Bakış açısı

Bakış açısı önemlidir,

Öyle bir yerden bakarsınız ki doğru, eğri gibi görünür,

Ya da eğri, doğru gibi,

Kılıçdaroğlu’nun Bingöl’de yaptığı mitinge bakan bazı gözlerin açısı bozuk olmalı ki, “Vatandaşlar, Kılıçdaroğlu’nu protesto edince, mitingi yarıda kesti” diyenler olmuş,

Bu bir bakış açısıdır ama bozuk bir açıdır,

Peş peşe sıralanmış doğrulardan bir eğri çıkarmanın mümkün olduğunu gösteren bozuk bir açı,

Doğrular şunlar:

“Kılıçdaroğlu, Bingöl’de miting yaptı, Bir grup vatandaş, Kılıçdaroğlu’nu protesto etti, Kılıçdaroğlu mitingi yarıda kesti,”

Bunların hepsi doğru ama bu doğrular, doğruyu yansıtmıyor,

Kılıçdaroğlu, CHP’nin oy oranının hemen hemen sıfır olduğu yerlere gidiyor peş peşe,

Belli ki niyeti gövde gösterisi yapmak değil, partiyi uzun vadede bir hedefe taşımak,

Bingöl’de CHP yok, Oy oranı neredeyse nakıs,

Buna rağmen bine yakın CHP’li miting alanına gelmiş, Alanın çevresinde ise bir o kadar muhalif toplanmış, Ama sıradan değil, militan muhalif,

Belli ki işgüzar bir il başkanı veya yönetimi, mitingi “babalamayı” görev edinmiş,

Militan muhalifler, sürekli bağırıp çağırarak Kılıçdaroğlu’nu protesto ediyorlar, Kılıçdaroğlu sakince onlara da sesleniyor, Ama dinlemeye niyetleri yok,

Üzüm yemeye gelmedikleri belli,

Bu arada birkaç muhalif de Kılıçdaroğlu’nun konuştuğu yere yakın duruyor ve laf atıyorlar, Hakaret ediyorlar, ayar veriyorlar,

Kılıçdaroğlu sakin olmasa, biraz gaza gelse, biraz gaz verse belli ki meydanda ciddi bir arbede çıkacak, Ama Kılıçdaroğlu, olayı körükleyip “CHP’lilere Bingöl’de saldırdılar” denmesine yol açıp belki de prim yapabileceği bir yerde tam aksini yapıyor,

Bakıyor ki tansiyon yüksek, Görüyor ki miting alanı olaya, kavgaya gebe, Uzatmıyor sözünü, 20 dakikada kesiyor konuşmasını, bırakıyor mikrofonu,

Kılıçdaroğlu böyle yapmasa, “Kılıçdaroğlu protesto üzerine mitingi yarıda bırakmak zorunda kaldı” yerine, “Bingöl’de CHP Genel Başkanı’na saldırı, CHP’lilere dayak” manşeti atılacaktı,

Tabii bazıları da “CHP’liler Bingöl’de olay çıkarttı” da diyebilirdi,

Yazanın, bakış açısının izanına kalmış artık,


Riva’yı da talan edeceklermiş

Galatasaray’ın hasbelkader başkanı olmuş Adnan Polat’a dün verdiğim yanıt üzerine Galatasaraylı dostlarım aradılar, mesajlar attılar,

"Yazdıkların az" diyenler, "Düşük tonda bunlar" diyenler çoğunlukta,

Ne olursa olsun bir Galatasaray Başkanı’na daha ağır bir yazı yazmam, yazamam,

Galatasaray terbiyem müsait değil,

Ama genel kurula katılır, söyleyeceklerimi orada söylerim,

Polat ve şürekası da dinler, Yüzleri kızarır mı bilmem,

Bu arada Galatasaraylılardan gelen mesajlarda önemli bir vurgu var, Hepsi Erman Toroğlu’nun birkaç gün önce dikkat çektiği meseleye takılıyor, "Bunlar Seyrantepe Stadı’nın rant dağıtımını yapmadan gitmezler" diyorlar, Yani orada, gelir getirecek unsurların eşe dosta peşkeş çekileceği inancı hâkim, Bu yönetime güven bu düzeyde,

Dahası da var,

Yine camianın ortak fikri olarak öne çıkan bir görüş, "Polat yönetiminin Riva’yı da talan etmeden gitmeyeceği" yönünde,

Yani Riva’daki o değerli araziyi benzer bir yöntemle birilerine pazarlayacaklarını düşünüyor Galatasaraylılar,

Ben de diyorum ki "O kadar da uzun boylu değil, Hadi sıkıysa yapsınlar",

Ve tabii ilginç bir de gelişme var,

Yıllardır başkanlıktan uzak duran Ali Dürüst, bu kez farklı bir noktada,

Önceki gün, başka bir nedenle aradığım Ali Dürüst’le söz dönüp dolaşıp Galatasaray’a geldi,

Ali ilk kez, "Bu kez aday olmam diyemiyorum, Galatasaray’ı eski güçlü ve saygın durumuna getirmek bir görev oldu" diyor,

Ben de şunu söyleyeyim:

Ali Dürüst’ün, Adnan Polat ve nota bilmeyen saz arkadaşlarına karşı kongreye bizzat gitmesine gerek yok,

Ceketini yollasa Adnan Polat’ı ezer geçer,

Hatta iç çamaşırı bile yeter bunlara,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Parti değil Türkiye’yi tuttuğumuz zaman

Erişilebilirlik Araçları