Yalnız Netanyahu

DIŞİŞLERİ Bakanımız, Mavi Marmara baskınında 9 yurttaşımızın öldürülmesinden sonra hepimizi rahatlatan, bu insanların boşuna ölmediğini gösteren açıklamalar yapmıştı,

Davutoğlu’nun bize söylediği ve bizim de inandığımız kadarıyla İsrail zor duruma düşmüştü,

Modern dünya, İsrail’i dışlamıştı ve İsrail’in yaptıklarının bir sonucu olacaktı,

İsrail, uluslararası arenada yalnızlığa itilmişti,

ABD bile bizden yanaydı,

Netanyahu bir başına, cascavlak kalmıştı, Dışişleri Bakanımızın ne kadar doğru tespitler yaptığını ve geleceği nasıl güzel okuduğunu dün gördük,

ABD Başkanı Obama, Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından İsrail Başbakanı’nı otomobilinin kapısına kadar uğurladı, Bununla da kalmadı, "israil’in güvenliğini zafiyete uğratacak hiçbir adım atmayız" dedi,

Netanyahu bayağı yalnız kalmış!

Ya da bir de kalmasaydı ne olacaktı merak ediyorum,


 Artık Anayasa Mahkemesi’nde yazılacak

Anayasa Mahkemesi bir “garip” karar aldı,

Aslına bakarsanız, CHP’nin yapmış olduğu “iptal başvurusunu” reddetti,

CHP’nin “şiddetle itiraz ettiği” maddelerle ilgili bir iptal söz konusu değil,

Anayasa değişikliğinin “ruhuna” hemen hiç dokunmadı,

Ama başta da dediğim gibi bir garip karar aldı,

Gariplik şurada: Anayasa Mahkemesi, Anayasa yapma mercii değil,

Mahkemenin görevi, önüne gelen yasa metinlerinin Anayasa’ya uygun olup olmadığını denetlemek,

Uygunsa onay verip, uygun değilse reddetmek,

Anayasa değişikliklerinde ise yapılan değişikliğin Anayasa’nın değişmez maddeleriyle çelişip çelişmediğini incelemek,

Ancak bu kez öyle yapmadılar,

Birkaç unsuru cımbızla ayıkladılar, yeni bir metin oluşturdular,

Yani Anayasa, TBMM’nin hazırladığı Anayasa olmaktan -detayda da olsa,AKP tarafından istenilen değişiklikleri pek etkilemiyor da olsa- çıktı,Anayasa Mahkemesi’nin yazdığı bir metin haline geldi,

Oysa mahkeme, bu maddeleri iptal edebilir veya kabul edebilirdi,

Ama yeniden yazma hakkı yoktu,

Bu hak bir içtihat haline gelirse, yeni oluşacak yapısıyla Anayasa Mahkemesi’nin neler yazacağını doğrusu merak ederim,


 Yine de mağdur

Adalet ve Kalkınma Partisi, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı karara rağmen kızgın,

Oysa Meclis’ten geçirdikleri Anayasa’nın özünde hiçbir şey değişmedi, İptal edilen bir madde falan yok,

AKP’nin “kızgın” ve “memnuniyetsiz” görüntüsü tamamen siyasi bir taktik,

Çünkü AKP’nin beklentisi, Anayasa Mahkemesi’nin alacağı bir iptal kararını malzeme yapmaktı,

Buradan yeni bir “mağduriyet” çıkaracaklar ve “Bizim halk lehine yaptığımız bir değişiklik engellendi” diyeceklerdi,

Anayasa Mahkemesi değişiklikleri engellemedi ve AKP’nin yaptığı değişikliğe esas olarak yol verdi,

Ama AKP “yine de mağdur” olmak istiyor,

Kızmaları o yüzden,


 Yaşanmış bir siyaset hikâyesi

Yıllar öncesinde yaşanmış bir “siyasi” hikâyeyi anlatayım,

Anlayan anlar, pay çıkaran çıkarır, İsmi lazım değil, bir siyasi partinin çok ama çok çalışkan, partiye gönülden bağlı bir üyesi vardır, Gece gündüz demeden, işini gücünü bırakmış parti için koşturur,Ancak parti içinde bir türlü yükselemez, Sonunda hatırlı dostları devreye girerler,

Partinin genel başkanına giderler,

“Beyefendi, arkadaş parti için deli gibi çalışıyor, Yıllardır en küçük bir hatası olmadı, Çok da bir beklentisi yok ama il başkanı yapsanız parti için çok çok iyi olur” derler,

Genel başkan, hatırlı dostları kırmaz, Çalışkan, dürüst partiliyi bulunduğu ile il başkanı yapar,

Aynı dostlar bu kez il başkanı olan çalışkan, dürüst il başkanına giderler,

“Bak, genel başkan seni il başkanı yaptı, Şimdi yapman gereken şu: İlçe başkanlarını değiştirmek, Bunlar bugüne kadar senin önünü kesen isimler, Sen bir anlamda tepeden geldin, Onları bir an önce değiştirmezsen arkadan iş çevirirler, Seni hazmedemezler,”

İl başkanı olan çalışkan ve dürüst partili, hatırlı dostları dinler ve şöyle der: “Merak etmeyin, Hepsi gelip ‘Yanındayız’ dediler, Çok da sevindiklerini anlattılar, Hakkındı dediler, Değiştirmeyeceğim arkadaşları, Hepsi bu partiye hizmeti olan kişiler,”

Bir süre sonra seçimler gelir,

İl başkanı olan çalışkan ve dürüst partilinin umudu, milletvekili adayı olmaktır,

Ancak gösterilmez,

Hatırlı dostlar yine genel başkana giderler,

“Beyefendi, bu kadar iyi çalışan birini neden aday göstermediniz?” diye sorarlar kibarca,

Genel başkan yanıtlar: “Çok çalışkan olduğu doğru ama o ilin ilçe başkanları geçen hafta geldiler ve eğer onu aday gösterirsek seçimde çalışmayacaklarını söylediler, Ben de bunca adamı seçim öncesi kırmamak için il başkanını aday göstermedim,”

Siyaset böyle bir şeydir,

Herkesin kulağına küpe olsun,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Aynaya bakarken utanmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları