Ayrılık var çıkan falda

GEÇEN gün bir dostum, "Bana 10 yıl sonrasının Türkiye’sini çizsene, kafanda ne var" dedi,

Aslında uzun zamandır kafamda kurduğum bir şeydi bu sorunun yanıtı,

Ama bulduğum yanıtlardan ürktüğüm için kendime bile itiraf edemediğim şeyler vardı,

"Anlatırım ama kızmak, darılmak, saçmalıyorsun demek yok" dedim,

"Anlat" dedi,

Anlattım,

Dostumun sorduğu gibi 10 yıl mı bilmiyorum, Belki beş yıl, belki yirmi yıl, Emin değilim, En iyisi falcılar gibi "Üç vakte kadar" diye başlamak,

"Üç vakte kadar Türkiye nasıl bir şekil alabilir" sorusuna yanıt vermek kolay değil,

Ama gördüğüm şu ki, artık kafamızdaki "şablonlar" giderek azalıyor, Dünün "kabul edilemezleri", yerini "niye olmasınlara" bırakıyor,

Buradan yola çıkarak bir şeyler düşünmek mümkün,

"Üç vakte kadar bugünkünden çok farklı bir Türkiye olabilir mi" diye düşünüyorum,

"Üniter devlet" düşüncesini kafasından silmiş bir devlet, bir toplum,

En az üç federasyondan oluşan bir ülke,

En basit şekliyle "Batı-Orta-Doğu" federasyonları, Kimbilir belki de daha fazla,

Her federasyonun birer başkenti,

Ne bileyim, Batı’nın başkenti İstanbul veya İzmir,

Orta’nın başkenti Kayseri veya Ankara,

Doğu’nun başkenti Diyarbakır veya Van ya da ne bileyim Erzurum,

Ve bir ortak başkent, Tercihen Ankara,

Çok partili bir sistem, Ülke genelinde örgütlenmiş partiler ve federasyonlara özgü partiler,

Her federasyon kendi seçimini yapıyor, Kendi seçtikleri kendini yönetiyor,

Kendi vergisini topluyor, kendi bütçesini yapıyor, Kendi parasını harcıyor,

Her federasyon, nüfusuna orantılı bir temsilciyi ortak başkentteki ortak parlamentoya, hatta parlamento ve senatoya gönderiyor,

Onlar ülkenin başkanını seçiyorlar,

Polis gücü her federasyonun kendi kontrolünde, Ordu ise tek ve ortak,

Bu anlattıklarıma dostum şaşırdı,

Ben de ona bunun "bir temenni" değil, "bir tahmin" olduğunu söyledim,

Başkanlık sistemi tartışmaları başlarken bu olasılığın da göz ardı edilmemesi gerektiğini, Türkiye’nin bölünmüş diye nitelenen haritasından böyle bir sonuç çıkmasının çok muhtemel olduğunu vurguladım,

"Peki sence bu iyi olur mu?" diye sordu dostum,

"Bilemem, Kolay olmaz" dedim,

Ama en azından gaz birikimini engelleyeceğini anlattım,

İster misiniz, istemez misiniz bilemem,

Ama benimki bir tahmin, Bir öngörü,

Kararı hep beraber bu halk verir,

Sonuçlarına da herkes katlanır,

Not: Önceki akşam Asmalımescit’te bir lokantanın önünde oturuyorum, Yakışıklı bir delikanlı geldi,

"Fatih Abi nasılsın" dedi, "İyiyim" dedim, "Abi ben yıllar önce bir televizyonda gençlik programı yaparken konuğum olmuştun, Galiba 1999 yılıydı, Sana bir soru sormuştuk o zaman, ‘Gelecekte Türkiye’nin başbakanı kim olur’ demiştik, Sen de ‘Tayyip Erdoğan olur, 10 yıl kadar iktidarda kalır’ demiştin, Biz de senin delirdiğini düşünmüştük ve arkandan gülmüştük, Şimdi herkese senin bu tahminini anlatıyorum" dedi,


Ahlaki genelleme olursa!

"GENELLEMELER pek doğru sonuç vermez" diye hatırlatmak isterim Nihal Bengisu Karaca’ya,

Cuma günü yazdığı yazıda bolca genelleme yaptığı için,

"Kızım 18 yaşına geldi ve elbette bir sevdiği olacak, Ne var bunda, evlilik şart değil ki" diye düşünen "sahil kesimlerinin", Türkiye’nin diğer kesimleri tarafından "ötekileştirilmekten korktuklarını" söylüyor,

Yok ya!

Demeye getiriyor ki, "Sahil kesimlerinin ahlaki değerleri daha düşük",

Hadi canım sen de!

Yapılan ama yayınlanmayan pek çok araştırma var,

Bir göz atsa yeter,

Baksın bakalım "ensest", Türkiye’nin nerelerinde daha yaygın,

Baksın bakalım "çokeşlilik", bir kılıf bulunarak Türkiye’nin nerelerinde yaygın,

Baksın bakalım "pederasti", gizli saklı olarak Türkiye’nin nerelerinde yaygın,

Hiçbir şey bilmiyorsa gitsin "Karaköy genelevine" sorsun bakalım oradaki kadınların öykülerini, hikâyelerini, neden ve nasıl oraya geldiklerini, Türkiye’nin nerelerinden getirildiklerini, getiriliş nedenlerini,

Hiçbirini yapamıyorsa açsın sabah kadın programlarını,

Bakalım "ahlaki zafiyet" yaygınlığının yoğunluk haritası ne,

Haa, kılıf bulunmuş veya gizlenmiş ahlaksızlığı ahlaksızlıktan saymıyorlarsa ona karışmam,

Ama ben, kızımın, babası yaşında birine ikinci eş olarak verilmesindense sevdiğiyle beraber olmasını yeğlerim,

İlle de birini tercih edeceksek elbet!


Stadın yolları yönetimin gündeminde

GALATASARAY’ın yeni stadının yol yapım çalışmalarının hem yavaş hem de eksik yapıldığını yazınca Galatasaray yönetiminden bir bilgi notu geldi,

Yiğit Şardan yollamış,

Meğer benim yazdığım eksiklikler Galatasaray yönetiminin de gündemindeymiş ve bununla ilgili olarak hem Karayolları’nı hem de ilgili bakanlığı uyaran bir yazı yollamışlar,

Yönetimin hazırladığı rapora göre stada gelecek 52 bin kişinin 15-20 bini metroyla, 30-35 bini de lastik tekerlekli araçlarla gelecek,

Bunun yanı sıra bölgede inşaatı süren hastanenin de aynı yolları kullanacak olması trafiği biraz daha yoğunlaştıracak,

Stat trafiğinin yoğunluğu, maç günleri hastane açısından da sakınca yaratacak,

Galatasaray yönetimi bunun için öneriler hazırlamış,

Mevcut yol inşaatlarının stadı sadece TEM yoluna bağlamak üzere sürdüğünü belirten yönetim, bunun trafikte ciddi sıkıntı yaratacağını belirterek Hasdal-Cendere, Maslak-Cendere ve Ayazağa tarafından da stada bağlantı yolları yapılarak TEM’de olaşabilecek tıkanıklığın önüne geçilmesini istemiş,

Galatasaray’ın Telekom Arenası açıldığı zaman bu yollar büyük ihtimalle yapılmamış olacak ve büyük bir keşmekeş yaşanacak,

Acaba bu konuyla da bizzat Başbakan’ın ilgilenmesi mi gerekiyor diye düşünüyorum,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Aynı hatayı kırk kere yapınca özrün anlamsızlaştığını bildiğimiz zaman

Erişilebilirlik Araçları