılan bu,

Dahası “31Mayıs’tan sonra ben devrede yokum” dedi ve ardından terör tırmandı,

Şimdi işine gelmediği için “Örgütü ben yönetmiyorum” diyor,

Biz de inanıyoruz,


Eren, tabu mu yıktı!

DÜN, fikirlerine çok değer verdiğim birisi, bir kadın, Eren Talu‘ya tepki gösteren birine, bir başka kadına, aynen şöyle dedi,

Bilmem katılır mısınız?

“Eren Talu’nun da, Defne Samyeli’nin de yaptıklarını ve söylediklerini onaylamıyorum, Keşke bu işi sessiz sedasız evlilikleri gibi örnek bir şekilde bitirebilselerdi, Ama hepinizin hep bir ağızdan Eren Talu’ya yüklenmesini anlamıyorum, Yıllardır aldatılan kadınlar çıkıp ‘Kocam beni şöyle aldattı, Böyle aldattı’ diye anlattı, Hiçbir zaman bunlar anlatılır mı diyen olmadı, Şimdi Eren Talu çıkıp ‘Karım beni aldattı’ deyince ‘Bunlar anlatılır mı’ diyorsunuz, Çünkü Eren, erkek egemen kültürün tabularını yıktı, Kafanızdaki tabuları yıktı, Kadınların da aldattığını ortaya koydu, Bunu kabullenemediniz, Eren Talu’nun bunu kabullenmesini kabullenemediniz, Aldatan erkekle evliliği yürütmeyi kabul eden kadın normal geldi hepinize, aldatan kadınla evliliğini yürütmek isteyen erkeği kabul etmek ters geldi, Hem de kadınlara bile ters geldi, Ben Eren Talu’nun bir tabuyu yıktığını düşünüyorum,”

Siz de öyle düşünüyor musunuz?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hesabını veremeyeceğimiz işleri yapmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları