Bir heyula yaratmak

Fethullah Gülen Cemaati, Hanefi Avcı‘nın kitabıyla bir kez daha gündeme geldi,

Aslına bakarsanız gündemden hiç düşmemişti ama Avcı sayesinde “şayia” düzeyinde olan bazı olaylar “realite” olarak algılanmaya başladı,

Bu cemaat gerçekten bu kadar güçlü mü?

Yıllar önce Gülen’in evlerinde öğrencilere “ağabeylik” yapan bir “şakirt” çalmıştı kapımı, “Size anlatacaklarım var” diyerek,

Uzun uzun anlatmıştı cemaatin çalışmalarını,

Nasıl evler oluşturduklarını, bu evlerde öğrencilere nasıl eğitim verdiklerini, başarılı öğrencilere nasıl burs sağladıklarını, üniversiteye gidecekleri zaman nasıl yönlendirdiklerini, askeri okullara girmek için özellikle nasıl uğraştıklarını, Mektebi Mülkiye ve Hukuk Fakülteleri’ne özellikle önem verdiklerini anlatmıştı,

Günlerce konuştuk, Köşemde yazabildiklerim dışında, neredeyse bir kitap oluşturabilecek kadar,

Aslına bakarsanız anlattıklarında “kötülük” yoktu ama bir cemaatin neden böyle bir uğraş verdiğini, neden bürokraside etkin olmak için yıllar süren bir çaba gösterdiğini anlamak zordu,

Bana uzun uzun cemaatin öğrenci örgütlenmesiyle ilgili bilgiler veren “şakirt” bir gün geldiği gibi ortadan kayboldu, Konuştuklarımızı bir kitap haline getirmek istemediğini söyleyip gitti,

GÜLEN’LE GÖRÜŞTÜM

Bundan yıllar sonra bir gün Fethullah Gülen’den bir davet aldım, Önce görüşmek istemedim ama gazetecilik yanım ağır bastı,

Buluştuk, Bağlarbaşı’nda bir dershanenin en üst katında, yaşadığı katta,

Basit döşenmiş bir daireydi, Bir masa, birkaç eski moda koltuk, Yerlerde halılar,

Bir de içinde kamera bulunan oda,

Yanında bazı işadamları, birkaç öğretim görevlisi vardı,

Önce yemek yedik, Sonra uzun uzun konuştuk,

Yurtdışındaki okullarını takdir ettiğimi ama yurtiçindeki örgütlenmelerinden korktuğumu söyledim,

Bürokrasiyi ele geçirme çabalarının ürkütücü olduğunu anlattım,

Yanındakiler şaşırır, hatta kızarken Gülen sakin sakin dinledi, Devleti ele geçirmek için bir çabaları olmadığını, ama eğitime önem verdiklerini, gençlerin iyi yerlere gelmesi için çaba gösterdiklerini ve dayanışma içinde olduklarını anlattı,

MASONLAR GİBİ

Beni şaşırtan nokta, tanıdığım birçok İslamcının aksine aşırı sayılabilecek derecede “milliyetçi” hatta “Türkçü” olmasıydı, Dünya çapında nasıl eğitim için çabaladıklarını, dünyanın her yerine Türkçe öğreten okullar kurduklarını, pek çok üçüncü dünya ülkesinde önümüzdeki 10 yıllarda Türkçe bilen, Türkiye’ye dost isimlerin iktidara, yönetime geleceğini söyledi,

Ben de ona, “Anladığım kadarıyla geçmişte misyonerlerin yaptığını yapıyorsunuz, Yapılanmanız da masonik bir örgütlenme gibi” dedim,

“Olabilir, Onlar nasıl yaptıysa biz de öyle yapmalıyız, Eğer doğru yaptılarsa, Bana sorarsanız masonluk kötü bir şey de değildir” dedi, Bunun üzerine, “Sizin için Neo İslamik Masonlar” diyebilir miyiz dedim,

Güldü, “Siz öyle istiyorsanız öyle deyin” dedi,

Sonra, “Fatih Bey’e hurma ikram ettik mi?” diye sordu,

Hemen hurma geldi, Ben de takıldım, “Bunlar peygamber hurması değil” diye,

“Ondan da var, Ondan getirin” dedi,

Bunları o günlerde de yazdım,

Gülen Cemaati’ni yıllardır izlerim,

Zaman zaman haklarında ağır yazılarım da oldu,

Gördüğüm şudur,

MUHALİFLERİ BÜYÜTTÜ

Bu “devi” biz yarattık,

Biz derken, bu cemaatle ilgili muhalif yazılar yazan, cemaatin gücüyle ilgili belki de abartılı yorumlar yapan bizler,

Cemaatin büyük gücü olduğunu, içindekileri zengin ettiğini, bürokraside yukarılara çıkarttığını, güç kazandırdığını yazan bizler,

Biz bunları yazdıkça, cemaat bir çekim merkezi oldu,

Bu büyüye kapılan işadamları, sınıf atlamak isteyen esnaf, üst kademelere tırmanmak isteyen bürokratlar, güç kazanmak isteyen siyasetçiler cemaate akın etti,

Cemaatten olmayanlar bile kendilerini cemaatten gibi göstermeye başladılar,

Cemaatin mensubu olmak bir tür dokunulmazlık zırhı gibi olmaya başladı,

Bununla beraber siyasi güç de arttı,

Sonunda karşımıza bir dev çıktı,

Uluslararası boyut kazanmış, dünyanın her yerinde okulları olan, ABD’de bile çok ciddi örgütlenmeye, yüzlerce okula veya “Tanışma Evi”ne sahip dev bir organizasyon,

Ama bilmemiz lazım ki, bu cemaati Fethullah Gülen ve yanındakilerden çok daha fazla “muhalifleri” büyüttü,

Şimdi söyleyeceğim sizi şaşırtabilir ama Gülen Cemaati ile arasına en fazla mesafe koyan Başbakan Tayyip Erdoğan oldu,

Benden size söylemesi, Hanefi Avcı’nın kitabı Gülen Cemaati’ni daha güçlendirecektir,

İster inanın, ister inanmayın!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Davut’la Golyat’ın hikâyesini unutmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları