Beni dinlemeyen yılan bin yaşasın

YENİ Genelkurmay Başkanı "farklı bir üslup" sahibi olduğunu ilk gününden gösterme fırsatı yakaladı,

Dakika 1, sağkolunun "usulsüz dinleme yaptırdığı" iddiaları gündeme geldi,

Dakika 2, hemen soruşturma açtırdı,

Aynı akşam sağkol, "Soruşturma bana değil astlara yönelik" dedi,

Hemen ardından hükümetten, "Kendi içlerinde soruşturma yetmez, Sivil soruşturma yapılacak" düzeltmesi geldi,

Bunun üzerine askerlerden, "O cihazlar alındığında Aslan Güner karargâhta görevli değildi" açıklaması yapıldı,

Dün de Ulaştırma Bakanı, "Yasadışı dinlemelere karşı hassasiyet gösteriyoruz" diye konuştu,

Yasadışı dinlemelere karşı hassasiyet gösterilmesi müthiş bir şey,

Keşke doğru olsa,

Şimdi bakalım, son zamanların medyatik dinlemelerinde hangi hassasiyetler gösterilmiş!

Aylar önce Yargıtay’dan feryat yükseldi, "Dinleniyoruz" diye,

Siyasi sorumlulardan hiçbir açıklama gelmedi,

Olayı araştırmak isteyen bir hâkim görevden alınmak istendi,

Hemen hemen aynı günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin "Dinleniyorum" dedi,

Hiçbir hareket olmadı,

Hanefi Avcı’nın kitabından öğreniyoruz ki, Emniyet Müdürü Avcı dinlendiğini belirterek hem İçişleri Bakanı’na, hem de Adalet Bakanı’na başvurmuş, Bu şikâyetle ilgili olarak da bir soruşturma, bir araştırma olmadı,

Örnekleri çoğaltmak mümkün,

Bütün bunlarla ilgili hiçbir şey yapılmazken, söz konusu Genelkurmay 2, Başkanı’yla ilgili bir "dinletme" iddiası olunca ortalık anında ayağa kalktı,

Bakın, sakın yanlış anlamayın,

Bu iş soruşturulmasın, bu da öbürleri gibi hasıraltı edilsin demiyorum,

Soruşturulmalı,

Yasadışına kim çıktıysa hesabını vermeli,

Ama işimize geleni soruştururuz, işimize gelmeyeni uyuturuz durumu olmamalı,

Bugün dinleyen de, dinleten de, dinlenen de biliyor ki, "Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner"

Örnek mi?

İşte Hanefi Avcı,

Bir zamanların "dinleme kralı"ydı, şimdi "dinlendiği için şikâyetçi" oldu,

Hiç kimsenin, "Beni dinlemeyen yılan bin yaşasın" deme hakkı yok,

Çünkü "yılan" herkesi dinliyor,


Dinleme kayıtları ne oluyor!

BİRKAÇ gün önce Adalet Bakanı Sadullah Ergin’le sohbet ediyorduk,

Dinleme meselesi orada da gündeme geldi,

"Artık illegal dinleme yapılmayacak, İllegal dinleme delil olmayacak, Bu konuyu hallettik" dedi,

Yeni yaptıkları düzenlemeyle yetkinin TİB’e verilmesi sonucu, izinsiz dinlemelerin, sonra "izinlendirilip" delil haline getirilmesi mümkün olmayacakmış,

İnşallah öyle olur,

Bakan Ergin’e, dinlemelerle ilgili çok önemli bir soru sorduk,

Soru şu: "Legal veya illegal dinlemeler yapılıyor, Yasaya göre bu dinlemeler belirli bir süre yapılabiliyor, Bu süre sonunda eğer bir suç unsuruna rastlanmazsa, dinlenen kişiye dinlendiği bildirilmek ve suç içermeyen dinleme kayıtları imha edilmek zorunda, Ancak bunca kişi dinlendiği halde şimdiye dek imha edilen veya ‘Dinlendiniz ama suç bulamadık’ denilen kimse yok, Bu kayıtılar ne oluyor?"

Bakan Sadullah Ergin bu konuda net bir yanıt veremedi,

Ancak şurası çok net,

İçinde suç unsuru bulunmasa da bu dinleme kayıtları eğer imha edilmezse, yarın öbür gün bir "itibarsızlaştırma" veya bir "şantaj" unsuru olarak kullanılabilir,

Bu konuda bir yasa olduğuna göre, bu yasa uygulanmalı,

Uygulanmayan yasa, yasa değildir,


Ramazan pankartı

İSTANBUL’da sık sık gittiğim bir lokanta vardır,

Alkollü içki satmayan, geleneksel bir lokanta,

Her ramazanda dükkânın önüne dev bir pankart asar ve "Hayırlı Ramazanlar" derdi,

Birkaç gün önce bu lokantaya gittim,

Pankartı asmamış,

Patrona, "Ne o, bu yıl ramazan gelmedi mi?" diye sordum,

"Geldi ama gitti" dedi,

Şaşırdım,

"Nasıl" dedim,

Ramazanın 1, günü pankartı depodan çıkarıp asmış,

Hemen "birileri" gelmiş,

"Bu pankart siyasi maksatlı, indirin" demiş,

Patron, "Ne siyasi maksadı, Her yıl astığım pankart, Depodan çıkardım" demiş,

"O zaman hemen yeniden depoya kaldır, Seneye ramazanda asarsın" demişler,

Kaldırmamış,

Ertesi gün bir daha gelmiş aynı "birileri",

Kaldırmış mecburen,

"Başka pankart da yaptıramadım, Ne yazacağımı bilemedim, İyi ramazanlar desek olmaz, Bu yılı hayırsız bir ramazanla geçiriyorum" dedi,

Not: Bu restoranın sahibi referandumda "Evet" diyecekti, Şimdi kararını gözden geçiriyor,


Starlık dersi

ACUN Ilıcalı’nın programı, bizim şöhretlere "adamlık" dersi gibi,

Dünyaca ünlü starlar yarışmaya katılıyor,

Hepsi birbirinden sempatik, Ne bir kasılmak, ne bir havaya girmek,

Geliyorlar, şen şakrak, esprilerle, hiçbir komplekse girmeden eğleniyor ve gidiyorlar,

Bizim Türkiye’nin dışına çıkınca esamisi okunmayacak "starlarımız"ın ise havadan, kasılmaktan, kendini önemsemekten yanlarına yanaşılmıyor,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kötülük ekenin kötülük biçtiğini unutmadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları