Artarsa artar düşerse düşmez

BENZİNE yine 9 kuruş zam geldi,

Bu kez bahane Libya krzi nedeniyle petrol fiyatlarının bir miktar artması,

9 kuruş az gibi görünebilir ama geçtiğimiz zaman sonrası millet isyan edince yapılan indirim 2 kuruştu, Onu 7 kuruş fazlasıyla geri aldılar,

Bir depoda 5 lira fark edecekmiş,

O önemli değil, Önemli olan şu,

Yahu biz beyinsiz miyiz, salak mıyız, eşek miyiz?

Bu ne yahu!

Petrol fiyatları dünya rekoru kırıp 140 dolarlara çıktığı zaman yapılan zamların hiçbiri, petrol fiyatları yeniden 70 dolarlara inince, yani yüzde 50 düşünce geri alınmadı,

Ben böyle bir şey görmedim,

Dünyada petrol fiyatları artınca bizim akaryakıta zam geliyor ama dünyada petrol fiyatları düşünce bizim benzinin fiyatı düşmüyor,

Sonra yine petrol fiyatları artıyor,

Bizim benzine, akaryakıta yine zam geliyor,

Sonra dünyada fiyatlar düşüyor,

Zam geri alınmıyor,

Sözde bir de Akaryakıt İstikrar Fonu var,

Ona "Rabbena hep bana" fonu demek daha doğru,

Bir kere petrol fiyatı düşünce düşürün şu fiyatı,

Bir kere,

Allah için bir kere yahu!

 


Kısa ve sessiz bir ziyaret

ÖNCEKİ gün Palais de France’a öğle yemeğine davetliydim,

Sarkozy’nin Türkiye ziyareti öncesi biraz dedikodu yapmak istedim,

Öyle ya, Türkiye karşıtlığı çok açık bir şekilde bilinen Sarkozy, 1992’deki Mitterrand ziyaretinden bu yana Türkiye’ye gelen ilk Fransız Cumhurbaşkanı olacaktı, (Chirac geldi ama NATO için, Özel bir ziyaret değildi,)

Üstelik de ziyaret oldukça kısa süreliydi,

Öncelikle neden bu kadar kısa bir ziyaret olduğunu merak ediyordum,

Sarkozy’nin programı Ankara ile sınırlıydı ve İstanbul’a gelmeyecek, turistik bir bölüm gerçekleştirmeyecekti,

Dahası böyle ziyaretler öncesi âdetten olan Türk basınından birkaç kişiye röportaj verme zahmetine bile katlanmamıştı,

Bunun nedenini o öğle yemeğinde öğrendim,

Sarkozy’nin ziyaretinin kısa tutulmasının ve Türk gazetecilere röportaj vermemesinin nedeni "ilişkileri bozmamak" içinmiş,

Bu açıkça söylenmedi ama anlaşılacak kadar net bir şekilde hissettirildi,

Çünkü Sarkozy de bizim Başbakan gibi; kendini tutamıyor,

Sorulduğu zaman söylüyor,

Bu yüzden de basınla mümkün olduğu kadar az bir araya gelecek ve sorulara yanıt vermeyecek,

Sorulara yanıt verirse, düzelmeye başlayan ilişkilere yeniden zarar verecek bazı cümelelerin ağzından çıkmasından korkuluyor anladığım kadarıyla,

Bu arada Sarkozy’nin Başbakan Tayyip Erdoğan’la çok iyi anlaştığını, ortak bir dil tutturmayı başardıklarını da öğrendim, İkisinin benzer taraflarının çokluğu, her iki liderin birbirlerinden hoşlanmasına neden olmuş,

Bu ziyarten ne beklendiğini sordum,

İlişkilerde son dönemde neredeyse elle tutulacak kadar olumlu gelişmeler olduğunu, bunun daha da derinleşmesi için yakında Ankara’dan Londra’ya yeni görevine gidecek olan Fransız Büyükelçisi’nin özel gayretiyle bu ziyaretin gerçekleşeceğini öğrendim,

Bu gelişmeye engel olabilecek tek şey, Sarkozy’nin ağzından çıkması muhtemel "samimi düşünceleri" O yüzden ziyaret kısa ve sessiz,


Gençlerin Türkiye ilgisi

PALAIS de France’taki yemekte yanımızda 20’li yaşlarda, oldukça hoş bir genç hanım oturdu, Başlangıçta hayli sessizdi, Sonra o da sohbete dahil oldu, Herve Magro benim kadar iyi Türkçe konuşabildiği halde, masadaki herkesin dahil olabilmesi için Fransızca konuşmayı tercih ettik,

Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Herve Magro’ya genç hanımın kim olduğunu sordum,

Stajyer olduğunu söyledi ve ilginç bir şey anlattı,

Frasız Dışişleri’ne her yıl Science Politique mezunu gençlerden binlerce staj başvurusu olurmuş,

Ancak bu başvurular arasında Türkiye’yi isteyen parmakla sayılabilecek kadar az olurmuş,

Ancak bu yıl durum değişmiş,

Türkiye’de staj yapmak için yüzlerce başvuru olmuş,

"Gençler arasında Türkiye’ye büyük bir ilgi var, En fazla istenilen yerin Türkiye olduğunu gördük" dedi,

Bazıları ailesinin Türkiye ile geçmişte bir ilişkisi olduğu için Türkiye’yi isterken, büyük bölümü sadece Türkiye’yi merak ettiği için bu talepte bulunuyormuş,

Masadaki genç hanıma, "Sen niye Türkiye’yi istedin" diye sordum,

"Türkiye hem Avrupa, hem Ortadoğu hem de dünya için giderek daha önemli oluyor, Yeni dünyayı anlamak için Türkiye’yi öğrenmek lazım" dedi,

Ben de ona, "Türkiye’yi öğrenebilirsin ama anlayamazsın, Ben 48 yıldır anlayamadım" yanıtını verdim,

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Atı sürekli mahmuzlayan attan düşünce şaşırmadığı zaman

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Erişilebilirlik Araçları