Arap rejimlerinin hepsi yıkılacak

GÜNLERDİR televizyonlarda arzı endam eden "Mısır uzmanlarının" bir şey bilmediği ortaya çıktı,

En doğru lafları ise eskinin gazetecisi, ömrünün büyük bölümünü de Arap âleminde geçirmiş Lütfü Akdoğan etti,

Akdoğan önceki gece katıldığı Teke Tek’te, "Mübarek çok dayanamaz, Geçen hafta Birleşik Arap Emirlikleri’nden bir davet aldı, Kendisine bir villa tahsis edeceklerini söylediler ve ‘Gel buraya yerleş’ dediler, Şu saatlerde oraya doğru yolda olabilir" dedi,

Üzerinden 24 saat geçmeden Lütfü Akdoğan’ın dediği çıktı,

Akdoğan’a göre, Hüsnü Mübarek’in şu anda 3,5 milyar dolar civarında bir serveti var,

Lütfü Akdoğan’a, "Mısır’a demokrasi gelecek diyorlar, Gelebilir mi?" dedim,

Güldü,

"Daha çooook var" dedi, "Şu anda Mısır’da ve Arap âleminde olanlar Türkiye’nin 150 yıl gerisinde, Şimdi daha Tanzimat’ı ilan edecekler, Bunu hazmedecekler, Sonra yavaş yavaş demokrasiye göre ilerleyecekler, Biz ki, onlardan 150 yıl ilerideyiz, demokrasimizin hali ortada, Mısır’ın veya diğer Arap ülkelerinin önündeki yolu siz hesaplayın" diye ekledi,

Akdoğan’a göre önümüzdeki yıllarda Arap ülkelerindeki rejimlerin hepsi devrilecek,

"Önce Allah, sonra kral, sonra toprak, sonra halk diyen bir kafa var, İngilizlerin giderken yerleştirdiği muhtar seviyesinde adamlar petrol parasıyla hakiki kral oldular, Hâlâ Osmanlı’nın mirası paylaşılıyor, Buralar onlara kalmaz" diyen Akdoğan’a, "Peki neden şimdi" diye sordum,

"Çünkü artık halk uyanmaya başladı, Dünyayı görüyorlar, Değişimi görüyorlar ve istiyorlar" dedi,

"Mısır’daki isyanın arkasında açlığın, sefaletin, yokluğun olduğu söyleniyor" dedim,

"Bu isyanlarda iki tür oyuncu var" dedi: "Bir yanda fakirler var, Onlar bu nedenle isyan etmeye başladılar, Ama diğer yanda da zenginler var, Zenginlerin çocukları yurtdışında okudular, Batılı standartları gördüler, Sonra ülkelerine döndüler, Şimdi o standartları kendi ülkelerine getirmek istiyorlar, Burada zengin ile fakirin farklı nedenlerle de olsa ortak hareketi var, Sonuçta özgürlük istiyorlar,"

Peki bundan sonra ne olacak?

Akdoğan’a göre Arap ülkelerinde mevcut rejimlerin hiçbiri ayakta kalmayacak,

Irak’ın iyi kötü kendi düzenini kurmaya başlamış olması, Irak’ta seçimlerin yapılıyor, demokrasinin bir şekilde işletiliyor olması Arap halklarına bir tür "özgüven" vermiş,

"Hepsi gider" diyor Akdoğan: "Orduları bile yabancılardan oluşan Arap rejimlerinin hepsi gider,"


Diyanet’e bir yanıt daha

DİYANET İşleri Başkanlığı ile yürüttüğüm tartışmaya Rıza Zelyut da katıldı, Dün bir mektup yollamış, Özetleyerek paylaşıyorum:

"Fatih Bey; yazınızda gerçekten çok mantıklı ve demokratça bir cevap verdiniz Diyanet İşleri Reisi’ne, İzninizle; size bu Sünni Diyanetçilerin inkâr ettiği cemevi gerçeğinden kısaca satırbaşları vermek istiyorum:

Ehl-i sünnet vel cemaat ekibinin inatla tanımladığı tek ibadet yeri camidir, formülü İslam tarihine ve Kuran gerçeğine de uymuyor,

Çünkü, Hz, Muhammed, Kuran’ı 610 yılında tebliğe başladı, Ona inananlar da Peygamber’in yaptığı tarzda ibadete başladılar, Bu ibadetler, sizin de bildiğiniz üzere evlerde gizli gizli yapılıyordu, Yani evde ibadet; Müslümanların en ilk ibadet şeklidir,

Bu iddiam Kuran ile de sabittir, Lütfen özetle aktardığım Nur Suresi 35, ve 36, ayetlerine bakınız: ’35: Allah, göklerin ve yerin nurudur (,,,) 36: O nura; Allah’ın yükseltilmesine ve içlerinde kutlu isimlerin zikredilmesine izin verdiği EVLERDE kavuşulur,’

Burada; camiden değil evden söz ediliyor,,,

Yine; İslam’da ilk cami, İslam’ın tebliğinden hemen hemen 13 yıl sonra; hicret yılının sonlarına doğru Medine’de yapılmıştır, 13 yıl boyunca Müslümanlar ibadetlerini cemevi diyebileceğimiz yerlerde veya kendi evlerinde yürüttüler, Camide yapılmadı diye o ibadetleri bile bu Diyanet; dine aykırı sayabilir,

Siyasi ve ekonomik çatışmalar sonucunda İslam içinde ayrışma başlayınca; gruplar birbirlerinden uzaklaştılar, Böylece Şiilik oluştu, Şiiliğin kuralları ile kendi kültürel değerlerini birleştiren Türk göçebeleri; bugün Anadolu Aleviliği dediğimiz yolu kurdular, Bunlar; kendilerini yüzlerce yıl hakiki Müslüman saydılar,

İbadetlerini de yüzlerce senedir cemevlerinde yapıyorlar,

Sünni Diyanet’in dar görüşlü uleması; tarih bilgisinden yoksun olduğu için bilmiyor, Ama 2, Bayezid tarafından yeniden yaptırılan Hacı Bektaş Veli Dergâhı’nın içinde de cemevi vardır,

Aynı biçimde Anadolu’daki ilk Müslüman dergâhlarından olan Seyit Gazi (Battal Gazi) Dergâhı’nda da cemevi vardır ve yüzlerce yıl kullanılmıştır, Bugün Antalya Elmalı’daki Abdal Musa Sultan Dergâhı’nda ve yine İstanbul’da Şahkulu Sultan Dergâhı’nda cemevleri vardır, Buralar yüz yıllar boyunca kullanılmıştır,

Sünni ulema o kadar tek yanlıdır ki bu dergâhlarda bulunan ve adı da ‘Meydan Evi’ olan kısmın; cemevi olduğunu bile bilmez,

Anadolu’daki Aleviler; Osmanlı Devleti zamanında bile; dergâhlarda resmi bir bölüm olarak yer alan meydan evinde cemlerini yürütmüşlerdir, Yani cemevi son 20 yılda ortaya çıkan uyduruk bir kuruluş değildir,

Diyanet İşleri’nin cemevlerini reddetmesi, dinen ve tarihen hiçbir doğru delile dayanmamaktadır,"

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Bizi örnek alması gerekenleri biz örnek almadığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları