Yasaksız Türkiye mi dediniz!

BAŞBAKAN Erdoğan’ın dünkü konuşmasında herkes farklı bir bölüme takılmış olabilir,

Benim takıldığım bölüm ise şu,

Başbakan Erdoğan dedi ki: "Biz yasakların olmadığı bir Türkiye için yola devam edeceğiz, İsteyen katılır isteyen engellemeye çalışır, Biz bunu yapacak güçteyiz,"

Kelimesi kelimesine değil elbet ama sözlerin meali bu,

Açıkçası ben bu konuda kendisine pek de katılamıyorum,

Türkiye ne yazık ki, giderek daha fazla yasaklar ülkesi oluyor,

İşte internetteki durum,

Youtube yasağını geçtim, internette her şey yasaklı neredeyse,

Hiçbir siteye erişemiyoruz, Nereyi açmaya çalışsak karşımızda kapı gibi bir "mahkeme kararı",

"Bilmem kaç sayılı kanun gereği, falanca mahkeme tarafından alınan bilmem ne numaralı kararla erişim engellenmiştir,"

Sanmayın ki, erotik içerikli siteler falan,

Onların yasaklanması da ayıp o ayrı ama kızımla evde ödev yapıyoruz, en sıradan siteye bile bilmediğimiz, anlamadığımız bir gerekçeyle girmek yasak,

Zeynep soruyor, "Baba niye yasak?", verecek yanıtım yok,

"Kızım bu memleket böyle, Her halt yasak" demeye dilim varmıyor 10 yaşındaki çocuğa,

Başbakan, "Yasaksız Türkiye" ile neyi kastediyor bilmiyorum ama biz etrafımızda bolca yasak görüyoruz,

Çoğu da bu hükümet döneminde koyulmuş yasaklar,


Sesi değil işlevi ATATÜRK’ün yeni ses kaydı bulunmuş, Sözde,

İddia o ki, "Sesi öyle zannedildiği gibi ince falan değil kalınmış, İnce olması o dönemki teknolojiden kaynaklanan kayıt hatasıymış",

Öyle midir değil midir bilemem,

Bildiğim bir şey var,

İnce olsa kaç yazar!

Atatürk, Türkiye’nin başına gelmiş en muhteşem şeylerden biridir,

2 yılda bir ülkeyi kurtarmış, 2 yılda bir devlet kurmuştur, Ki o devlet bugün hâlâ ve herkese rağmen ayaktadır, Döneminde kurulmuş her şey yerle bir olmuşken,

Kurumlarıyla, kurallarıyla ayaktadır,

Atatürk bunu sesiyle yapmadı, aklıyla yaptı,

Müthiş bir askerden müthiş bir devlet adamına, kurucuya dönüşmüştür,

Sonrasına baktığınız zaman en büyük işadamı, en büyük sanayicidir,

Diğer yaptığı her türlü yatırımı bir yana bırakın, o gün parmağının bir hareketiyle kurduğu banka, bugün 20 milyar dolarla Türkiye’nin en zengin ailesinin toplam varlığından daha büyüktür,

Bunları da 10 yıl içinde yapacak kadar eli çabuktur,

Hayat tarzı, şıklığı, Türkiye’ye getirdiği görgü, dinamizm hepsi eşsizdir,

Benzersizdir,

Ne sesinin inceliği, ne boyunun kaç santim olduğu önemlidir,

Biz ne "davudi" sesler gördük, teneke tıkırtısı gibi kalır Atatürk’ün varlığının yanında,


Her parçanın bir ömrü var

KENDİMCE çok ciddi konular yazıyorum,

"Tık" çıkmıyor,

"Spor yapmıyorum" diye yazdım, kıyamet kopmaya devam ediyor,

Çevremdeki herkes kızgın,

Önce Yayın Yönetmen Yardımcımız Doğan Satmış’ın hışmına uğradım,

Şimdi de eşim kızdı,

"Böyle abuk sabuk şeyler yazıp zaten spor yapmayan milleti iyice spordan soğutuyorsun, Ne alakası var spor yapmanın sağlıksız olmakla" diyerek,

"Görmüyor musun halimi, Her yerim sakat, Ağrı sızı, Sürekli fizik tedavi, Sürekli Azmi Hoca" dedim,

"Onun sporla alakası yok, Senin her şeyi abartarak yapmanla alakası var, Doğru düzgün spor yapana bir şey olmaz, Senin gibi kudurmuş gibi yaparsan olur" dedi,

Sustum,

Ama benim haklı olduğumu düşünenler de oldukça fazla,

Bir okur şöyle bir mesaj atmış:

"Ben hayatım boyunca spor yaptım, artistik patinajda madalya ve kupalarım var, Siyah kemerim, 42 yaşındayım, Daha geçen yıl sporu ve ders vermeyi bıraktım,

Eşim bebekliğinden beri spor yapan bir insan, hem de ne spor yapmak, alçısını kesip maça çıkacak kadar, Her yerinde kırık, dikiş izi ve sonuç 30 yaşında geçirilen kalp krizi, Ailesinde hiç olmamasına rağmen,

Kızım da sporcu, 14 yaşında, Burnu kırıldı, tendonu koptu, skolyoz başlangıcı var, yara izleri, başka bir sürü sakatlık, Her gün Anadolu Lisesi fen bölümüne ek olarak 4 saat antrenman, Spor yapmayan arkadaşları sapasağlam,

Dünkü yazınızı kesip sakladım ve antrenman çıkışı ona okuttum, Size hak vererek bütün yol güldük,

Çok güzel bir bakış açısı yakalamışsınız, kim ne derse desin,

Aklınıza sağlık,"

Bir de sanayici dostum aradı,

"Haklısın" dedi, "Biz de sanayiye parça üretiyoruz, Her parçanın belirli bir ömrü var, Yaptığımız bir kapı otomatı 1 milyon kere açıp kapanmaya dayanıklı, Kapıyı çok sık açıp kaparlarsa erken arıza yapıyor,"

Benim dediğim de tam bu,

Bizim parçaların da bir ömrü var,


Cübbeli

CÜBBELİ Ahmet ile ilgili yazım bugün de sığmadı, Yarına kaldı,  

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Boyumuzun ölçüsünü almaktan korkmadığımız zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları