Hayati Bey, Beccaria’yı duydunuz mu?

BAKANIMIZ Hayati Yazıcı aynı zamanda avukat olmasa, aslında bu satırları yazmayacaktım,

Ama Hayati Yazıcı avukat, Üstelik de bir dönem Başbakan Erdoğan’ın da avukatlığını yapmış bir avukat,

Avukat Hayati Yazıcı, Balyoz tutuklamaları sonrasında gazetecilerle konuşurken, "Bu kadar büyük çaplı kovuşturmada, gerçekten ufak tefek haksızlıklar olur" dedi,

Ben bunu duydum ve kulaklarıma, daha doğrusu okuyan gözlerime inanamadım, "Ufak tefek haksızlıklar olur,"

Dışarıdan birine ufak tefek gelen haksızlığın, o haksızlığa uğrayan için ne anlam ifade ettiğini Hayati Yazıcı da bilmiyorsa, diyecek bir şey yok,

Ama Hayati Yazıcı’ya milletvekilliği ve bakanlığı öncesindeki mesleğinin, yani avukatlığın çok önemli bir ismini hatırlatmak veya tanımıyorsa tanıtmak isterim,

Hayati Bey acaba hiç "Cesare Beccaria" diye birini duydu mu?

Duyduysa hatırlasın, duymadıysa duysun,

Cesare Beccaria, dünyanın gelmiş geçmiş en önemli ceza hukukçularından biri, belki de birincisidir,

1730’larda doğmuş, hukuk alanında eğitim almış ve hâlâ aşılamamış bir hukuk felsefecisidir, Aynı zamanda da avukattır,

Büyük ihtimalle bilinen ilk insan hakları savunucusudur,

1700’lerde ölüm cezasına karşı mücadele etmiş, işkence aleyhtarı tavrıyla herkesin tepkisini toplamıştır, "Suçlar ve Cezalar" adlı kitabı hâlâ bir başyapıttır,

Bugün bizim liberallerin çok beğendiği Amerikan Anayasası yazılırken, büyük oranda Beccaria’nın özgürlükçü, insan haklarına saygılı tavrından esinlenilmiş ve bu anayasa "Beccaria Anayasası" olarak dahi tanımlanmıştır,

Ve Beccaria’nın çok ama çok önemli cümlesi vardır ve bu cümle bugün Amerikan adalet sisteminin de temelini oluşturur,

O cümle de şudur: "Bir masumun cezalandırılmasındansa, bin suçlunun cezasız kalmasını tercih ederim,"

Beccaria bundan 300 yıl önce bunu söyleyebilirken, Hayati Yazıcı’nın bugün söylediğine anlam vermek mümkün değil,

Ama tabii Beccaria 300 yıl sonra hâlâ hafızalarda,

300 yıl hafızalarda kalabilmek için, nasıl olmak gerektiğinin timsali olarak!

 


Erdinç Yıldız’ın avukatından açıklama

SABAH Gazetesi’nin "Balyoz Muhbiri" olarak manşete taşıdığı Astsubay Erdinç Yıldız’ın avukatları dün bir açıklama gönderdiler, Önemli bölümlerini aynen aktarıyorum:

"Müvekkilim, Donanma Komutanlığı İstihbarata Karşı Koyma Kısım Amirliği’nde astsubay olarak görev yapmaktır, Müvekkilimin görevi sadece Kısım Amirliği’nin evrak kayıt işlemlerini yapmakla sınırlı olup herhangi bir cari istihbarat veya amir/yönetici yetkisi, faaliyeti bulunmamaktadır,

Öncelikle, Donanma Komutanlığı’nda Arama ve El Koyma Kararı 06,12,2010 tarihinde alınarak aynı gün saat 18,30 sularında icra edilmiştir,

El konulan malzemenin aramasının yapıldığı oda Donanma Komutanlığı’nın kontrollü bölgesi olup müvekkilimin ve diğer şüphelilerin çalışma odası, işyeri değildir, El konulan malzemeler mühürlü torbalarda Donanma Komutanlığı Askeri Savcılığı’na bırakılmış ve 08,12,2010 tarihinde soruşturmada görevli kolluk tarafından Gölcük’te mühürlü torbalar açılarak teslim alınmıştır, Şüpheliler de Arama ve El Koyma ile 08,12,2010 tarihli mühür açma tutanağında bu konuda açıkça beyan ve itirazda bulunmuşlardır,

Müvekkilim ve Donanma Komutanlığı personeli aramadan üç saat önce haberdar olmuştur, Aramanın askeri mahalde yapılması nedeniyle, soruşturmayı yürüten savcıların aramaya geleceklerinin Donanma Komutanlığı ve Askeri Savcılığa bildirildiği; 15,30’dan itibaren müvekkilim ve Donanma K,lığı’nda görevli diğer personel tarafından öğrenilmiştir, Hatta ilgili amirleri tarafından Soruşturma Savcılığı ve bir kısım üst rütbeli subayların odalarına arama için geleceği dağınık ve hoş olmayan görüntüler olmaması için odaların tertip ve düzenine dikkat edilmesi konusunda uyarılmışlardır,

Müteakiben, Erdinç YILDIZ ve bir kısım şüphelilerin 12,01,2011 tarihinde ifade ve sorguları alınarak tutuklanmalarına karar verilmiştir,

,,,Aramadan üç saat önce haberdar olan müvekkilimin ilişkili olduğu iddia edilen suç unsuru taşıyan dijital kayıtları yok etme veya kaçma girişiminde bulunmamış olması masumiyetinin en güçlü karinesidir,

Donanma K,lığı’nda yapılan aramanın Erdinç YILDIZ’ın ifadesi ile ilgisi olmayıp ifadesinden önce aynı gün gelen bir ihbar (kaynağı halen bulunamayan bir e-posta) neticesinde yapılmıştır,

Yukarıda arz edildiği gibi müvekkilimin arama tarihinden önce alınmış bir ifadesi veya ihbarı mevcut değildir, Esasen 06,12,2010 tarihinde yapılan aramada herhangi bir belge bulunmamaktadır, Aramada el konulan malzemeler bir kısım dergiler ve suç unsuru içerdiği iddia edilen dijital kayıtların bulunduğu Harddisk ve CD’lerden oluşmaktadır,

Söz konusu malzemeler arasında bir belge bulunmadığı gibi suç unsuru içerdiği iddia edilen kayıtların bulunduğu Harddisk ve CD’lerde ele geçirilen dijital kayıtlarda Donanma K,lığı Askeri Savcılığı’nca Bilirkişilere yaptırılan inceleme sonucunda hazırlanan 14,01,2011 tarihli BİLİRKİŞİ RAPORU’nda teknik veriler ile desteklenen bilgilere istinaden, söz konusu dijital medya araçlarına sonradan ve ayrıca eklendiği tespit edilmiş şüpheli dosya ve klasörler ‘manipülatif’ olarak nitelendirilmiştir, Söz konusu raporda dosyalarda geçen kişiler ile yer ve olayların uyumlu olmasının fiilen imkansız olduğu birçok örnek mevcuttur,

Soruşturmanın gizliliği nedeniyle bu aşamada söz konusu İfade ve Sorgu Tutanaklarını size gönderemiyorum,

Av, K,Yener SARAÇOĞLU"

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Çıkan çiviyi aynı yere çakmanın zor olduğunu anladığımız zaman

Erişilebilirlik Araçları